Cem Karaca çocukken bir kabahatini affettirmek ya da bir arzusunu gerçekleştirmek istediğinde, Ermenice, böyle seslenirmiş Toto Karaca’ya:
“Mamacigis (anneciğim)...”
Toto Karaca’nın gerçek adının İrma Toto Felekyan olduğunu öğrendiğimde, “Bu güzelim ismi(ni), tedirgin olduğu için mi eksiltti, değiştirdi” diye düşünmüştüm. Sonradan, Toto Karaca’nın kimliğini hiç saklamadığını, Azeri bir Türk ile evlendikten sonra onun soyadını aldığını, sahne ismi olarak da Toto’yu kullandığını öğrendim. * * * Çocukluğumda, ilk gençliğimde etnik kökeniyle tanımlanmazdı hiç kimse. En azından bizim mahallede, bizim çevremizde... Merakımız da olma(z)dı hiç. Belki 6-7 Eylül olaylarının hafızası (ayıbı belki de utancı) tazeydi ebeveynlerimizde. Belki mütemadi asimilasyon hevesiydi. Belki henüz, “derin” anlamıyla yeri-zamanı değildi/gelmemişti. O nedenle uzun süre bilemedik pek; Türkiye’de bir Ermeni’nin, bir Rum’un, bir Yahudi’nin ne(ler) yaşadığını, yaşayabileceğini. “Öteki” sayılma, “azınlık olma hali”ni hissedemedik, düşünemedik. Onların, ka(la)balığın arasındaki “güvercin tedirginliği”ni... Fark edemedik. * * * Üç yıl önce bugün, Hrant Dink öldürüldüğünde bunları konuştuk arkadaşlarla. Bunca yıl sonra fark ettiğimiz bu halimiz de sarstı bizi. Diğerkamlık yetmiyordu bazen, o “hal”i anlamaya. * * * Türk sinemasının Horoz Nuri’si Vahi Öz’ün gerçek ismini bir Ermeni kralından aldığını, Vahe olduğunu da öğrendim, zamanla. Adile Naşit’in, Sami Hazinses’in, Nubar Terziyan’ın, Kenan Pars’ın... Kimi gerçek ismiyle yaşadı hep. Kimi ismini değiştirdi. Kimini de biz Türkçeleştirdik, bize tercüme ettik onun gıyabında... * * * Onno Tunç(boyacıyan), Bülent Ortaçgil’in “Benimle oynar mısın” albümünde, bas gitar çalmış. Hani, “Susulsam kusur olsam /Ağızdaki küfür olsam /Doğuştan esir olsam /Yine de oynar mısın benimle” diye soran o şarkıda. Metin Altıok’un şiirini de o bestelemedi mi: “Bedenim üşür, yüreğim sızlar /Ah kavaklar, kavaklar... Beni hoyrat bir makasla /Eski bir fotoğraftan oydular...”