Başkanlara “afiş” ayarı

Araba kullanırken bilboardlardan canlı yayınla “hurmada dev indirim” kampanyasını seyretmek de mümkün.
Kaldırımda yürürken banka reklamının altından, başını eğip geçmek de...
Eh, serbest piyasa... Belediyeler heryere bilboard, afiş, raket vb. (duraklardaki, kaldırımlardaki nispeten küçük panolar) olanağı sağlarsa, parası, bütçesi olan reklamını yapar elbet.
Başımızın üstünde de yeri var, nasıl olsa...
Hatta paran varsa, bastırır kendi reklamını da yapar, aşkını bilboarda dökersin bi güzel:
“Bıcırığım yağmurun altında şemşiyesiz kaldım, sana sırılsıklam aşığım... ”

* * *

Ancak... Belediye başkanlarının belediyenin bütçesinden “kendi reklamı”nı yapması başka şey.
Hani, dedem zamanından beri vergilerin bize yol, su, elektrik olarak dönmesini bekleriz ya...
Bir bakarız bilboard olmuş, dönüyor.

* * *

İşte bu meseleyle ilgili dün Bolu’da tüm belediye başkanları etkileyebilecek bir dava karara bağlandı.
Avukat Reşat Bulut, Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz’ın her tarafa astığı afişlerle “belediye bütçesiyle kişisel reklam yaptığı” iddiasıyla dava açtı.
Danıştay da “emsal” kararında şu uyarıları hükme bağladı:
“Davaya konu ilan ve duyurularda, beldenin tanıtımından ziyade, belediye başkanının reklamının yapıldığı görülmüştür.
Bu beldenin tanıtımı olmadığı için, harcamalar da “tanıtım gideri” olarak belediye giderlerinden sayılamaz.
Rutin hizmetler için yapılan ilanlar da bu kapsamda değerlendirilemez.”

* * *

Danıştay’ın kararı, rutin hizmetlerle ilgili “Senin zaten işin bu, ne afişi” mesajını da veriyor satır arasında...
Karar, cümleten “hoşgelişler ola yerel seçimler” menzilindeyken özellikle önemli.
“Sağdan sola, soldan sağa, al da pankartı/bilboardı seçmen üstüne...” meselesi yaşanacak yine.
Bizde bu işlerin bugüne kadar nasıl yürüdüğüne de, yarın değineceğim.