"Aşk"ı hatırlamak

DÜN yayınlanan ve ölümünün 6. yılında Cem Karaca'yı da anan "Aşk ve Devrim" yazımın ardından bir çok ileti aldım.

Haberin Devamı

Aşk da, Karaca da özleniyor belli...

 

Benimle aynı kuşaktan bazı okurlarımız ise, 1970'li yılların gençlerine "aşk adına" biraz haksızlık ettiğimi düşünüyor.

 

Hafif sitemkar mesajları şöyle özetleyebilirim:

 

"1978 kuşağı, aslında özgürlük, sevgi, aşk uğruna bütünleşti.

 

Günahı-sevabı, hatası-doğrusuyla öyle var oldu.

 

Eğer aşk, sevgi konusunda eksik görüldüysek, aşkı ortalığa dökmediğimiz, yozlaştırmadığımız içindi.

 

Haberin Devamı

Yoksa aşk hep vardı."

 

* * *

 

Aslında dün yazımda, "Aşk yoktu" dememiştim.

 

"Aşk vardı elbet, ama 'saklı kalan'dı hep" cümlesiyle özetlemiştim, o döneme dair yaşadıklarımı.

 

O günlerde dağıtılan "yoldaşların elele dolaşmaması"na dair bazı bildirilerden yola çıkmıyorum.

 

Ama bir çok arkadaşımızın,  aşkla bir geçimsizlik ya da lisans(s)ızlık yaşadığını biliyorum.

 

Aşkı okuduğu kitabın arasına saklayıp kurutanı da olmuştur.

 

Fırsatını, pundunu, şeklini, zamanını, tercümesini bulamayanı da...

 

Yukarıda aktardığım iletideki "aşkı ortalığa dökmeme" kaygısı da, anlaşılması zor bir duygu değil.

 

Ama biliyorum ki, aşk sokağa çıkmadı mı, olmuyor.

 

* * *

 

O yıllarda sadece "aÅŸk" deÄŸildi eksik kalan. Â

Haberin Devamı

 

Hoşgörü, hayal gücü, -Marksist olmayan- sanat, içtenlik, mizah, hatta kahkaha bile eksik ya da en azından fluydu zaman zaman.

 

Ki, bu saydıklarımın tümü "aşk"ın da coğrafyası(nda)dır, değil mi?

 

Kadının statüsü, insan hakları, her türden ayrımcılık, çevre sorunları, hayvan hakları, haberleşme-bilgi edinme özgürlüğü, şiddete/teröre karşı olmak, savaş karşıtlığı, sivil itaatsizlik gibi refleksleri de flulaştırıyordu belki bu tablo.

 

Elbette konunun, küçük bir yazıyı aşan boyutları var.

 

Son yerine, aklıma "V for Vendetta" filminden bir cümle geliyor:

 

"Dans edilmeden yapılan devrim, devrim değildir..."

Yazarın Tüm Yazıları