Paylaş
Biri Tomris Uyar; hayatından Ülkü Tamer, Cemal Süreya ve Turgut Uyar geçen yazar.
Hani ona hep sevdalı olan Edip Cansever’in, “Tomris rakıyı çok severdi, bense onu...” dizesindeki o ketum kadın.
Diğeri, ayrıldıklarında Ankara’ya da küsen şair Metin Altıok’un sevdası Füsun (Altıok) Akatlı:
“Bir yüzük yaptım sana güvercin teleğinden /Bir yüzük bükerek hoşçakal sözcüğünden”...
Ve yayıncı Nimet Tuna.
* * *
Kıkırtılı sohbetleri, “aşık olunabilecek erkeğin özellikleri”ne de geliyor.
Masaya uğrayan erkek şair-yazar takımının da görüşlerini alarak, başlıyorlar güle “oynaya”, göz kırpılabilecek erkeklerle ilgili manifestolarına.
“Her şakada bir gerçek payı vardır” babından getirdikleri kriterleri özetleyerek aktarıyorum. (¹)
Adam, Tokyo (ve Tokyomsu terlik) giymeyecek. Yatarken çorap da giymesin elbet. Ortalıkta pijamayla dolaşmasın.
(Bu kriteri sandaletin içine çorap giyenleri de katarak, güncelleyebiliriz. Spor olmayan beyaz çorap ya unutulmuş, yahut çok dert değilmiş herhal o senelerde)
Pamuklu, keten, yün gibi doğal elyaf giyecek. Naylon ve parlak kumaşlar kesinlikle yasak. (Ferit Edgü’nün önemli katkısı: Fanila giymeyebilir. Turgut Uyar: Ama don giysin)
* * *
Kesinlikle uykucu biri olmasın ama uykusuzluğundan da yakınmasın.
Uykusuz gecelerini paylaşılan bin şölene dönüştürebilsin.
Ya yüzmeyi ya dans etmeyi bilsin ya da herhangi bir sporu iyi yapsın. Ama pazar günleri kes giyip sizi de yürüyüşe zorluyorsa, bu yasak.
TV’de makul miktarda maç seyretsin ama yorum yapmadan, sessizce...
Boks ve güreş sevmesin.
Tatil günlerini eşya onarmakla geçirmesin. Musluğun contası yenileneceğinde hemen işe sıvanmasın. Ustasını bulsun.
* * *
Haftada en az bir kitap okusun. Turgut Uyar: Pardayyanlar ile Arsen Lüpen’den haberi olsun. Ferit Edgü: Kafka, Shakespeare, Balzac, Sait Faik, Sartre ve F. S. Fitzgerald ya da Hemingway’den birini iyice okumuş olsun ama İhtiyar Adam ve Deniz sayılmaz.
Edip Cansever: Şiir de okusun.
* * *
Bir saz çalıyorsa çalsın ama dostlar toplantısında konser vermesin.
Aynı şekilde isterse mavi yolculuğa çıksın ama dönüşünde dia gösterileri düzenlemesin.
Esprisi “humor”a dayalı olsun. Fıkra anlatmayı, “Lazın biri...” diye başlamayı nükte sanmasın. Turgut Uyar: Askerlik anılarını anlatmasın.
* * *
Takside arka koltukta otururken de hesabı ödeyebilsin.
Lokantada bahşişi yüzde 10’dan fazla bırakmasın. Hesabı öderken cebinden tomarla para çıkarmasın.
Edip Cansever’e göre, armağan almayı da vermeyi de bilsin. Her hesabı kendi ödemeye kalkışmasın.
Diline dolamadığı sürece mâli durumu önemsiz, yalnız arabası varsa, park yerine göre program düzenlemesin. Taksiye binebilsin.
* * *
Alkolik olabilir de sarhoş olmasın. (Edgü’nün katkısı: Düşebilir ama çelme takmasın)
Yemek masasında viski vb. içmesin. Masaya gelen çerezlere saldırmasın.
Omlet, makarna ve biftek dışında yemek pişirmeyi becersin. Kendine yetsin.
* * *
Politik görüşü sola yakın bir aydın olsun. Ama parti sloganlarıyla konuşmasın.
Cinsellik konusunda ondan beklenen, “programlı olmaması, kendini bir şeylere zorunlu hissetmemesi, heteroseksüel olsa da homoseksüellerle dostluk kurabilmesi”...
Hayatında en fazla 6 kere doktora gitmiş olsun. Antibiyotiklere düşkün olmasın.
İlk gördüğü insanlar hakkında acele ve değişmez yargılar verecek kadar gözükara bir psikoloji uzmanı kesilmesin.
* * *
Üç efsane kadının oyun-muhabbet amaçlı en az 30 yıl önceki listesi, bugünlere de uyar mı, uyar...
Fakat... Erkeğin cep telefonuyla, dev ekran televizyonuyla, bağır-çağır spor programlarıyla, internetle, iPad’le “ilişkisi”nin dozajı, acaba kaç kriter eklerdi bu listeye?
Ötesi... Bu liste bir kaç rötüşla kadına da uymuyor mu?
Bir şey kesin; böyle listelerin sonu gelmez.
Belki önce aşık olunuyor da, böyle özellikler -önce göze, sonra sineye- zamanla batıyor.
Aşk yanılmaksa, durma yanılmaksa... Ve belki bu hâli o duyguyu eşşiz kılıyorsa...
Listeyi inceler, sonra gider gönüldeki “şefin tavsiyesi”ne kulak kabartırız.
Şefin -mevsim- salatasına...
(Bu yazıyı daha önce yazmıştım. Ama son yazılarım aşka dair olunca tekrar elden geçirdim)
(¹) Tomris Uyar “Yüzleşmeler”
Paylaş