Paylaş
Diğeri, ayrıldıklarında Ankara’ya küsen şair Metin Altıok’un sevdası Füsun (Altıok) Akatlı; “Bir yüzük yaptım sana güvercin teleğinden /Bir yüzük bükerek hoşçakal sözcüğünden”... Ve yayıncı Nimet Tuna.
Çeyrek asır önce, sohbetleri aşka ve “aşksızlığa” gelip dayanıyor sonunda. Ardından da “aşık olunabilecek erkeğin özellikleri”ne...
Masaya uğrayan erkeklerin de görüşlerini alarak, başlıyorlar güle “oynaya”, erkeklerle ilgili manifestolarına.
“Kriterler”i özetleyerek, aktarıyorum *.
Adam, Tokyo (terlik) giymeyecek. Yatarken çorap da giymesin elbet. Ortalıkta pijamayla dolaşmasın.
(Spor olmayan beyaz çorap ya unutulmuş, yahut çok dert değilmiş herhal o senelerde)
Pamuklu, keten, yün gibi doğal elyaf giyecek. Naylon ve parlak kumaşlar kesinlikle yasak. (Ferit Edgü’nün önemli katkısı: Fanila giymeyebilir. Turgut Uyar: Ama don giysin)
Herkes adamın haftada en az bir kere yıkanmasına razıyken Edgü, her gün yıkanmasında diretiyor.
* * *
Ya yüzmeyi ya dansetmeyi bilsin ya da herhangi bir sporu iyi yapsın. TV’de makul miktarda maç seyretsin ama yorum yapmadan, sessizce...
Boks ve güreş sevmesin. Bir de pazar günleri sizi de yürüyüşe zorluyorsa, bu yasak.
* * *
Kesinlikle uykucu biri olmasın ama uykusuzluğundan da yakınmasın.
Uykusuz gecelerini paylaşılan bin şölene dönüştürebilsin.
Tatil günlerini eşya onarmakla geçirmesin. Musluğun contası yenileneceğinde hemen işe sıvanmasın. Ustasını bulsun.
* * *
Haftada en az bir kitap okusun. Turgut Uyar: Pardayyanlar ile Arsen Lüpen’den haberi olsun.
Ferit Edgü: Kafka, Shakespeare, Balzac, Sait Faik, Sartre ve F. S. Fitzgerald ya da Hemingway’den birini iyice okumuş olsun ama İhtiyar Adam ve Deniz sayılmaz.
Edip Cansever: Şiir de okusun.
* * *
Bir saz çalıyorsa çalsın ama dostlar toplantısında konser vermesin.
Aynı şekilde isterse mavi yolculuğa çıksın ama dönüşünde dia gösterileri düzenlemesin.
Esprisi “humor”a dayalı olsun. Fıkra anlatmayı, “Lazın biri...” diye başlamayı nükte sanmasın.
Turgut Uyar: Askerlik anılarını anlatmasın.
* * *
Takside arka koltukta otururken de hesabı ödeyebilsin.
Lokantada bahşişi yüzde 10'dan fazla bırakmasın. Hesabı öderken cebinden tomarla para çıkarmasın.
Edip Cansever’e göre, armağan almayı da vermeyi de bilsin. Her hesabı kendi ödemeye kalkışmasın.
Diline dolamadığı sürece mali durumu önemsiz, yalnız arabası varsa, park yerine göre program düzenlemesin. Taksiye binebilsin.
* * *
Alkolik olabilir de sarhoş olmasın. (Edgü’nün katkısı: Düşebilir ama çelme takmasın)
Yemek masasında viski vb. içmesin. Masaya gelen çerezlere saldırmasın.
Omlet, makarna ve biftek dışında yemek pişirmeyi becersin. Kendine yetsin.
* * *
Politik görüşü sola yakın bir aydın olsun. Ama parti sloganlarıyla konuşmasın.
Cinsellik konusunda ondan beklenen, “programlı olmaması, kendini bir şeylere zorunlu hissetmemesi, heteroseksüel olsa da homoseksüellerle dostluk kurabilmesi”...
* * *
Hayatında en fazla 6 kere doktora gitmiş olsun. Antibiyotiklere düşkün olmasın.
İlk gördüğü insanlar hakkında acele ve değişmez yargılar verecek kadar gözükara bir psikoloji uzmanı kesilmesin.
* * *
Çeyrek asır geçti...
Üç efsane kadının oyun-muhabbet amaçlı listesi, uyar mı uyar bugünlere.
Erkeğin cep telefonuyla, dev ekran televizyonuyla, bağır-çağır spor programlarıyla, internetle, iPad’le “ilişkisi”nin dozajı, acaba kaç kriter ekler(di) bu listeye?
Yahut, önce aşık olunur da, böyle özellikler -önce göze, sonra sineye- zamanla mı batardı...
Ama bir şey kesin; böyle listelerin sonu gelmez.
Listeyi inceler, sonra gider gönüldeki "şefin tavsiyesi"ne kulak kabartırız.
Şefin -mevsim- salatasına...
* Tomris Uyar "Yüzleşmeler" www.edebiyathaber.net
Paylaş