Paylaş
Tesadüf bu ya, aynı apartmanda 12 Mart döneminde, 1971-1973 arasında kurmuş Işık Palas yönetimini.
Bu yılın Ocak ayında bırakmış yönetimi.
Ama aylardır yeni yönetim görevini yapmamış.
Elektrikler, sular kesilmiş.
Bina, bahçe bakımı, çöp, temizlik hizmeti hak getire...
Yani 12 Eylül'deki gibi "Apartman başlıca organlarıyla işlemez hale gelmiş, sakinler arasındaki kısır çekişmeler, uzlaşmaz tutumlar ile apartmanı kurtaracak birlik ve berabarlek sağlanamamış ve lüzumlu tedbirler alınmamış..."
Bakmış olacak gibi değil.
Yüce apartman sakinlerine hitaben bir bildiri hazırlayarak atmış posta kutularına.
Apartman girişine de asmış muhtırayı.
Ve Işık Palas yönetimini denetimini ve yönetimini devraldığını açıklamış.
* * *
Aslında atipik değil tipik bir olay.
Gazetemizde yayınladığımız "Apartmandan haberler"i okuyunca, apartmanda darbe de neredeyse olağan geliyor bana.
Uç örneklerde ise, sanki her apartman farklı federe devlet.
Kimi monarşiyle yönetiliyor.
Kimi otokrasiyle...
Plütokrasiyle yönetileni de var, "cep gücü"ne göre.
Çoğunluk diktatörlüğüyle yönetileni de...
Bir de isim koymazlar mı.
Hani "Uyum, Birlik Apartmanı"...
* * *
Kentsel demokrasi filan.
Yurttaşın yerel yönetime katılması falan.
Şart ama uzun vade...
Şu apartman demokrasisini bir özümsesek.
Hayırlı bir adım olacak, eminim.
Paylaş