Amblem de umurumuzda

OKURUMUZ Dursun Doğan’ın iletisinden hareketle dün Ankara’nın rötuşlanmış “ikinci yeni” ambleminin değinmiştim.

İletide okurumuz, amblemden neden rahatsızlık duyduğumla ilgili sorusunu “Yoksa amblemdeki ayyıldız mı huzursuz etti” diye tamamlıyor.
Benim Başkent’in simgesini eleştirirken hareket ettiğim noktalar, ayrı ayrı amblemde yer alan Atakule, ayyıldız, cami, yıldızlar vb. değil, amblemin bütünü, hatta olmayan bütünlüğü...
Ama okurumuzun sorusu “bayrak” özelinde olduğuna göre ona da yanıt vereyim. Eğer konu “amblemdeki bayrak” yani ayyıldız ise, evet ondan da rahatsızım. Şöyle ki:
* Amblemde ay şişirilmiştir ve bayrak ters çevrilerek, hilalin yüzü aşağıya dönük yerleştirilmiştir.
* Tarihçiler, ne Türk, ne Osmanlı, ne de cumhuriyet dönemlerinde hiçbir bayrakta, simgede hilalin bu şekilde kullanılmadığını vurgulamaktadır. Başbakanlık, bakanlıklar, Emniyet gibi tüm kurumsal amblemlerde de böyledir.
Hilalin yüzü yere değil, gökyüzüne bakar.
* Yıldız ayın içine çekilmiştir ki bu da yasal standarda aykırıdır.
* Ötesi, Vatanseverliğin sadece “elde-amblemde” gezdirilen bayrak olmadığını bilecek yaşta/baştayım.
Benzer vurgular, “yeni” amblemin aynı figürlerle üretildiği eski amblemi yasaklayan resmi rapor ve kararlarda da mevcuttur.

“Eski amblem”den bir iki rötuşla türetilen “yeni aynı amblem” ile ilgili eleştirim, rahatsızlığım, huzursuzluğum özetle budur. İletinin son paragrafı ise, içten içe alevli:
“Bu tür bir yazıyı içinizden geldiği gibi yani kendi iradenizle mi yazdınız veya patronlarınızın talebiyle mi yazdınız?”
Amblemin tipi rengi, şekli hiç bir Ankaralı’nın umurunda değil, kimse de rahatsız değil.
Eğer yazmak için malzeme lazımsa lütfen sabah 06-08 arası ve akşam 18-20 arası Ümitköy köprüsünde otobüs bekleyen insanların çilesini görün, yazın.”
Yirmi yıllık gazeteciyim, henüz “yazı patronum” olmadı.
Ankara Hürriyet’de yıllardır her gün, şimdi de haftada altı gün yazdığım yazılarda kendim dışında bir “irade”, talimat ile karşılaşmadım.
Okurumuzun “amblemin kimsenin umurunda olmadığı, amblemden kimsenin rahatsızlık da duymadığı” biçimindeki yargısına katılmıyorum.
Bu ambleme karşı, bir kaç günde 275 bin imza toplanmıştır. Bu ambleme dair o dönem yeterli ve yerel yönetimin de kayda alması gereken bir farkındalıktır.
Ayrıca dört yıl önce, kendiliğinden başlayıp Atakuleli amblemlerin üstüne Hitit Güneşi ambleminin yapıştırılmasıyla kenti donatan sivil tepki de bu farkındalığa örnektir.
Yine, amblem meselesi twitter gibi paylaşım sitelerine, bloglara da fazlasıyla yansımıştır.
Son olarak, toplu ulaşım, otobüs sıkıntısı tüm semtlerde olduğu gibi Ümitköy bağlamında da bir çok kez gazetemize yansımıştır. Yansıyacaktır da...
Zaten tüm maksat, sorunlarla ilgili farkındalık yaratmak değil mi?
Yazarın Tüm Yazıları