DÖRT yıl önce 22 Temmuz’da yapılan seçimler aklımda.
Yeni milletvekilleri TBMM’de işlemlerini yaptırırken, mazbatalarını ilk alanlar Ankara milletvekilleri olmuştu. O hız ve görev duygularının, Ankara’ya dair de sürmesini dilemiştik o günlerde. Ve selefleri olan Ankara milletvekillerinin yaşadıkları kentten esirgediği duyarlılığı, onların göstermesini... Şimdi yine diliyoruz. ¡¡¡ Başkent’in irili ufaklı tüm sorunları, aslında Ankara milletvekillerinin tek bir şey yapmaları ile çözülebilir. Çoğu vekilin yapmadıkları bir şey ile: Ankara’yı yaşamalarıyla... Eğer Ankara milletvekilleri, Başkent’i bir vatandaş gibi yaşarlarsa, sorunları da bizzat yaşayacaklardır. Geçmişteki bazı selefleri gibi, “Meclis’ten eve, evden Meclis’e, haftasonu İstanbul’a” formülüyle uzaktan yaşamazlarsa bu kenti, sorunları göreceklerdir. Asfalt, rögar, kaldırım gibi alt yapı rezaletleri, onları da rahatsız edecektir. Betonun, çarpık şehirleşmenin, kente etkisini göreceklerdir. Metro yoksunluğunu, toplu ulaşım sorunlarını, otomobil öncelikli bir kent anlayışının yayaları ne durumlara soktuğunu da... Milletvekili olmanın ayrıcalığıyla trafik tıkanıklıklarını aşmazlarsa, kentteki ulaşım sorunu dikkatlerini çekecektir. Bu gözlemleri ışığında seçildikleri kentle ilgili denetim yetkilerini yerine getirirlerse, Başkent’in sorunlarını soru önergeleriyle Meclis’e taşırlarsa, bir ilki de gerçekleştirecekler. Seçildikleri kente borçlarını ödeyecekler. ¡¡¡ Önceki dönemlerde bir kaç milletvekilinin ısrarlı çabası dışında, kentin/kentlinin sorunlarını Meclis’e taşıyan olmadı. Ya hiç sorun yaşamadılar/görmediler Başkent’te. Olan bitenden hiç haberleri olmadı. Ya da gözlerini kapattılar, sorunlara karşı. Hangisi daha kötü dersiniz?