Paylaş
“Son ağaç kesildiğinde, son nehir kirletildiğinde, son balık tutulduğunda beyaz adam, paranın yenmeyeceğini anlayacak.”
Beyaz adam ve onun geliştirdiği doğa düşmanı kapitalizm bu gerçeği bir gün elbette anlayacak.
Anlayacak ama o gün iş işten geçmiş olacak.
Yartıcının mülkü olan doğa yahut yerküre emanetinin ayrılmaz, yadırganamaz ve olmazsa olmaz sakinleri hayvanlardır.
Kur’an-ı Kerim bu yerküre sakinlerinin bir kısmının adını, birçoğunun da varlığını bildirmekte, doğayı onlarla paylaşmamızın hem emanete saygı hem de mutluluğa katkı olacağına vurgu yapmaktadır.
Bu yerküre sakini ortaklarımız, aynen bizim topluluklarımız gibi birer ‘ümmet’ olarak nitelendirilmektedir.
Adı, ‘hayvanlar’ anlamına gelen suredeki şu tanrısal beyana bakın:
“Yeryüzünde debelenen hiçbir canlı, iki kanadıyla uçan hiçbir kuş istisna olmamak üzere hepsi sizin gibi ümmetlerdir. Biz bu kitapta, herhangi bir şeyi gereğinden fazla yapmadık/ gereğinden eksik bırakmadık. Onlar, sonunda, Rableri önünde haşredilirler.” (En’am, 38)
Bu ümmetlerin de tıpkı bizim gibi, secdeleri, tespihleri, ibadetleri vardır. Dünya ekoloji çevrelerinin göğüslerinde tabela olarak taşıyabilecekleri güzellikteki şu ayete bakın:
“Görmedin mi, göklerdeki ve yerdeki şuurlular da bölük bölük olmuş kuşlar da Allah'ı tespih etmektedir. Her biri kendine özgü namazını/duasını, kendine özgü tespihini bilmiştir. Allah, onların yapmakta olduklarını çok iyi bilmektedir. Göklerin ve yerin mülkü/yönetimi Allah'ındır! Dönüş Allah'adır!” (Nûr, 41-42)
Bütün keramet bizde değildir.
Bazı durumlarda, o horlanan ümmetler, insan denen ümmetlerden çok daha değerli, saygın olabilmektedir.
İnsan denen burnu büyük varlık, sürekli horladığı o hayvanlardan çok daha aşağılarda, çok daha şaşkın, çok daha değersiz olabilmektedir:
“Yemin olsun ki, biz, cehennem için, cinlerden ve insanlardan, birçok kişiye vücut verdik/birçoğunu döllendirip yaydık. Kalpleri var bunların, onlarla anlamazlar; gözleri var bunların, onlarla görmezler; kulakları var bunların, onlarla işitmezler. Davarlar gibidir bunlar. Belki daha da şaşkın. Gafillerin ta kendileridir bunlar.” (Âraf, 179)
Bizim yerküre ortağımız bu sakinlerin Kur’an’da adları geçenlerinin listesi şöyle:
Arı, balık, inek, öküz, at, deve, koyun, keçi, eşek, katır, köpek, kuş, sinek, sivrisinek, örümcek, karınca, çekirge, kurbağa, karga, arslan, kurt, yılan-ejderha, maymun, domuz.
Paylaş