PaylaÅŸ
ŞöyÂle deÂniÂyor o ayetÂlerÂde:
"Kim RahÂman'ın zikÂriÂni/Kur'an'ı görÂmezÂlikÂten geÂlip onÂdan uzakÂlaÂşırÂsa biz ona bir ÅŸeyÂtan muÂsalÂlat edeÂriz, o ona can yolÂdaÂşı olur. Bu ÅŸeyÂtanÂlar onÂlaÂrı yolÂdan sapÂtıÂrırÂlar. OnÂlarÂsa kenÂdiÂleÂriÂnin hâlâ hiÂdaÂyet üzeÂre olÂdukÂlaÂrıÂnı saÂnırÂlar. SoÂnunÂda biÂze gelÂdiÂÄŸinÂde ÅŸeyÂtan yolÂdaÂşıÂna şöyÂle der: 'KeÅŸÂke araÂmızÂda iki doÂÄŸu araÂsı kaÂdar uzakÂlık olÂsayÂdı! Ne köÂtü yolÂdaÅŸÂmışÂsın sen!"
RahÂman'a karÂşı ÅŸeyÂtan söz koÂnuÂsuÂdur buÂraÂda. ZiÂkir, Kur'an'ın adÂlaÂrınÂdan biÂri olÂduÂÄŸuÂna göÂre, karÂşı karÂşıÂya geÂlen deÂÄŸerÂler, Kur'an deÂÄŸerÂleÂriyÂle ÅŸeyÂtaÂnın deÂÄŸerÂleÂriÂdir.
BuÂraÂda göÂz arÂdı edilÂmeÂmeÂsi geÂreÂken en önemÂli nokÂta, ÅŸeyÂtaÂnı yeÄŸÂleÂyeÂrek Kur'an'a sırt döÂnenÂleÂrin, kenÂdiÂleÂriÂni ışık ve aydınlık üzeÂre göÂren kiÂÅŸiÂler olÂmaÂsıÂdır. YaÂni bu ‘şeyÂtan yeÄŸÂleÂyiÂciÂler’, öyÂle dinÂsiz-imanÂsız inkârcılar deÂÄŸil, hiÂdaÂyet idÂdiÂaÂsınÂda kenÂdiÂleÂriÂni öne çıÂkaÂran kiÂÅŸiÂlerÂdir. Allah adına avukatlık yapmakta olan din yaygaracıları, ÅŸeriat isterükçüler, din baronları bu cümledendir.
Kur'an bunÂlaÂrı neÂden, ‘hiÂdaÂyet idÂdiÂaÂsı içinÂde sapÂmışÂlar’ olaÂrak gösÂteÂriÂyor? CeÂvap, meÂsaÂjın esaÂsıÂdır: Kur'an dıÂşınÂda hiÂdaÂyet araÂmışÂlarÂdır, buÂnun doÂÄŸal soÂnuÂcu olaÂrak ÅŸeyÂtaÂnın dosÂtu olÂma kaÂdeÂriÂni yükÂlenÂmek zoÂrunÂda kalÂmışÂlarÂdır.
MeÂsaÂjı tekÂrarÂlaÂyaÂlım:
Hem Müslümanım deyip hem de Kur'an dıÂşınÂda hiÂdaÂyet araÂyanÂlaÂrın dosÂtu ÅŸeyÂtan, naÂsipÂleÂri ise saÂpıkÂlık ve hüsÂranÂdır. ÃœrÂküÂtüÂcü olan ÅŸu ki, bu hüsÂran, hiÂdaÂyet yafÂta ve idÂdiÂaÂsıyÂla sahÂneÂlenÂmekÂteÂdir. TahÂriÂbin büÂyükÂlüÂğü iÅŸÂte buÂraÂdan kayÂnakÂlanÂmakÂtaÂdır. Ayet, ‘diÂne-Ä°sÂlam'a, muÂkadÂdeÂsaÂta’ vs. giÂbi siyasal ifaÂdeÂler yeÂriÂne, vahye dayanan bir tâbiri, ‘Kur'an'a ters düşÂmek’ tâbirini kulÂlanÂmışÂtır. YaÂni, Kur'an'dan onay alÂmaÂyan bir hiÂdaÂyet idÂdiÂaÂsı ve bu idÂdiÂaÂya baÄŸÂlı din söyÂleÂmi, perÂdeÂnin arÂkaÂsıÂnı göÂreÂbiÂlenÂler için, kaÂtıkÂsız bir saÂpıkÂlıkÂtır. KaÂtıkÂsız ve katÂmerÂli.
Zaten Türkiye’de en yıkıcı sapıklıklar, en iÄŸrenç ahlaksızlıklar; ‘din, mukaddesat’ perdesi altında milleti soyanlar tarafından sergilenmektedir. ÇünÂkü inkârcı saÂpıkÂlıÂğın akÂsiÂne, Kur'an dıÂşı dinÂciÂlik ÅŸekÂlinde beÂliÂren saÂpıkÂlık, AlÂlah'ın saf ve iyi niÂyetÂli kulÂlaÂrıÂna muÂsalÂlat olur ve onÂlaÂrı din-iman diÂye diÂye peÂriÂÅŸan eder. BuÂgünÂkü Ä°sÂlam dünÂyaÂsıÂnı etÂtiÂÄŸi giÂbi. Ä°sÂlam dünÂyaÂsı ve o araÂda ülÂkeÂmiz iÅŸÂte bu peÂriÂÅŸanÂlıÂğın kahÂrı alÂtınÂda inÂleÂmekÂteÂdir.
Olay açık ve inkâr ediÂleÂmez bir biÂçimÂde orÂtaÂdaÂdır: KenÂdiÂsiÂne ‘İsÂlam dünÂyaÂsı’ adıÂnı veÂren câmia, idÂdia ve söyÂlemÂleÂrinÂde ısÂrar ederÂse, akıl biÂzi iki ÅŸeyÂden biÂriÂni kaÂbuÂle zorÂlaÂyaÂcakÂtır:
1. Bu câmia alÂdaÂtıÂlıÂyor veÂya kenÂdiÂni alÂdaÂtıÂyor, yaÂÅŸaÂdıÂğıÂnı idÂdia etÂtiÂÄŸi din, Kur'an'ın geÂtirÂdiÂÄŸi ve adıÂnı ‘İsÂlam’ koyÂduÂÄŸu din deÂÄŸilÂdir,
2. Ä°sÂlam dünÂyaÂsı doÄŸÂru sözÂlü ve düÂrüst özÂlüÂdür, boÂzukÂluk ve tuÂtarÂsızÂlık (hâşa) Kur'an'daÂdır.
Bu iki şıkÂtan biÂriÂni seçÂmek zoÂrunÂdaÂsıÂnız. Ä°sÂlam dünÂyaÂsının peÂriÂÅŸanÂlıÂğı tarÂtışÂmaÂsız olÂduÂÄŸuÂna göÂre, "Hem bu câmia saÄŸÂlamÂdır hem de Kur'an" deÂmeÂye kalkÂmak akÂlın apaÂçıkÂlık ilÂkeÂsiÂneÂzıt olur.
Biz, yuÂkarÂki iki şıkÂtan biÂrinÂciÂnin doÄŸÂru olÂduÂÄŸu inanÂcıÂnı taÂşıÂyoÂruz. SeÂbeÂbi de, hiç kuÅŸÂkuÂya düşÂmeÂden beÂlirÂleÂmiÅŸ buÂluÂnuÂyoÂruz. Bir kez daÂha söyÂleÂyeÂlim:
‘İsÂlam dünÂyaÂsı’ deÂnen câmianın yaÂÅŸaÂdıÂğı din, Kur'an'ın geÂtirÂdiÂÄŸi ve Hz. MuÂhamÂmed'in gösterdiÄŸi din olmaktan çıkmıştır. İçinÂde o dinÂden bir şeyÂler elÂbetÂte varÂdır ama taÂmaÂmı o din deÂÄŸilÂdir. Kur'an'ı ‘anÂlaÂmak’ için okuÂyanÂlar, bu gerÂçeÂÄŸi heÂmenÂceÂcik göÂrüÂveÂrirÂler.
ÃœlÂkeÂmizde de, poÂliÂtik ve ekoÂnoÂmik salÂtaÂnat çıÂkarÂlaÂrı uÄŸÂruÂna Kur'an'ın saÂdeÂce adı kulÂlaÂnılÂmak suÂreÂtiyÂle serÂgiÂleÂnen bu ‘Kur'an dıÂşı din’, menÂfaÂat veÂya alÂdatÂmayÂla susÂtuÂrulÂmuÅŸ kitÂleÂler haÂriç, akÂlı ve idÂraÂki saÄŸÂlam hiçÂbir inÂsaÂnı ikÂna edeÂmez. Bu apaÂçık olÂduÂÄŸu içinÂdir ki, Kur'an dıÂşı dinÂciÂliÂÄŸin saÂvuÂnuÂcuÂlaÂrı, süÂrekÂli bir biÂçimÂde afoÂroÂza, tekÂfiÂre, tehÂdiÂde, ÅŸidÂdeÂte veÂya ulûfe daÂğıtÂma yoÂluÂna baÅŸÂvurÂmakÂtaÂlar. ÇünÂkü idrâk ve akÂlı tatÂmin edeÂcek hiçÂbir ÅŸeÂye saÂhip deÂÄŸilÂlerdir.
Daha da vahimi, ahlaka sahip değillerdir. Ülkenin en büyük soygun ve talanlarında, en yıkıcı yalanlarında onların imzası vardır.
Kur'an'a sırt döÂnen dinÂci söÂmüÂrüÂyü taÂnıÂtıp belÂleÂteÂmezÂsek, körÂpe kuÂÅŸakÂlaÂrın ÅŸu üç beÂlaÂdan biÂriÂne tesÂlim oluÅŸunu seyÂreÂdeÂriz:
1. "Din bu ise olÂmaz olÂsun" diÂyeÂrek dinÂsizÂliÂÄŸe geÂçiÅŸ,
2. "DinÂsiz yaÂÅŸanÂmaz ama kılı ve kumaşı tanrılaÅŸtırmış bir dine de katÂlaÂnaÂmam" diÂyeÂrek baÅŸÂka bir diÂne geÂçiÅŸ,
3. BilÂgiÂsizÂlik, duyÂguÂsalÂlık yüÂzünÂden veÂya ekoÂnoÂmik-poÂliÂtik seÂbepÂleÂrin itiÂÅŸiÂyÂle Kur'an dıÂşı dine baÄŸÂlıÂlıÂğıÂnı deÂvam etÂtiÂreÂrek ruh ve kiÂÅŸiÂlik denÂgeÂlerini yitirmek.
SahÂte diÂnin, bu üç ihÂtiÂmal dıÂşınÂda vaÂat edeÂceÂÄŸi hiçÂbir ÅŸey yokÂtur. DünÂya ve âhiret mutÂluÂluÂÄŸuÂna yaÂtıÂrım yapÂmak isÂteÂyenÂleÂre, aklın egemenliÄŸini esas alan Kur'an'daki Ä°slam’ı öneriyoruz.
PaylaÅŸ