Yaşar Nuri Öztürk: Ramazan ve kervan...

Yaşar Nuri ÖZTÜRK
Haberin Devamı

Ramzan, bildiğimiz rahmet ayı... Kervan, kamu yararına sürüp giden her türlü hizmetin, iş ve faaliyetin sembolü... Bu anlamda herkesin bir kervanı var. Hayat bu kervanlardan oluşuyor.

Bu ramazan, ‘‘kervan’’ açısından bendenizin durumu şöyle özetlenebilir: 10 Aralık günü, ‘‘Depremin Gösterdikleri’’ kitabım münasebetiyle ‘‘deneme’’ dalında verilen bir ödülü aldım: İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi ‘‘1999 İletişim Ödülleri’’nden biri...

11 Aralık akşamı Hilton Otel'in Balo Salonu'nda, Lösemili Çocuklar Vakfı tarafından organize edilen bir toplantıda, ‘‘Türkiye ve Din’’ konulu bir konuşma yaptım.

19 Aralık günü Antalya Cam Piramit'te yeni kitabımın adını taşıyan ve hayatımın ‘‘unutulmazlar’’ından biri olan bir konferans verdim. Altın Portakal Kültür ve Sanat Vakfı ile Polis Yardımlaşma Vakfı'nca ortaklaşa düzenlenen ve Reuters Ajansı tarafından tamamı kaydedilen bu konferansı Cam Piramit'in içinden ve bahçesinden, beş bini aşkın insan dinledi. Antalyalı gönüldaşlarıma, Antalya Emniyet Müdürü Natık Canca'ya, işadamı Cemal Ar'a, organizatör Kadir Dursun'a şükranlarımı iletiyorum!

22 Aralık günü, yine yeni kitabımın adını taşıyan bir konferansı Koç Üniversitesi'nde verdim. Rahmetli Vehbi Koç'un ölümü ardından yazdığım bir yazıya, onun bu ülkeye kazandırdıklarını anımsayarak ‘‘Rahmet Seni Kucaklasın’’ başlığını koyduğum için değişik türden bazı yobazlar beni eleştirmişti. Konferans münasebetiyle gezip gördüğüm ve sayın rektörünün verdiği bilgilerle tanıma fırsatı bulduğum üniversite bana gösterdi ki, o yazıyı o başlıkla yazmakta haklı ve isabetliymişim. Dileğimi bir kez daha tekrarlıyorum. Vehbi Bey, Allah'ın rahmeti seni kucaklasın!

25 Aralık günü İstanbul Bahçelievler Belediyesi'nce düzenlenen konferansta ‘‘İslam ve İnsan’’ı anlattım.

27 Aralık akşamı Adana Seyhan Otel'de verdiğim konferansın başlığı ‘‘Dinde Yeniden Yapılanmak’’ idi. Adanalı gönüldaşlarımdan yaklaşık bin kişi dinledi. Sadece Adana için değil, tüm Türkiye için dikkatle izlenmesi gereken yapılanma ve atılımların öncülüğünü yapan Adana Güç Birliği Vakfı'nın azimli üyelerine, Türkiye'yi ileri götürecek iradelerden biri olarak gördüğüm başkanları Şekip Karakaya'ya takdir ve şükranlarımı iletiyorum.

3 Ocak 2000 akşamı İstanbul Moda Deniz Kulübü'nde idim. Değerli kulüp üyelerinin oluşturduğu topluluğa, ‘‘Türkiye ve Din’’ konusunda, yaklaşık iki saat konuştum.

4 Ocak akşamı, Bayburtlular Gecesi'nde idim. İstinye Kadakal Restaurant'ta toplanan aziz hemşerilerime hitap etme keyfini yaşadım.

Bu ramazan zuhur eden ‘‘malum kuduz vakası’’ yüzünden ekranlara yansıyan ‘‘köpek havlamaları’’ hepimizi rahatsız etti, ama kervan tüm ihtişamı ile yine yürüdü.

Sûfi gelenekte güzel bir söz vardır: Gönül kalsın, yol kalmasın!.. Bu ramazan, kuduz kaynaklı havlamalar yüzünden gönül biraz kalmış olabilir, ama yol kalmamıştır. Gönül kalsa da hayat kendi kanunlarını mutlaka yürütür. Bu gerçek, atalarımız tarafından nükteli, ama biraz da iğneli bir deyişle formüllendirilmiştir. İt ürür, kervan yürür... İt ürümesini sıkıntıların, olumsuzlukların ‘‘kuduzlar’’ın sembolü sayarak konuşalım:

İtler ürümüşse de kervan yürümüştür. Ve her türden (başıboş ve sahipli) it, eskiden olduğu gibi, bundan sonra da ürüyecek, ama kervan hep yürüyecektir.

Kervanın yürüyüşüne yürek, imkán ve destek veren Hakk'a şükürler, halka teşekkürler!

Yazarın Tüm Yazıları