Paylaş
Rahman, esirgemek, bağışlamak, acımak, lütufta bulunmak, nimetlendirmek, korumak, sevmek, şefkátli davranmak, affetmek anlamlarındaki rahmet kökünden bir kelime ve Allah'ın yüce sıfatlarından biri. Rahman, rahmeti sonsuz ve sınırsız olan demek.
Kuran düşüncesinde bütün iyilik ve güzelliklerin anahtarı olarak sunulan Besmele (Bismillahir Rahmanir Rahim) dört kelimeden oluşur: İsim, Allah, Rahman, Rahim. Görüldüğü gibi, dört kelimenin üçü Allah'ın isim-sıfatlarıdır ve bunların Allah kelimesini niteleyen ikisi rahmet kökünden türemiş sıfatlardır: Rahman ve Rahim...
Bir rahmet kitabı olan Kuran'ın ilk cümlesi Besmele'dir ve bu cümle Kuran'da tam 114 yerde tekrarlanır. 113 surenin başında ve ayrıca, Neml Suresi'nin içinde. Savaş stratejisinin belirlendiği bir sure olan Beráe veya Tevbe Suresi'nin başında Besmele yoktur. Kuran böylece savaş ve şiddetin, rahmet ve merhametle başlamayacağına dikkat çekmiştir. Evet, savaşmak da hayatın realitelerinden biridir, insanın irinlerini temizler, ama yine de savaşla rahmet yan yana getirilmemiştir. Kuran, hayatın gerçeklerinden biri olarak gördüğü savaşı inkár gibi bir ikiyüzlülüğe gitmemiştir, ama onu rahmetin bir uzantısı gibi de göstermemiştir.
Kuran'ın ilk suresinin ilk iki cümlesi de bir rahmet egemenliği ifade eder. Bu iki ayet şu kelimelerden oluşur: Hamd (Yaratanı övme), álemlerin rabbi (Allah'ın niteliklerinden biri), Rahman, Rahim: ‘‘Tüm övgüler, bütün varlıkları çekip çeviren, besleyip büyüten Rahman ve Rahim Allah'adır.’’
Kuran, daha ilk cümlelerinde bize gösterir ki onun temel konusu, Yaratıcı ile insanın diyaloğudur ve bu diyalogda egemen espri rahmettir. Rahmet, Kuran dininin omurgası, canıdır. Ve Rahmet, Kuran'ın tanıttığı Allah'ın temel niteliğidir. O'nun, elbetteki azabı ve öfkesi de vardır; zaten bunlarsız rahmetin anlamı yoktur, ama O'nun öfkesi istisnadır. Oysa ki O'nun rahmeti ‘‘her şeyi çepeçevre kuşatmıştır.’’ (Bk. A'raf suresi, 156).
Rahmeti egemen Allah'ın kitabı bir rahmet kitabı olduğu gibi, o kitabı tebliğ eden elçi de bir ‘‘rahmet elçi’’dir. Evet o elçi, sadece ‘‘Rahmetin Elçisi’’ değil, doğrudan rahmettir. O, tüm varlıklara ‘‘bir rahmet olarak’’ gönderilmiştir. (Enbiya Suresi, 107).
Kuran'ın Allah'ına gerçekten kul olanlar da rahmet insanlar olmak zorundadırlar. Çünkü Kuran'ın önerdiği ahlak bir rahmet ahlakıdır. Bu yüzden Kuran, önerdiği ahlakın taşıyıcılarına ‘‘Rahman'ın kulları’’ diyor. Kuran emanetini taşıyacakları tanıtacak bir başlık için Allah'ın doksan küsur isim-sıfatından sadece Rahman sıfatının seçilmesi ne kadar düşündürücüdür? Öyle anlaşılıyor ki, insan egoizminin hiç bulaşmadığı veya en az bulaştığı duygu, merhamet yani rahmet duygusudur. Alman düşünürü Arthur Schopenhauer'in, ‘‘Erdem denecek tek duygu merhamettir, çünkü yalnız buna egoizm karışmaz’’ yolundaki anlayışı tamamen Kuransal'dır.
Selam Rahman'ın kullarına!
Rahmet hepinizi kucaklasın!
‘‘Bizler toprağa benzeriz, bize her türlü kötü ve pis şey atılabilir ama bizden hep güzel şeyler çıkar.’’
Cüneyd-i Bağdadi
Paylaş