Paylaş
Mişna, dinin, peygambere vahyedilen temel kaynağının yerine geçirilmek üzere, kutsal-tartışmasız ilan edilen kitaplara denir. İbranice olan bu kelime, ilkin Yuhadi din adamlarının dinleştirdikleri yorumları içeren metinler için kullanılmış, daha sonra Hıristiyan ve İslam literatürüne de girmiştir. Arapça'da mişnayı karşılamak üzere, ‘‘mesnât’’ sözcüğü kullanılır.
İslam açısından baktığımızda, içeriği ne olursa olsun, Kuran dışındaki ‘‘tartışma üstü’’ ilan edilen tüm kitaplar mişna cümlesindendir. Temel tevhit ölçüsü şudur: Allah'ın elçisi dışında tartışma üstü kişi, Allah'ın kitabı dışında tartışma üstü kitap kabul eden, İslam dininden çıkar. Çünkü böyle bir kabul, katıksız şirktir. Mişnacı gürültüye teslim olmayalım. Kitap başka, ‘‘tartışma üstü kitap’’ başka. İkincisi sadece Kuran'dır.
* * *
Mişna kelimesini, ‘‘Kuran'daki İslam’’ kitabımda, içine binlerce uydurmanın karıştırıldığı hadis kitaplarını nitelemede de kullandığım için, Kuran dışı dincilikten çekmediğim kalmadı. Kuran'daki İslam'da demiştim ki; mişna kelimesini, aynen benim kullandığım anlamda ve ağır şikâyetlere hareket noktası yaparak ilk kullanan insan, Hz. Ömer'dir. Mişnacılıkla ilgili bir sözünü, İbn Sa'd (ölm. 230/844) gibi tartışmasız bir kaynaktan kitabıma aktarmıştım.
Hz. Ömer, Peygamberimize isnat edilen sözlerin toplanıp imha edilmesini, aksi halde ilerki zamanlarda bu rivayetlerin Kuran'ın yerini alan mişnalara dönüştürüleceğini ve sonuçta ‘‘Allah'ın kitabı’’ ile irtibatın kesilme noktasına geleceğini söylerken, ‘‘Allah'ın kitabı yerine, İsrailoğulları gibi, mişnalara sığınmak durumunda kalmamızdan kaygılanıyorum’’ şeklinde konuşmuştu.
‘‘Kuran'daki İslam’’ın yayınından beri süren çalışmalarım sırasında gördüm ki, mişna (mesnât) kelimesini ilk kullanan ve mucize bir biçimde tanımını da veren, bizzat Peygamberimiz'dir.
Şimdi ben aradan çıkıyor, ‘‘Yüzyılımızın Hadis Allâmesi’’ diye anılan tartışmasız otorite Nasiruddin el-Elbâni'nin şaheseri ‘‘Silsiletü'l- Ahâdis’’in, ‘‘es-Sahiha’’ kısmının 6. cildinden (s.774-776) konuyla ilgili birkaç satırı çeviriyorum:
* * *
‘‘Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: ‘Kıyametin yaklaştığını gösteren belirtilerden bazıları şunlardır: Şerri ve şirretlerin itibarlı-saygın tutulması, erdemli insanların zelil duruma getirilmesi, sözün çoğalıp çalışmanın azalması, toplumda mişnalar okunup durmasına rağmen kimsenin bunlara karşı çıkmaması.' Sahabiler sordular: ‘Mişna (mesnât) nedir ey Allah'ın Elçisi?' Resul cevap verdi: ‘Allah'ın kitabı dışındaki tüm yazılanlar.'
Bu hadis, Hz. Muhammed'in peygamberliğinin mucize göstergelerinden biridir. Onun, sonraki zamanlara ilişkin söylediklerinin tümü, özellikle mişnalarla ilgili olanları tamamen gerçekleşmiştir. Mişna, Allah'ın kitabı dışındaki tüm yazılanlardır. Cenabı Resul bu sözüyle, sonraki devirlerin, uyulması farz hale getirilmiş mezhep kitaplarına dikkat çekmiş gibidir. Çünkü bu kitaplar, zaman içinde kitleyi Kuran ve gerçek sünnetten uzaklaştırmıştır. Ne yazık ki bugün de durum aynıdır. Bu kitapları farzlaştıranlar içinde şeriat fakültelerinden çıkanlar, doktora yapmış kişiler bile vardır. Bunlar, tarih boyunca bu mezhep kitaplarını dinleştirdi, halkın bunları izlemesini din emri haline getirdiler. Onların ‘‘ulema’’ takımının en büyüklerinden biri olan Ebul Hasan el Kerhi el-Hanefi ünlü sözünde bakın ne diyor: ‘Mezhep imamlarımızın görüşlerine zıtlık belirten tüm Kuran ayetleri ya tevil edilir, yahut da neshedilmiş (hükümden düşürülmüş) sayılır. Hadislerde de durum aynıdır: Mezhebimizin görüşlerine terslik belirten tüm hadisler ya tevil edilir yahut da neshedilmiş sayılır.
Bu zihniyete sahip olanlar, mezhebi asıl, Kuran'ı ona uyan ikincil kaynak durumuna getirdiler. İşte bu, kuşkusuz ve tartışmasız bir mişnacılıktır.
Mişnaların Beniisrail rivayetlerinden ibaret olduğunu söylemek, hadisin beyanına tamamen aykırıdır. Mişnacılık, kıyamet alametlerinden biridir. Böyle bir alametin, Hz.Peygamber'den önce Yahudiler'in yaptığıyla ilgisi olamaz.’’
Anlaşılan o ki, hesabına göre kutsallaştırdığı birçok kitabı tartışma üstü ilan eden mişnacı zihniyetin maskesini ilk düşüren, Kuran'ın tebliğcisi Resuli Ekrem'dir. Salât ve selam olsun ona ve ehlibeytine!
Paylaş