Hz. Peygamber’in ğulûl suçuna ilişkin tavırları

Kur’an kaynaklı bir kavram olan ğulûlün ne demek olduğunu dört günden beri evire çevire anlatıyoruz.

Haberin Devamı

Biraz uzun tuttuk ama varsın uzun olsun!

 

Uzun olsun ki, bu suçtan çektiği acılar kelimelerle tarif edilemeyecek boyuta ulaşan Türk halkı meseleyi Yüce Kur’an’dan ve güvenilir tarihsel kaynaklardan iyice öğrenmiş olsun.

 

Siz istediğiniz kadar ‘uzun’ deyin. Bu konuda daha söylenecek çok şey var. Biz burada, şimdilik, Peygamberimizin, ğulûl suçu işleyenlerin cenaze namazlarını kılmadığına ilişkin bilgiye kaynaklık eden çok önemli ve göz ardı edilmesi mümkün olmayaneserlerden çarpıcı bazı örnekler göstermekle yetineceğiz.

 

Hadis ve fıkıh alanının en büyük isimlerinden biri olan İbn Hemmam (ölm. 211/826) dev eseri el-Musannefte bize bildiriyor ki, Hz. Peygamber, kamu malından birkaç kuruşluk bir miktarı çalan Eşca’lı sahabîsinin cenaze namazını kılmamıştır. (İbn Hemmam; el-Musannef, 5/244)

 

Haberin Devamı

Hadis ve fıkıh alanının önemli isimlerinden biri olan İbnü’l-Kayyım el-Cevziyye (ölm.751/1350 ) ise İslam düşüncesinin zirve kaynaklarından biri olan eseri Zâdü’l-Meadda şunu bildiriyor:

 

Hz. Peygamber, kamu malı çalmış, kamu hakkına tasallutta bulunmuş olanların cenaze namazlarını kılmamıştır. (Zâdü’l-Mead, Beyrut 1981 baskısı, 1/515, 3/107-108)

 

Olayı, İbnü’l-Kayyım’ın sözcükleriyle verelim de ‘kaynak sıkıntısı’ (!) çekenlerin ufku açılsın:

 

“Bir harp sonrasında Hz. Peygamber’e: ‘Filanca, filanca, falanca şehit oldu’ diye tekmil verdiler. O, bunlardan birisi için şöyle dedi: ‘Hayır! İşte o dediğiniz kişi şehit olmamıştır. Ben onu cehennemin içinde görüyorum. Sebebi de, kamu mallarından çaldığı bir giysidir.’ Hz. Peygamber bunun ardında Hattab oğlu Ömer’i (Hz. Ömer) çağırarak şu talimatı verdi: ‘Git, ey Hattab oğlu, git de insanlara şunu duyur: Cennete yalnız ve yalnız müminler gidecektir.” (Ayrıca bk. Müslim, iman bahsi; İbn Hanbel, Müsned, 1/30, 47)

 

Haberin Devamı

Peygamberimizin Hz. Ömer’e söylediği söz, kamu malı hırsızlarının mümin niteliğini yitirdiklerine kanıt olarak değerlendirilmelidir. Nitekim, Mâûn Suresi’nin söylediği de budur.Peygamberimizin Ömer’e söyledikleri, anılan surenin bir açıklaması gibidir.

 

İbnü’l-Kayyım devam ediyor:

 

Hayber seferi sırasında ölen birinden söz ettiklerinde Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

 

“Arkadaşınızın cenaze namazını siz kılın.”

 

Bu sözü duyan sahabîlerin yüzü renkten renge girdi. Bunu gören Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

 

“O arkadaşınız, kamu mallarından bir miktar aşırmıştı. Cenazesini kılmamamın sebebi işte budur.”

 

Bunun üzerine, sahabîler, ölen adamın eşyasını karıştırıp baktılar; bir de ne görsünler, halkın malından bir deri pabucu aşırmış.(Olay için ayrıca bk. İbn Hanbel; Müsned, 2/213; Ebu Davud, hadis no: 2712; Hâkim, el-Müstedrek, 2/127)

 

Haberin Devamı

Allah ile aldatanların bu gerçekleri halkımızdan asırlarca sakladıklarını artık hiç kimse inkâr edemez. Din üzerinde hegemonya kuranların bilgisizlikleri veya suçları ortaya çıkmıştır.

 

Bu bilgisizliği veya suçu halkın gözünden kaçırmak için hiç durmadan türban yaygarası koparıp mağdurluk nağmeleri döktürmekse ayrı bir suçtur.

 

Deniz Feneri soygunuyla gelinen yer, din adına işlenen ğulûl suçlarını değil bir metre, binlerce metre bezin bile örtemeyeceğinin görüldüğü bir yerdir.

 

Allah ile aldatan ğulûl mücrimleri bunu anladıkları için işi gürültüye boğarak, bir tür ‘kişisel kavga’ yaratıp faciayı unutturmak üzere ona buna saldırmaktadırlar.

 

Ne yazık ki, ‘suçluların telaşi içinde yapılan saldırılar’ daha başka suçların itirafı olmaktan öteye gidememektedir.

 

Haberin Devamı

Gerçek şu ki, İslam din ve imanının, insan hayatına ruh ve ufuk verecek en ciddî mesajları, İslam’ı  temsil ve savunma iddiasıyla ortalığı kasıp kavuranlar tarafından saklanmakta, savsaklanmakta veya saptırılmaktadır. Bu hayatî mesajlar yerine kitlelere, avutucu, uyutucu bir takım ‘dinleştirilmiş uydurmalar ve yapay kutsallar’ yutturulmakta, hatta dayatılmaktadır.

 

Halk bu yutturma ve dayatmalarla avunurken ğulûl suçluları, insanımızı ülkenin içinde ve dışında soyup soğana çevirmekte, edindikleri muazzam servetleri de aydınlığın ve çağdaşlığın yok edilmesi için şerir bir güç olarak kullanmaktadırlar.

 

Ne yazık ki, siyaset, büyük ölçüde medya ve hatta devlet bütün bunlara seyirci kalmaktadır.

 

Haberin Devamı

Anlaşılan o ki, Mâûn Suresi çok daha ağır tokatlarla bizi sarsmaya devam edecek.

Yazarın Tüm Yazıları