Paylaş
‘Kur’an İslamı’ dediğim, ‘Kur’andaki İslam’ diye kitap yazdığım için beni suçluyor, hurafeci kodamanlara jurnalliyorsun.
Peki, Kur’ansız İslam mı demeliydim? Kur’an’ı bir kenara koyarak Müslüman olalım mı diyecektim?
Senin ruh dedelerin emperyalist papazlarla Evangelist Ilımlı İslamcılar da senin gibi konuşuyorlar.
Sen beni, onlar adına mı eleştiriyorsun? Sen Kur’an’dan niçin böylesine rahatsızsın?
Nüfus kâğıdına göre,sen, Hanefî mezhebindensin. Ben de Hanefî mezhebindenim. Dahası, her zaman söylediğim gibi, benim İslam meselesinde rehberim, önderim olanların başında İmamı Âzam gelir. Fikir ve iman hayatımda hep o büyük önderi örnek aldım. Müslümana yakışır bir tavır ve şuurla…
Ama senin gibi putlaştırmadım. Ben gerekirse böylesine önder bilip baş tacı ettiğim İmamı Âzam’ı bile eleştiririm. Aksini söylersem Müslüman olamam; İmamı Âzam’ı da öfkelendiririm. Çünkü o, en yetkin öğrencilerine bile, “Beni ve sözlerimi dokunulmaz kılmayın, beni eleştirin” diyordu.
Sen nasıl bir Hanefisin ki, mezhep imamına ihanet içindesin?!
Şimdi, söyle bakalım, İmamı Âzam, devrinin sadece dinci yobazları tarafından değil en ünlü uleması tarafından bile ağır biçimde eleştirilmedi mi? Bu eleştirenler içinde İbn Ebî Leyla (ölm. 148/765), Süfyan es-Servî (ölm. 161/777),Ebul-Hüzey el-Allâf (ölm. 235/849), Nevbahtî (ölm. 311/ 924 ),İmam Ebul Hasan el-Eş’arî (ölm. 324/935), İbn Hibbân (ölm. 354/965), Hatîb el-Bağdadî (ölm. 463/1070), Şeyh Müfîd (ölm. 413/1022) gibi bübyük isimler vardır. Hatta Kütübi Sitte’nin en muteberinin müellifi olan Buharî (ölm. 256/869) vardır. Ne yazık ki, bu bilginlerin bazıları, kıskançlık yüzünden veya saltanata yaranmak için İmamı Âzam’ı zındıklık, sapıklıkla itham etmişlerdir. Hatta bazıları onu, haşa, ‘kâfir’ ilan etmiştir.
İmamı Âzam, hem de en yakın meslektaşları olan ‘ulema’ (örneğin, ünlü İbn Ebî Leyla) tarafından itham edilerek hedef gösterilmiş ve yönetimin başındakilerle kurulan işbirlikleriyle ezilmiştir.
Dinciliğin en ağır zulmüne uğrayıp sonra da dinciler tarafından putlaştırılan aydınların en tipik örneklerinden biri İmamı Âzam’dır.
İslam dünyasının en büyük mezhebinin kurucusu olan, bugünkü Türkiye’de de ‘dokunulmaz, tartışılmaz’ kabul edilen İmamı Âzam (ölm. 150/767), yaşadığı günlerde, ‘dindışılık’, ‘dini tahrip etmek’, ‘peygamberin sözlerine ve sünnetine kafa tutmak’, ‘Mürcie, Cehmiyye gibi sapık mezheplere mensup olmak’lasuçlanmış, sonunda da ‘kâfir’ ilan edilmiştir.
İmamı Âzam’a yapılan zulmün ibret verici yanlarından biri de şudur: İmamı Âzam’ın, kendisinden 150 yıl sonra yaşamış meslektaşlarından biri, hadisçi İbn Hibbân (ölm.354/965), ‘Kitabu’l-Mecrûhîn adlı eserinde, İmamı Âzam’ı ‘itikadı bozuk’ yani ‘kâfir’ ilan ederken, iddialarını, İmamı Âzam hakkında görülen bazı rüyalara dayandırmaktadır.
Sebeplerin başında, İmamı Âzam’ın şu düşünceleri gelmektedir:
1. Zorba Emevî ve Abbasî yönetimlerine karşı çıkması ve bu yönetimlere karşı gerekirse kılıç kullanılmasını önermesi,
2. İslam’da akılcı akımın öncüsü olması,
Akılcılığı öne çıkarmak, her devirde saltanat dincileri tarafından ‘en büyük günah’ olarak görülmüştür.
3. Hz. Muhammed dışında eleştirilmez kişi, Kur’an dışında eleştirilmez kitap kabul etmemesi,
4. Hadis diye nakledilen sözlerin Kur’an’a aykırı olanlarına Peygamberimizin sözü olarak itibar etmemesi.
İbn Haldûn’un da belirttiği gibi, İmamı Âzam’a göre, tartışmasız biçimde ve her kelimesiyle Hz. Peygamber’in sözü olan hadislerin (mütevâtır hadislerin) sayısı onyedi tanedir. Ötekilerin tümü az veya çok, şu veya bu yönden tartışmaya açıktır.
Bazı insanları ve bazı kitapları ‘dokunulmaz’ ilan eden, Peygamberimize mal edilerek nakledilen her sözü ‘hadis’ diye dayatan dincilik zihniyeti İmamı Âzam’ı, işte bu düşünceleri yüzünden, biraz da kıskançlıkların itişiyle, din dışı ilan etmiştir.
Şimdi biz, birileri böyle yapmıştır diye o büyük dahi bilgini dışlayacak mıyız?
Gerçek şu ki, tarihin âdil rüzgârı, senin gibi müfterileri, tıpkı kurumuş tezek gibi savurup götürür ama fikir çilesi çeken büyk ruhlar sonsuza kadar yaşamaya devam eder.
Sen hiç tarih okumadın mı, okudunsa bu gerçekleri görmedin mi?
Bu gerçekleri bu halkın öğrenmesi kaçınılmazdır.
Bilindiği gibi, bir fıkıh dehası olan İmamı Âzam, hayatının son günlerinde zindanlara atıldı, orada da zehirletilip öldürüldü.
İmamı Âzam’a bunları yapan zihniyet damarının senin gibi uzantıları şimdi ne yapıyorlar? İmamı Âzam’ın bugünkü benzerlerini dışlamak için, İmamı Âzam’ı putlaştırıp kullanıyorlar.
Dinciliğin şerir zihniyeti işte böyle işlemekte, İslam’ın ve Müslümanların başına işte böyle bela olmaktadır. Onun alâmeti farikası şudur: Yeni düşünce öncülerine saldırmak için eskiden sövdüğü insanları putlaştırıp kullanmak.
Bu ibret ve dehşet verici olgunun ayrıntıları, Kur’an’daki İslam adlı eserimizde çeşitli vesilelerle verilmiştir.
Yarınki yazımızdao ayrıntılardan bazılarını vereceğiz. (devamı yarın)
Paylaş