Paylaş
Çok kısa ifadeyle şöyle denebilir: Ülkemiz ve insanımız için hayırlı, yüceltici ve kalkındırıcı her şeyi bekliyoruz. Biraz daha geniş bir ifadeyle bütünlüğümüz, cumhuriyetimiz, demokrasimiz, ekonomimiz, kültür ve eğitimimiz adına tüm hizmetleri bekliyoruz. Ülke meseleleriyle uğraşan birçok aydın, yazar-çizer, düşünür, işadamı bu beklentilerin kendi branşına göre detaylarını vermektedir ve verecektir.
Bendeniz, kendi bilgi ve hizmet alanımın verilerini dikkate alarak şunların altını çizeceğim:
1. Siz, sıradan bir hükümet değilsiniz. Üstlendiğiniz birçok konu ‘‘hayat-memat’’ konusudur. Birçok konuda tercih hakkınız, hele hele keyif şansınız yoktur. Başarılı olmaya mecbursunuz, tövbeler, mazeretler sıralamakla işin içinden çıkamazsınız.
2. Allahaşkına, şu Meclis'i çalıştırın. Tatil yapmayın. Zaten bu Meclis yıllardır ‘‘tatilci bir meclis’’ olup çıkmış. Siz bunu değiştirin, bu kez tatilsiz çalışan bir Meclis olun. Bu ülke zaten yüzyıllardır tatilde. Biraz da, yürüyüşümüzün sırtına bir kambur gibi binen şu tatilcilik ucubesini tatile gönderin.
3. Asırlardır beklenen bir zihniyet devriminin göstergesi olarak bir büyük adım atıp insanı doruk noktaya oturtun. İnsana sonradan iliştirilmiş patentleri, yaftaları değil, ona Yaratıcı tarafından verilmiş ‘‘insan’’ unvanını hareket noktası alın. Bütün belaların kaynağı, insanı temel ve merkez gerçek almamaktır. Din ve maneviyat (her ne demekse) istismarcılarının da, çağdaşlık ve hümanizm istismarcılarının da baş günahları budur. Siz, din tüccarı veya çağdaşlık tüccarı olmadığınızı hep söylediğinize göre, ötekilerin yanlışlarını tekrarlamayın.
Kısacası; partiliyi, tarikatlıyı, falan veya filan mezhepliyi, şu bölgeliyi-bu bölgeliyi değil, insanı esas alın. Uzun vadeli yarar bundadır.
4. İnsan unsurumuzun sayıdan kaliteye geçişinde son derece önemli bir atlama taşı olan 8 yıllık eğitimi katıksız, deliksiz ve ödünsüz uygulayın. Şunu unutmayın: Bugün 8 yıllık eğitim reformundan rahatsız olup bağıran zihniyet, yüzlerce yıl önce matbaanın İstanbul'a gelişi yüzünden bağıran zihniyetin kan kardeşidir. Bu zihniyetin ‘‘istemezük’’ dediğinde sayısız hayrın bulunduğunu tarih göstermiştir. Onun-bunun hatırı için tarihin tanıklığını gözardı etmeyin.
5. Diyanetin ıslahını bu ülkenin en hayati üç-dört meselesinden biri olarak görün ve tüm dedikodulara kulak tıkayarak bu ıslahı mutlaka ve muhakkak gerçekleştirin. Hemen her meselemizin şu veya bu şekilde bu ıslahla ilintili olduğunu lütfen akıldan çıkarmayın. Diyaneti üç-dört yüz yıl geriden giden bir kurum olmaktan çıkarıp Kur'an'ın ve Anayasa'nın Diyanet'i haline getirin. Diyanet konusunda bugüne kadar hep yapılması gerekenin tersinin yapıldığını unutmayın.
6. Kitlede yeni ve yaratıcı bir bilinç uyandırmak için, ‘‘Dinimizi hurafe ve uydurmaların tasallutundan kurtarıp Kuran'ın aydınlık ilkelerine teslim etmeliyiz, edeceğiz...’’ yolunda beyanları sık sık ve kararlı bir biçimde tekrarlayın. Tekrarlayın ki, biz de sizin için ‘‘Allah yardımcıları olsun’’ demeye devam edelim.
7. Okullarda din dersi olarak ‘‘Türkçe Kuran Meali’’ okutmayı acilen gerçekleştirin. Aynı şeyi cuma hutbelerinde ‘‘hutbe’’ olarak yine ‘‘Kuran Meali’’ okutmak suretiyle büyük halk kitleleri için de yapın. Bunun, bizzat Peygamberimizin tartışmasız uygulaması olduğunu unutmayın. Bunu yaparak, hutbelerin siyasal propaganda aracı yapılabilme imkánını ortadan kaldırın ve halkın ruhunu din adına Kuran'la beslemenin yolunu açın.
Böyle yapmazsanız, yani ‘‘söz’’ işe yaramaz ise ‘‘azap’’ hak olur. Bu bir varlık kanunudur, bir Kuran'sal ilkedir. Bu Kuran'sal ilkenin işlemeye başladığını gördüğümüzde ‘‘Allah yardımcıları olsun’’ yerine başka bir şey söylemeye başlarız. Tıpkı sizden öncekiler için söylediğimiz gibi.
O zaman akıbetiniz ‘‘daha öncekilerin tekrarı’’ olur. Böyle bir akıbete uğramamanızı ümit ve niyaz ediyor, tekrar başarılar diliyorum. Allah ülkemizi ve cumhuriyetimizi korusun!
Paylaş