Hollanda'dan Halıdere'ye

Yaşar Nuri ÖZTÜRK
Haberin Devamı

Başlığı ‘Halkıma şükranlarımdır’ şeklinde de atabilirdim. Çünkü son bir ay içinde Amsterdam'dan Antalya'ya, Rotterdam'dan Halıdere'ye kadar yaşadığım güzelliklerin tümünde halkımın damgası var. O halk ki, ben onu Hakk'ın görünen yüzü, Hakk'ı da onun görünmeyen yüzü bilirim. O halk ki, sevgisindeki derinlik ve içtenlik, fedakârlığındaki sınırsızlık yüzünden hep sömürülmüş, hep mağdur ve makhur edilmiştir.

O halk ki, dinci ve inkârcı yobazların amansız tasallut ve istismarlarıyla bir çile berzahından çıkarılıp öteki çile berzahına sokulmuştur. Ne mustarip bir halktır benim halkım, ne dayanıklı bir halktır benim halkım!.. Ama bir vurmaya başladığında ne yaman sille vuran bir halktır benim halkım!..

İşte bu halkla beraberdim yine... Hollanda'nın Rotterdam kentinde bin kişiyi aşkın yurttaşıma üç saat hitap ettim, ‘‘İslam'da Yeniden Yapılanma’’yı anlattım. Büyükelçisi, başkonsolosu, Diyanet görevlileri, o partisi, bu partisi, kadını-erkeği, yaşlısı-genciyle halkım oradaydı. Nefesini tutarak, kımıldamadan, ama içinde ümit ve aşk fırtınalarını coşturarak üç saat dinledi. O benim, kelimelerin diliyle anlattıklarımı dinledi, ben onun kelimeler ötesi dille anlattıklarını dinledim. Bir kez daha kucaklaştık, bir kez daha kaynaştık... Hak rızası için, güzel ülkemizin yarınları için...

* * *

Ve dört gün sonra Antalya... Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği bu Antalya konferansı benim hitabet ve fikir hayatım açısından da ülkemizin arayışlarını ve erişlerini göstermesi bakımından da bir büyük olaydır. Demokrasi, insan ve İslam gerçeği, çağdaş iletişim gerçeği ve daha bazı gerçeklerle ilgilenenlere çok ciddi şeyler söyleyen bir olaydır 29 Kasım 1997 tarihli Antalya konferansım.

İstatistikçilerin, kitle iletişimcilerinin, siyasilerin ve daha nelerin neleri o konferanstan alacakları epey ders vardır:

Duyuru, konferansa iki gün kala durdurulmasına rağmen ve salonun bulunduğu binadaki diğer salonlar, hatta koridorlar hazır tutulmasına rağmen, gelen insanlar sığdırılamadı, bahçeye taşıldı. Bahçede dinleme cihazları kurulmadığı için halk galeyana geldi. Belediye Başkanı Subaşı'nın nazik ve usta ricalarıyla teskin edilen halkın bir kısmı daha merdiven boşluklarında oturmak üzere içeri alındı ve diğerleri geri dönüp gitti. Sonuç: Kalanlar yaklaşık dört bin kişi, gidenler de yaklaşık bir o kadar.

Bazı gazetelerin yazdığı gibi, ‘‘binbeş yüz kişilik salona sığmayan topluluk...’’ değildi söz konusu olan. O salon, dinleyenlerin alındığı salonlardan bir tanesiydi...

Evet, yaklaşık sekiz bin kişi... Ve bu, bir konferanstı, miting filan değil... Halkını bağrına basan ve halkı tarafından kucaklanan mazlum ve mağdur bir iman adamının Kuran, insan ve ülke gerçeğini anlatan mesajlarını dinlemek için kilometrelerce uzaklardan sel gibi akıp gelen büyük ruhlu, aziz gönüllü insan kitlesiydi bu...

Üç saat konuştum ve o büyük ruhlu büyük kitle bir lahûti dikkatle dinledi.

Birkaç gün sonra aynı güzellikte bir beraberlik bin beş yüz kişilik bir gönüldaş topluluğuyla, Kocaeli'nin Halıdere ilçesinde gerçekleşti. Bir iman ve düşünce adamının hayatını bundan daha güzel tablolarla donatacak başka bir değer düşünemiyorum.

* * *

Selam sana koca gönüllü halkım! Şükranlar sana aziz milletim!

Şimdi bu ulu gönüllü halk kalkmış, Time Dergisi'nin açtığı ‘‘Yüzyılımıza damga vuran ünlüler’’ anketinde, Yaşar Nuri Öztürk'ü ‘‘Bilim Adamları ve Islahatçılar’’ (Scientists and Healers) kategorisinden listeye sokmuş. (Yaşar Nuri, bu yazının yazıldığı iki gün öncesinin rakamlarıyla 59 bin küsur oyla 6. sıraya çıkmak üzere idi.)

Minnet ve şükranlarımı bir kez daha iletiyorum, yurt içindeki ve yurt dışındaki insanlarımıza. Bu büyük ankette, artarak devam edecek oylarınızla elde edilecek başarı, halkımızın ve ülkemizindir. Bu durumda benim en büyük ödülüm, halkım hakkında yıllardır yüreğimde taşıdığım kabul ve sezgilerimdeki isabeti ayan-beyan görmekten duyduğum mutluluk olacaktır. Bu başarı sayesinde dünyanın, benim kitaplarım aracılığıyla Kuran'la kurabileceği dostluktan doğacak rahmet ise tüm insanlığı saracak kadar büyük olabilecektir.

Hakk'ın görünen yüzü olan bir halk, Hakk'ın nurunun tecellisine işte böyle aracılık eder. Selam ve saygılar o aziz gönüllü halka!..

Yazarın Tüm Yazıları