Paylaş
Son bir ayı, Antalya'dan Aarhus'a kadar uzanan bir coğrafyada, Kuran'daki İslam'ı anlatan konferanslar vererek dolaştım. Konferans trafiğini durdurmak için ‘‘gerekçe’’ olarak kullandığım TÜYAP Kitap Fuarı, bir anlamda benim için ‘‘dinlenme’’ olacaktır. Çok değişik iklimlerde gerçekleşen ‘‘konferans yolculukları’’ samimi söyleyeyim, epey yordu. 35 günlük bir sürede, altısı yurtiçinde (İstanbul'da 4, Kocaeli ve Antalya'da birer) olmak üzere tam on bir programda konuştum.
Yurtdışı konferansların ikisi Almanya'da (Frankfurt ve Düsseldorf'ta) üçü de Danimarka'da verildi. İlk kez bu konferanslar vesilesiyle gittiğim Danimarka'nın üçüncü büyük kenti olan Odense'de belediyenin çağrılısı olarak biri Türkler'e, biri de Danimarkalılar'a olmak üzere iki konferans verdim. İkinci büyük kent olan Aarhus'ta (Orus) verdiğim konferansta da yurttaşlarımla birlikte oldum.
Ve 19 Ekim akşamı yurda dönüp ‘‘Fuar hazırlıkları’’na başladım. 30 Ekim-9 Kasım arasındaki fuar boyunca hep sizinle olacağım.
TÜYAP Fuarı'nda bu yıl eserlerimi sergileyecek olan Yeni Boyut-Birleşik Yayınları'nın ‘‘Yaşar Nuri'nin imzalayacağı kitaplar’’ listesine iki yeni eser eklenmiştir: 1. Halkın Diliyle Yaşar Nuri, 2. Kuran'ın Temel Buyrukları.
* * *
624 sayfalık birinci yayın, Yaşar Nuri ile ilgili yazılı ‘‘halk tespitleri’’ni, dört kişilik bir ekibin çalışması sonunda kitaplaştıran bir ‘‘belgeler külliyatı’’dır. 1988-1996 arası belgeleri içeren 24 dosyada toplanmış altı bin küsur yazılı belgeden seçilen beş yüz küsur yazıdan oluşmaktadır. Dağ köyü sakini gönüldaşlarımdan cumhurbaşkanlarına kadar uzanan bir yelpazede büyük bir kitlenin bir düşünce adamına bakışları, alışılmamış bir diyalektikle tarihin önüne konmaktadır.
Bu belge-yayını, ‘‘bir iman ve düşünce hareketinin halk diliyle anlatımı’’ olarak görmek en doğru yaklaşımdır kanısındayım. Ayrıca, üniversitelerimizde benim düşünce ve faaliyetlerimi tez konusu yapmış bulunan araştırmacılara ‘‘ilginç’’ bir ‘‘belgeler tomarı’’ çıkmıştır.
312 sayfalık bir kitap olan ‘‘Kuran'ın Temel Buyrukları’’ ise benim eserimdir. Sadece genç kuşakları düşünerek yazdığım ilk eser olan bu kitap benim ‘‘gönlümün kitapları’’ndan biridir. Tavrı-tarzı, dilindeki sadelik açısından benim düşünce ve tebliğ kulvarımda da bir ‘‘yenilik’’tir.
* * *
‘‘Kuran'ın Temel Buyrukları’’nı, dinsizlik uçurumu ile bedevilik pazarlayan hurafe dinciliğinin karanlık kuyusu arasında bunalıp bocalayan kuşaklara, güvenle yollama yapabilecekleri Kuransal bir kaynak, rahatça kullanabilecekleri berrak bir dil kazandırmak için yazdım. Gerçekten de o, konuşmak isteyenlere bir ‘‘dil’’ olacaktır.
‘‘Kuran'ın Temel Buyrukları’’ şu soru sorularak yazıldı: Dinci ve dinsiz yobazların ülkeyi çökertmek ve insanımızı çıkmaza sokmak için ‘‘kutsal yıkım aracı’’ olarak kullandıkları İslam'ın benim çocuklarıma öğretilmesini isteseydim, neleri bekler ve bu beklediklerimi o genç insanlara nasıl anlatırdım?
İşte bu soruyu sordum ve ‘‘barış ve esenlik dini olan İslam’’ı, zifiri karanlıkların elinden kurtarılması gereken insanımıza olanca sadelik ve güzelliğiyle anlattım.
Umarım, kandillere katran döken zihniyetlerin akıl almaz şeytanlıklarla bir tür ‘‘kader’’ haline getirdikleri aymazlık bu kez de yolları vurmaz ve insanımızın gönül ve beyin dünyası ‘‘Kuran'ın Temel Buyrukları’’ ile gecikmeden tanışır.
Yaşadığımız günler, böyle bir gecikmenin çok ağır faturalar getireceği ciddi ve hayati günlerdir. Panik şartlarının ortadan çekilmiş olması, duyarlılığı gereksiz hale getirmiyor. Duyarlılığın sürekliliğini kaçınılmaz görenlere, ‘‘Kuran'ın Temel Buyrukları’’ ile tanışmayı önermek benim insanlık ve iman borcumdur.
Ben, borcumu ödüyorum. Gerisi millete kalıyor.
Paylaş