Yaşar Nuri Öztürk: Allah ile aldatma oyunu

Yaşar Nuri ÖZTÜRK
Haberin Devamı

MEVLÁNA Celaleddin Rûmi'nin oğlu Sultan Veled'in, ünlü eseri Maarif'te muhteşem ama aynı zamanda ürpertici bir sözü var. Diyor ki Sultan Veled: ‘‘Engel, tanrı ise onu hangi 'lahavle' uzaklaştırabilir!’’ (Maarif, s. 12)

İnsanoğlunun en yıkıcı aldanış ve aldatış noktalarından birine parmak basan ölümsüz bir sözdür bu... Tüm aldanış ve aldatışların yıkımını bertaraf etmek için sığınılacak son noktanın bizzat kendisinin yıkım aracına dönüştürülmesi halinde insan ne yapacaktır? Düşünmek bile titretiyor.

İnsan, aynı zamanda sürekli aldatılan veya aldatan bir varlıktır.

Sultan Veled, bu bitmez-tükenmez aldatış ve aldanış kulvarının en kahırlısına dikkat çekmiştir. Bu, bizzat Tanrı'nın aldatma ve engelleme aracı yapılmasından doğan bir kahırdır. Tüm kahırların içinden sıyrılmak için sığınacağımız son gücün de kahır aracı haline getirilmesi, ümit suyunun bitişi, dirilişsiz bir ölümün kapınıza çöküşü demektir.

Sultan Veled, bu zamanüstü saptamayı yaparken, Kuran'ın en hayati mesajlarından birine dayanmaktadır. O mesaj, vahyin diliyle şöyle verilmiştir: ‘‘Aldatıcı, sizi Allah ile aldatmasın!’’ (Lukman, 33; Fátır, 5, Hadid, 14)

Kuran'a göre, insan sürekli aldatılıyor. İnsan gerçeğinin değişmezlerinden biri de, ‘‘sürekli aldanış’’tır. Sürekli aldanış varsa sürekli aldatış ve aldatan da olacaktır. Aldatıcıların bazılarının altını çizmiştir Kuran: Madde zevk ve ihtişamı (dünya), hayal ve kuruntu, insanın egosu, dine sokulmuş yanlışlar ve saplantılar, şeytan. Ve Allah... Evet, Kuran'a göre, tüm aldanışlardan sıyrılmak için sığınacağımız en güvenli dayanak olan Allah bile, aldatıcıların oyunlarıyla aldatma aracı haline getirilebilir.

Bunun açık anlamlarından biri de şudur: Allah'ı bizzat Allah'tan öğrenmeyenlerin yolu Allah'a varmaz. Allah'tan öğrenilmemiş bir ‘‘Tanrı’’, kurtarıcı olmaktan çıkar, yol tıkayıcı olur. Bu yüzdendir ki, insanı Allah'tan uzaklaştıran bela olarak sahte din, dinsizlikten daha tehlikelidir. Böyle olunca da, Allah adamının sahte dinle mücadelesi, dinsizlikle mücadelesinden önce gelir. Çünkü sahte din, dinsizlikten fazla olarak, Allah'a gidiş ümit ve ihtimalini de karartır. Sahte dinci, bulmadığı halde ‘‘buldum’’ iddiasındadır. İddiası isteğinin engeli haline gelmiş kişinin kurtulması çok zordur. İnkárcının hiç değilse böyle bir iddiası yoktur. İnkárcıya Allah'ı buldurmak bir çile, sahte dinciye buldurmak ise birkaç çile ister.

Çıkarlara adapte edilmiş bir tanrının, gerçek yaratıcıya giden yolu kestiğini de insanlığın vicdan ve irfan kulağına üfleyen yine Kuran olmuştur. Kuran'a göre ‘‘Allah'a götüreceğiz’’ sloganıyla ‘‘İnsanların malını-mülkünü tıka-basa yiyip sonra da onları Allah'ın yolundan geri çevirenler’’ dini temsil edenlerdir. (Bk, Tevbe, 34)

Allah'ı, Allah'a giden yolun engeli haline getiren kahrın hayata soktuğu zulüm, hem yoğunluk hem de süre bakımından en büyük zulüm olmuştur. Allahsızlığa fatura edilen zulümler, Allah'ı aldatma aracı yapan zulümlerin yanında çok hafif kalmaktadır. İnsanoğlu, Allahsızlığa fatura edilen zulümleri teşhis ve bertaraf etmede, Allah ile aldatanların zulümlerine karşı mücadeleden daha başarılı olmaktadır. Çünkü inkár zulümleri kutsalı paravan yapmadıklarından insanın iç dünyasına sokulamıyor. Böyle olunca da şansları fazla olmuyor.

Tarihe bakın: Allah ile aldatmaya dayanan engizisyon zulmü, yüzyıllar sürmüştür. İnkára dayanan komünizmin zulmü ise sadece yetmiş yıl. O halde Kuran'ı bir kez daha dinleyelim: ‘‘Aldatan, sizi Allah ile aldatmasın!’’

Ve derin bir acı duyarak tarihin kulağına şunu fısıldamak zorundayım:

Türkiye, Allah ile aldatmaya dayalı zulüm süreçlerinin en yıkıcılarından birine, ne yazık ki girmiş bulunuyor! Türkiye'nin en önemli meselesi Allah ile aldatma zulmüne engel olmaktır.

Allah ile aldatma oyununun gereğince farkında olan tek odak, Türk ordusudur. Bunun içindir ki, Türkiye'nin canına okumak isteyen dinci ve dinsiz yobazlar sürekli ve sistemli bir biçimde Türk ordusuna ve onun temsilcilerine sataşmaktalar.

Çünkü aldanış ve aldatışları etkisiz kılacak en önemli ışık güç odur.

Yazarın Tüm Yazıları