Paylaş
Kalenin Gölgesinde Çeşme.. Bunlar arka arkaya yayınlanan Mehmet Culum’un belgesel tadındaki nefis romanları.. Bir yazar ancak bu kadar aşkla yöresini yazabilir..
ÇEŞME Ilıcalılar, bayramda başkanları Faik Tütüncüoğlu’nu da aralarına alarak, Dursun Şentürk amcanın girişimiyle sahilde toplandı ve tarihe emanet edilecek toplu fotoğraf çektirdi.. Bu fotoğraf, bir çok Ilıca ailesinin albümüne girdi. Gelecek yıl, daha kalabalık bir fotoğraf çektirmek için sözleştiler..
Ayvalık’tan Muğla’ya kadar, her Ege yöresinde, şehrinde, semtinde, kasabasında, köyünde böyle buluşmalarla toplu fotoğraflar çektirmemiz gerekiyor. Kim olduğumuz unutulmasın.. Komşularımız, ailelerimiz kimdi, bilinsin.. Köklerimizi kaybetmeyelim. Genç kuşaklar ailelerinin eski bağlantılarını tanısın.. Köksüz, tarihini, ailesini, yakın çevresini yöresini bilmeyen ve benimsemeyen toplumları, ne yaparlar biliyor musunuz?.. Ham yaparlar, ham!.. Hele hele bu günlerde.. Ama yörenizden bir “usta yazar” yetişmişse, işte o zaman işiniz tastamam fıstık gibi olur.. Yeter ki onu tanıyın ve destekleyin.. Bakın nasıl anlatayım?..
MEHMET CULUM
İşte Çeşme’nin Mehmet Culum’u.. Onu örnek gösteriyorum..
O, bir Çeşme çocuğu.. 1948’de Ilıca’da doğdu.. Çeşme İlkokulu, İzmir Koleji, Siyasal Bilgiler İşletme mezunu.. Amerika ve Hollanda’da mesleği ile ilgili çalıştı. Bilgisayar konusunda uzmanlaştı ve büyük firmalarda yöneticilik yaptı. Titiz, modern, bilimsel yönü kuvvetli, çağdaş bir insan olarak tertemiz bir sicil yarattı....
Aynı zamanda bir hümanist yurtseverdi.. Kıbrıs’ta gazi ünvanı kazandı. Ama “Jeanne” de, onun için savaşta bile Kıbrıs’a çıktı.. Nasıl yani?..Çeşme’ye turist olarak gelen Hollandalı Jeanne ile yönettiği otelinin ön bürosunda tanışıp evlendiler.. Jeanne böylece Çeşme’de, herkesin sevdiği “Jan ablası” oluverdi, dedim ya eşinin peşinden savaş esnasında Kıbrıs’a bile gitti, cephede Mehmet’ini aradı.. Çocuklar, torunlar arka arkaya geldi.
Emekli olduktan sonra Alaçatı’ya yerleşen Mehmet Culum, eşinin yumuşak ve kibar aile ortamında bir gün aniden kalemi eline alıp birikimini, hatıralarını kağıda döküp yazarlığa soyundu.. Romanları arka arkaya basıldı. Önce “Azap Ağa”.. Sonra “Alaçatılı” geldi.. En son “Kalenin Gölgesinde Çeşme” ortaya çıktı..
Her üç roman da Çeşme’yi anlatıyor.. Çeşmeli aileleri, Balkan göçlerini, yöre adetlerini, tarihi değerleri ve olaylarını ele alan bu romanlar, bizi bir filmin içinde gezdiriyor sanki. Mehmet Culum, böylece “bir yöreyi” romanlarında “tarihe emanet eden” bir sembol isim olarak ortaya çıktı. Kutlamamak elde mi?..
KALENİN GÖLGESİNDE
Önce şirin Rabia Hanım’ın elini öpmeli.. Böyle bir velut evlat yetiştirdiği için (Bu arada velut, bereketli demektir).. Sonra Jan Hanım’ı kutlamak gerekiyor.. Eşinin her imza gününde masasını çiçek gibi süsleyen, romanları dizi dizi masaya yerleştirip, heyecanla kitapseverleri bekleyen bu saygın ve sevimli, hala genç kız havasındaki Jan Hanım’ı kutlamamak elde mi?..
Yazarın son eseri, “Kalenin Gölgesindeki Çeşme” romanı, Adem Kargı’nın yönettiği Etki Yayınları’ndan çıktı. Roman, 68 olaylarının devrimci ruh yapısı içinde Deniz ile İrene’nin Türk-Yunan aşkını, Sakız-Çeşme ekseninde anlatıp, zaman-mekan düzlemini geçmişten bu güne kadar ulaştırıyor. Akıcı, anlamlı, tertemiz bir roman.. Mutlaka film olmalı.. Biri senaryosunu yazıp, filmini çekmeli..
Romanlarda tarihe emanet edilen Çeşme, filmlerde büyük kitlelere ulaşmalı.. İşte bir yazar bu kıvılcımı ateşleyebilirdi, romancı Mehmet Culum bunu başarardı..
Eyy Egeliler, yörenizden çıkan yazarları, edebiyatçıları, kültür adamlarını, sanatçıları kucaklayın, destekleyin.. Örneğiniz Mehmet Culum’dur..
(Yazarla İletişim: mehmetculum@yahoo.com – 0.535.721 75 44) – Facebook’ta “Ah Ilıca Ah” ve “Çeşme Alaçatı Kültür Platformu” siteleri)
Ilıcalı eski aileler, toplu fotoğraf için sahilde buluştu
Bayramda Ilıca sahilinde buluşan eski Ilıcalı aileler, toplu fotoğraflarını tarihe emanet etti. En üst sıra: Kahveci Emre, Sait Kavasoğulları, İsmail Karababa, Erdal Çapan, Muhtar Kamil Baykal, Kumrucu Erkan, Kumrucu Şevki, İsmail Öz, Yılmaz Durmazileri, Kumrucu Erol, Dursun Şentürk’ün damadı, Dr. Mahmut Görgün, Levent Baykal. Orta sıra: Arap Osman, Burhan Batan, Ahmet Çilek, İsmail Kaleli, Ali Rıza Ertan, Çınar Olguner, Mahmut Baykal, Kasım Çelik, Kenan Bey, Hasan, Özdemir Öz, Şerif Gün, Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu, Mehmet Culum, Dursun Şentürk, Seydi Akbaykal, Dursun Şentürk, damadı Cemal Akada, Hasan Baykal, Necibe Baykal. Hatice Kurun, Seda Baykal, Dursun Şentürk eşi. Orta sıra: Emin Uysal, Beduş, Oğulcan Olguner, Emin Uysal ablası, Bahri Baykal, İlknur Görgün, Burcu, Bahar Olguner, Rifat Olguner, Özcan Olguner, Sabise Tamer, Dursun Şentürk’ün kızları, Huriye Öz, Jan Culum, Leyla Akada, Gülay Pekmen, Bayan Kavaslıoğlu, Bayan Akada, Emin Akada ve kızı, Tülay Özsütçüler, Arzu, Ada Kemal Akada, Sevinç Akada..
Çeşme’de tanışıp evlendiler
Hollandalı Jeanne (Jan) gençliğinde Çeşme’ye turist olarak geldi ve Mehmet Culum’la tanışıp evlendi.. Çoluk çocuğa karıştılar. Eşinin yazarlık yaşamında en büyük yardımcısı.. (Fotoğraf: Yaşar Aksoy)
Paylaş