Ustat Ali Rıza Avni’yi anıyoruz

Tam 25 yıl aralıksız yayınladığı "Ses ve Saz Dünyamızdan" isimli programı ile dünya rekoru kıran, büyük müzik araştırmacısı Ali Rıza Avni’yi 29 Mart 1995’te kaybetmiştik..

ARADAN tam 14 yıl geçmiş.. Daha dün gibiydi her şey.. Üstat Ali Rıza Avni’yi 29 Mart 1995 günü İzmir’de Ege Üniversitesi Hastanesi’nden çıktıktan bir süre sonra kaybetmiştik.. Değerli eşi Ayfer ablamızı, Nuran ve Erol evlatlarını ve torunu Pınar’ı gözyaşlarına boğan üstadımızı ertesi günü, yıllarca görev yaptığı Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı önündeki ilk törende kucakladık.. Öğrencileri ve öğretim elemanları bir daha dünyaya gelmeyecek olan bu büyük araştırmacıya son görevlerini yerine getirdi.

Sonra yine yıllarca hizmet ettiği TRT Bölge Müdürlüğü önünde tabutuna sımsıkı sarıldık. Bölge Müdürü İhsan Öztamer, "Büyük insan, alçak gönüllü eşsiz müzik araştırmacısı ve yeri doldurulmaz TRT emektarı" dediği üstadı, onu tanımayanlara pek güzel anlatmıştı. Ve nihayet Alsancak Hocazade Camii’nden uğurlayıp Mevlası’na ulaştırdık..

BÜYÜK BOŞLUK

Ali Rıza Avni’yi kaybedince, bir daha kapısından asla içeri adım atamayacağım bir büyük alemi avucumdan kaçırdığımı, onu uzak ufuklara kaptırdığımı, bundan böyle yalnızlığın acı şarabını her içişimde onu anarak gözyaşı dökeceğimi pek güzel anlamıştım..

Çok sevdiği Kemeraltı köşelerinde artık yoktu.. Hisarönü ağlıyordu.. Hisar Camii avlusunda hayal meyal fark ettiğim Rakım Elkutlu Hoca bile gözlerini kaçırmıştı benden.. Veysel Çıkmazı onsuz sessizdi.. Başta Cemalettin Dede dergahı olmak üzere bir çok musiki mekanının artık boynu eğikti.. Hele Basmane Gar Oteli’nin bir köşesinde ona daima küçük bir masacık hazırlayan Ali Rıza Saysen ıslak gözlerini siliyordu..

Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı’ndaki odası boşalmıştı, sevimli çırağı Nezihi Tançolpan da yavaş yavaş eşyalarını toplar olmuştu.. Konservatuvara armağan ettiği muazzam arşivi çaresiz biçimde korumasız kalmıştı..

TRT Arşivi de hüzünlüydü.. Piyaniste benzer parmaklarıyla onu seven, okşayan, arayıp bulan, yayına hazırlayan, ustaca yayınlayan, tozunu silen, duasını eksik etmeyen hocaları artık yoktu..

Alsancak, Kalealtı, İkiçeşmelik, Basmane, Buca, Bornova meyhanelerinin tadı kaçmıştı.. Masalar artık ıssız, kahkahalar sıradandı.. Şiir ve musiki aşığı müdavimler suskundu..

Hele hele 9 Eylül törenlerinde, babası Tınaztepe Kahramanı Hüseyin Avni Tınaz’ın madalyasını göğsüne takıp, can dostu Yaşar Aksoy’un koluna yaslanarak Hükümet Konağı’na bayrağın çekilişi sırasında hıçkıran, o bembeyaz saçlı, evliya bakışlı, melek yüzlü adam artık yoktu.. Koca meydan sanki boşalıvermişti!

BANA VASİYETİ

Ali Rıza Avni, 9 Nisan 1989’da bana vasiyetini yazıp, imzalayarak armağan etmişti. Aynen şöyle diyordu: "- Sevgili can kardeşim Yaşar Aksoy.. Söz ölüm getirmez denilir ama benim sana şu anda yazacaklarım bir vasiyet niteliğindedir. Ölümümden sonra şu sözlerimi, yazımla yayınlarsan beni öteki dünyamda da mutlu edersin..

Sevgili dostlarım.. Ben öldüm, gömüldüm.. Burada öylesine mutluyum ki. Sizin, dünyanıza dönmeyi dilemek, bir deliliktir. Sizlerle er geç buluşacağız. En geç dönemde birlikte olmamızı Tanrı’dan yakarıyorum. Ali Rıza Avni.."

Üstadım, tarifsiz mükemmeliyette bir Bektaşi idi.. Kültürü, gelmişi geçmişi, musikisi, tekke adetleri ve folkloru ile Bektaşiliği kabullenmiş, öğrenmiş ve hazmedip uygulamıştı. Bu yüzden İzmir’in ünlü Bektaşi Dedesi rahmetli Dr. Bedri Noyan ile büyük bir dostluk kurmuştu, bir çok eserin altında birlikte imzaları vardır. Bir örneğini bugün yan sütunlarda yayınladım.

DÜNYA REKORU

Ali Rıza Avni, tam 25 yıl TRT’de yayınladığı "Ses ve Saz Dünyamızdan" isimli programı ile "Guinness Rekorlar Kitabı"na girmişti. Daha önceki rekor BBC’de yayınlanan ve 23 yıl devam eden bir caz programınındı. Bitmek tükenmeyen bir enerji ve sanat sevgisiyle bu programı sürdüren, aynı zamanda büyük bir musiki arşivi hazırlayan ve Ege Üniversitesi Türk Sanat Musikisi Konservatuvarı’na armağan eden Ali Rıza Avni, İzmir Sanat Tarihi’nin dev simgesidir. Hatıraları ve arşivi yaşatılmalıdır. Hatay’daki Ali Rıza Avni Bulvarı ismini yaşatmaktadır..

TRT’nin çöpe attığı büyük bir arşivi kurtaran, yenileyen ve 1961’den itibaren 2624 program yapıp yayınlayan Ali Rıza Avni’yi rahmetle anıyoruz.. Kıbrıs Bayrak Radyosu, Türkiye’nin Sesi ve TRT kanallarında klasik ve enstrümantal müzik, eski plaklar köşelerini oluşturan, 8 bin plaktan oluşan bir arşiv yaratan Ali Rıza Avni bir daha çıkar mı?..

Belki çıkar!

Ama ben göremem ki..

Üstadımı bugün yine çoook özledim.. İzmir masaları onsuz o kadar boş ki!..

Değil mi şair Metin Pütmek?..

Haaa Metin’ciğim, sen de öte aleme göçmüştün değil mi?.. Orada üstadla buluşup mutlaka demleniyorsunuzdur.. Sizi şimdi çok kıskandım, çoook.. Hocanın vasiyeti, elini çabuk tutup bir an önce beni de çekip alsa yanınıza..

Her 9 Eylül akşamı mutlaka toplanırdık

Yaşlılığında İstanbul’da yaşayan Güzelyalı doğumlu Meliha Akıncı, her 9 Eylül günü İzmir’e gelir ve Konak Meydanı’ndaki kurtuluş törenlerine katılırdı. 9 Eylül 1922 günü İzmir Hükümet Konağı’na bayrak çeken subaylar arasında bulunan rahmetli kocası Teğmen Ali Rıza Akıncı ve tüm vatan kahramanları için gözyaşı dökerdi. Akşama ise onun çevresinde buluşurduk. İşte erkeklerin aileden

gelen madalyalarını taktıkları 1990 yılı 9 Eylül akşamı toplantısı. Mustafa Kemal Paşa’yı alkışlıyoruz.. Ayaktakiler Teğmen Ali Rıza

Akıncı’nın oğlu E.Yüzbaşı Vural Akıncı, Tınaztepe Kahramanı ve İstiklal Savaşı Gazisi Hüseyin Avni Tınaz’ın oğlu Ali Rıza Avni, Yaşar Aksoy, İzmir’in ilk belediye başkanlarından Ragıp Paşa’nın torunu ve İstiklal Savaşı Gazisi Binbaşı Rıza Akatürk’ün oğlu Ragıp Akatürk, Kemeraltı Meserret Oteli sahibi ressam Necla Erbakır.. Oturanlar Lale Akıncı, Suna Esen, Meliha Akıncı, Senay Keller ve İzmir’in ünlü noteri Mazlume Yüce (Rahmetli İskender amcamızın eşi ve Uğur Yüce ile Nilgün Özsaruhan’ın annesi).. Fotoğraf: Alaattin Gürırmak.

Münir Nurettin aşığıydı

İstanbul..16 Eylül 1958.. Münir Nurettin Selçuk’u, genç müzik araştırmacısı Ali Rıza Avni’ye "Rindlerin Akşamı" isimli yeni bestesini okurken izliyoruz.

Yesari Asım Arsoy ile

Türk bestecilerinin yakın dostu olan Ali Rıza Avni’yi, 1960’da ünlü besteci Yesari Asım Arsoy ile birlikte görüyoruz. (Fotoğraflar:Yaşar Aksoy Arşivi)

Can dostumdu!

Üstad Ali Rıza Avni benim can dostumdu.. Büyüğüm, hocam, ağabeyim, üstadım, meyhanede dizi dibinde oturup feyz aldığım bir bilgindi.. Nice yıllar, kol kola İzmir kaldırımlarını arşınladık..

YOL SEVDASI

Düştüm bir yol sevdasına

Beni güldür deli gönlüm

Götür yarin rüyasına

Sonra öldür deli gönül

*

Yunus ile dağda mıyım

Emrah ile bağda mıyım

Dertli’yle bir çağda mıyım

Bana bildir deli gönül

*

Bilmezdim gafildim boştum

Dolmak için nice koştum

En son bir ateşe düştüm

Beni kaldır deli gönül

*

Dört kapıdan aşkla girdim

Kırk basamak öte vardım

Orada kendimi gördüm

Bu ne haldir deli gönül..



(Acem Aşiran Şarkı)

Güfte: Ali Rıza Avni

Beste: Dr.Bedri Noyan
Yazarın Tüm Yazıları