Onur konuğumuz Yüksel Pazarkaya

Bu yıl kitap fuarımızda “Onur Konuğu” olarak, İzmirli edebiyatçı Yüksel Pazarkaya’nın seçilmesini gururla alkışlıyoruz.

Haberin Devamı

YÜKSEL PAZARKAYA, 1940 yılında İzmir’de doğdu. Yıldırım Bey İlkokulu ve Namık Kemal Lisesi’ni bitirip 1958’de burslu Almanya’ya gitti. Stuttgart Üniversitesi’nden kimya yüksek mühendisi ve edebi bilimler felfese doktoru diplomalarını aldı. Aynı üniversitede Almanca ve edebiyat dersleri verdi, Halk Yüksek Okulu Yabancı Diller Bölüm Başkanlığı yaptı, Köln Radyosu’nda Türkçe Yayınlar Başkanlığı’nı üstlendi.
Alman Cumhurbaşkanlığı Liyakat Nişanı, Adelbert Von Chamisso Ödülü,  Dr.Orhan Asena Oyun Ödülü, İsmet Küntay Oyun Ödülü, Salihli Belediyesi Oyun Ödülü ve Berlin Senatosu Çocuk Oyun Ödülü gibi başarılara imza attı..
Türkçe ve Almanca, telif ve çeviri 50 küsur kitabı yayınlandı. Şiirleri Yunanca ve Fransızca’ya çevrildi. Alman televizyonları için diziler hazırladı. En önemli Türkçe yapıtları şunlardır: Karanlıktan Yakınma (Şiirler), Dost Dolayları (Şiirler), Ben Aranıyor (Roman), Sen Dolayları/Sevgi Dolayları/Umut Dolayları (Şiirler), Mölln ve Solingen’den Sonra Almanya Üzerine, Mutluluk Şiirleri (Ses Kaseti ile birlikte).
Yüksel Pazarkaya’nın “Mediha ile Ferhat’ın Yeni Acıları” isimli oyunu Devlet Tiyatroları’nda sahnelendikten sonra Kültür Bakanlığı Yayınları arasından basıldı.

Haberin Devamı

Sevdalı bir İzmirli olan, şehrinden hiçbir zaman duygusal olarak kopmayan Yüksel Pazarkaya, özgün kişiliği ve yapıtlarıyla gerçekten örnek, saygın ve seçkin bir İzmir kökenli edebiyatçıdır.
Her yıl İzmir TÜYAP Kitap Fuarı’na Almanya’dan gelerek hasret gideren ve okuyucularıyla buluşan Yüksel Pazarkaya’nın, 15.İzmir TÜYAP Kitap Fuarı’nın “Onur Konuğu” ilan edilmesi, vefalı bir seçim olmuştur. 1997’de 2.İzmir Kitap Fuarı’nda gerçekleşen ve Yüksel Pazarkaya’nın konuşmacı olarak katıldığı “Avrupa’da Türk Edebiyatı” başlıklı söyleşisini ben yönetmiştim. Yıllar ne çabuk geçmiş..
Kitap fuarlarında geçen yıl kaybettiğimiz rahmetli Demirtaş Ceyhun ile yan yana kitap imzalamalarına alıştığım Yüksel Pazarkaya’nın, bu yıl onsuz kalacağını düşünmek gerçekten içimi acıtıyor.
Ayrıca dipdiri bir yurtsever olarak cumhuriyetçi tavrını ve gazetelerdeki aydınlatıcı yazılarını da özellikle çok seviyorum.. 17.12.2009 tarihli Cumhuriyet’teki “Demirtaş Ceyhun 75. Yaşında” başlıklı vefalı yazısını gözyaşları içinde okumuştum. Yan sütunlarda 1962 yılında 22 yaşında iken yazdığı İzmir sevgisini belgeleyen bir şiirini sunuyorum.
Kısaca, “Onur Konuğu”muzu çok seviyorum.. Kutlarım.

Haberin Devamı

Deniz Kavukçuoğlu’nun keyfi yerinde

Tam 15 yıldır TÜYAP Kitap Fuarı’nın, İzmir’de gerçekleşmesinde en büyük etkenlerden olan İzmirli yazar ve TÜYAP Genel Koordinatörü Deniz Kavukçuoğlu, başardan çok mutlu.. Yine başta Sunay Girgin olmak üzere, Cemran Anıl Öder ve diğer emek verenler gibi tüm değerli TÜYAP çalışanları ne kadar sevinseler azdır.

Tam kadro görev başındayız

15 yıldır her kitap fuarında olduğu gibi, afacan asistanlarım şair Mutlu ve Koray’ın yardımlarıyla, 17-25 Nisan arasında 15. TÜYAP Kitap Fuarı’nda, “Uluslararası İzmir Araştırmaları Standı”nda her gün 13.00-19.00 arasında kitaplarımı imzalayacağım.

Bir çocuk severdi körfezi

“Bazı kez Ege’nin tuzlu suyunca yeşil tatlı
bir burukluk çöker yüreğime. Avunmam gerekir.
Özellikle gecenin koygun tülleri ardında tüm
çıplak çirkinlikler yutulunca, şehri çevreleyen
tepelerden birine tırmanırım. Gecede iri iri
ateş böceklerinin yuvasına dönen şehri seyre
dalarım. Yüreğim ürperir. Kelimeler Puşkin’in
ihtiyar postacısı konuşuyormuş gibi dökülür
dudaklarımdan: Karşıyaka, Körfez, Kordon..
Şehre inerken boğazım düğümlenir. Aklım
dolar: İzmir.. İzmir”
*
Gün batışının doyumsuz dansları sürer mi
Daha sürer mi dalgalarda
Martıların göğün altın başaklarında süzülmesi?
*
Önce yollara sorun
Okula giden, oyun oynadığımız arsaya giden
Okul bahçesinde taş attığımız havuza
*
Sazan balıklarına
Sınıf duvarlarına
Ders sıralarına
Gerçi ne çakıyla ne boyalı kalemimle
Hatıra koymadım size kendimden
Ama sıralarım benim sıracıklarım
Düşünün biraz
Bilirsiniz belki beni
N’olur hatırlayan beni
Sıcaklığınızı yitirmedim yüreğimden.
*
Bahçemizdeki erik dalına
Dut yapraklarına
Serçe kuşlarına
Ya siz Ağustos böcekleri
Hatırlıyor musunuz küçük afacanı?
Palmiyeler belki, belki imbat
Ya deniz feneri?
Belki balıklar, gümüş balıklarım benim
Körfez vapurundan size el sallayan
Çocuğu unuttunuz mu sakın
Pul pul yüzüyorsunuz gözlerimde enginlerce daha.
*
En iyi mahallemizdeki eski gaz feneri bilirdi beni
Ve ihtiyar fener yakıcısı
Her akşam beklerdim onu fenerin altında çömelmiş
Daha o çocuğun gözleri önünde ama
Değiştirmişlerdi dertli feneri bir elektrik direğiyle.
*
Ama sen sahildeki koca kaya
Sen hatırlarsın o çocuğu
Dost olmuştunuz
Senin hikayelerini dinlerken
Dalgaların hışırtısını duymazdı
Hatırlarsın değil mi
Homer’i demiştin sen
Homer’i ben bilirim demiştin
O küçük çocuğu da bilirsin sen
O çocuğu, o çocuğu
Bir akşam yine senin hikayeni dinlerken
Rüzgarın üfürüp götürdüğü
O küçük çocuğu unutma n’olur..
*
Köpüklü dalgaların fütursuzca sahile yayılışı
Daha sürer mi bitmeyen renkli akşamların
Ve balıkların huzuru körfez fenerinin ışığında?..
YÜKSEL PAZARKAYA (12 Mart - 1962)

Yazarın Tüm Yazıları