Paylaş
EGE’mizde en sevilen, aileden biri gibi sahip çıkılan, en candan, gülen ve gülümseten yazarımız şüphesiz Muzaffer İzgü’dür. Kitap imzalarken önünde biriken kuyrukları Orhan Pamuk bile kıskanır.
İmza günlerinin, kitap fuarlarının şampiyon yazarıdır. Çoluk çocuk, ailece onu kucaklarız. Öğrenci dalgaları, öğretmen grupları, okul müdürleri, emekli öğretmenler, fuarlarda Muzaffer İzgü’nün kitaplarını imzaladığı “Bilgi Yayınevi” standı önüne yığılırlar. Saatlerce, günlerce imza kuyrukları hiç azalmaz, aksine çağlaya çağlaya büyür.. Hep gülen insanlar, gülümseyen çocuklar vardır çevresinde.. Muzafer İzgü’nün her kitabını okudum. Ama “Hayri Potur, Harry Potter’e Karşı” isimli kitabını kahkahadan yerlere yatarak okumuştum. Tanrı onu başımızdan eksik etmesin.. Eşi ablamıza selam gönderiyorum.
İZGÜ’NÜN SOKAĞI
Muzaffer İzgü üzerine, “Muzaffer İzgü dalya dedi” başlıklı bir yazı yazan Doğan Hızlan, usta yazarın 100. kitabını da yarattığını belirtmişti. Bu yazı Hürriyet’te 19 Ekim 2002’de yayınlandı. Aradan geçen 9 yılda, İzgü’nün kitapları 110’u buldu. Türk Mizah Tarihi’nin bir rekoru üst üste kırılıyor, dikkat çekerim.
Sağolsun, her yeni kitabını bana gönderir, hemen keyifle okurum. Mizahı, yaşanmış olaylarla buluştu-rabilen, gündelik hayatın içinden matrak konular ve ilginç insan tipleri bulabilen ve yaratabilen, sıradan insanların berbat düzene direnişinin mizahını yapan, bazen romantik metinler üreten, dahası İzmir kokulu öyküleri bizi mest eden Muzaffer İzgü’yü özlediğimde, Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi’ne çıkan ‘Muzaffer İzgü Sokağı’na gider, direk üstündeki isminin yazılı tabelasına bir temenna çakar, yan masaların birine oturup şerefine çay içerim.. Hele cebimizde Muzaffer Uyguner’in, “Muzaffer İzgü Kitabı” varsa, çıkarıp okumanın tadına doyum olmaz..
ZIKKIMIN KÖKÜ
Mehduh Ün’ün çevirdiği Zıkkımın Kökü filmini izlediniz mi, bilmem. Bu film bir yazı emekçisinin, Muzaffer İzgü’nün komedi-trajik yaşam öyküsünü yansıtır. 1960’larda Demokrat İzmir’e gönderdiği yazılar dolayısı ile gazetenin genel yönetmeni Attila İlhan’ın keşfettiği ve daha sonra Akbaba mizah dergisinde ünlenen bir öğretmen-yazar olan Muzaffer İzgü’yü, eski gazetem Demokrat İzmir’den yetiştiği için ayrıca çok severim.
Doğan Hızlan’a anlattığı bir yaşanmış öyküsü çok ilginçtir:
İzgü’lerin ikiz çocukları olmuş, erken doğum yüzünden ikisinin de kuvöze girmeleri gerekiyor ancak elde bir tane kuvöz varmış. Doktor demiş ki, ‘Birinden birini seçin kuvöze koyalım, diğerini de kadere bırakalım.’ Ana-baba düşünmüşler, bu adaletsizliğe gönülleri razı olmamış. İkisini de kuvöze koymamışlar, ikisi de sağ kalmış.. Alkışlıyorum..
İzgü’nün ikiz yetişkin kızı, her akşamüstü Alsancak caddelerinde kolkola gezmeyi çok severler. Yaz kış demeden her akşamüstü, Alsancak’ta kolkola, özgür biçimde, çevreleriyle hiç ilgilenmeden bir hayal gibi geçip giden, Siyamlı ikiz kızlara benzeyen, alımlı giyimli, kısa boylu zayıfça, iki benzer kız görürseniz, bunlar Muzaffer İzgü’nün kızlarıdır. Gerçekten bir hayal gibi geçip giderler..
GAZETECİ DOSTU
O bir gazeteci dostudur.. Muzaffer ağabeyimizi, geçen gün Şehit Gazeteci Hasan Tahsin Anıtı önünde gazeteci kıyımını protesto eden gazeteci grubunun içinde gördüm. Hemen birbirimize sarıldık. Aslan ağabeyim, biz gazeteci kardeşlerini yalnız bırakmamış ve hastalıktan yeni çıkmasına rağmen koşup gelmişti.
Muzaffer İzgü, yiğit ruhlu, ilerici bir dürüst aydındır. Olgun davranışları ve müşfik ilgisi ile bana da epey emeği vardır. Bir gün Konak’tan kalkan bir otobüste Muzaffer İzgü’ye yerimi verdim, oturdu ve elimdeki ağır çantamı alıp kucağına koymak istedi. Ben ısrar edip vermedim, ağır olduğunu söyledim. “İçinde ne var?” diye muzipçe sordu. Yeni yazdığım bir kitabın bir çok fotokopisini çıkarttığımı ve çeşitli yayınevlerine göndereceğimi söyledim. “Ver bakalım” dedi. “Ege Sevgisi” isimli kitabımı çıkarıp verdim. Otobüs giderken inceledi. Sonra iade etti. “Hemen Bilgi Yayınevi’ne gönder, ben ilgileneceğim” dedi.
Yayınevine kitabımı gönderdim ve dört ay sonra basıldı. Bu bakımdan Muzaffer İzgü’ye ne kadar teşekkür etsem azdır. Ama Bilgi Yayınevi’nin İzmir’deki diğer yazarları öylesine menfi tavırlar koydular ki, kitabımın devamı gelmedi.
Muzaffer İzgü, bir emekçi yazar olarak, sadece kaleminin ucu ile hayatını geçirerek kişisel tahimizin başköşesine oturmuştur. Haydi onunla, 16 Nisan’da Kültürpark’ta başlayacak olan 16. TÜYAP İzmir Kitap Fuarı’nda buluşalım. Kızı Sevin İzgü ile Bilgi Yayınevi Standı’nda kitaplarını imlayacak.
Paylaş