Dalyanköy aşığı bizim Katrin

Uzun yıllardır Çeşme’nin Dalyanköyü’nde tek başına yaşayan Belçika kökenli Madam Katrin, yöreye kocasıyla geldi ve buralara aşık olarak yerleşti.

SANAT GALERİSİ gibi bir salondayım.. Birzamanlar "Ateş Dağlı", "Küskün Çiçek" gibi Türk filmlerinin çekildiği evin içindeyim. Büyükelçi İsmet Birsel’in tabloları, zarif heykeller, yelkenli maketleri, eski Dalyanköy fotoğrafları, İstanbul Kız Kulesi gravürü, çerçeveli aile fotoğrafları, denizden Ayasofya görüntüsü salonu çepeçevre süslemiş. Çok ince bir zevkle döşenmiş salonda gözlerimi gezdiriyorum. Boz bir kedi ortada dolanıyor.

Havayı hafif bir Fransızca aşk şarkısı kaplamış.. Yerde Türk kilimleri.. Balkona çıktığınızda palmiye ağaçları altındasınız ve Dalyan Yat Limanı ayaklarınızın altına serilmiş durumda. Masmavi havuza bakıyorum. Burası daha bir kaç yıl önce Madam Katrin’in "Lapero" isimli ünlü bir kafe-sanat galerisiyken, düzenlediğimiz etkinlikleri, sergileri düşünüyorum. Sergiler başarılı geçtikten sonra elbiselerle havuza atladığımız çılgın akşamlarımıza gülümsüyorum. Madam Katrin (Catherina), tek başına kafeyi yönetemediği için, artık sadece evini, ev olarak kullanmakta. Soruyorum kendisine:

İLK GELİŞ

ÈBuralara nasıl geldiniz?


ÈKocam Beyaz Rus kökenli Nikita Gruber ile 1973’lerde tekneyle buraya ayak bastık. Ve sırılsıklam aşık olduk bu köye, bu şipşirin koya.. İnsanlarına bayıldık. Eski Dalyanköy insanları dünyanın en tatlı insanlarıydı. Arsa aldık, işçilerle omuz omuza evimizi yaptık. 1978’de evi tamamladık. Ama 5 sene sonra kocam bir trafik kazasında vefat etti. Çok sevildiği için, Dalyan’da müslüman mezarlığına köylülerin omzunda götürüldü ve gömüldü. Mösyö Nikita sevilen bir insandı. Dalyanköylüler arada kocamdan söz açınca beni ağlatırlar. Eski Muhtar Niyazi, Hüseyin Algan, "Kocan çok iyiydi, seni de bu yüzden çok severiz" dediklerinde hemen ağlarım.

ÈKaza nasıl oldu?

ÈKazadan iki hafta önce Çeşme’den İzmir’e gidip sömestr için alışveriş yaptım, çünkü İsviçre’ye gideceğiz. Gazi İlkokulu karşısında kırtasiyecide bir adamla tanıştım. Yine o günlerde kocamla evde Yunan televizyonunu izlerken bir adama çarpan araba, adamı havaya uçurdu. İşte kaza günü Nikita, yol kenarında iken bir araba ona çarpıp çuval gibi havaya uçurdu. Çarpan adam, kırtasiyecideki adamdı.

KÖYÜN ÜNLÜLERİ

ÈKöyde oturan ünlüler kimdi?

ÈOsmanlı’da İzmir Limanı’nı yapan Mösyö Giffre’nin kızı Madam Giffre.. Madam Giffre’nin kızı Fransız tiyatrocu ve aktrist, Fellini filmlerinde oynayan Magali Noel.. Büyükelçi İsmet Birsel, Rektör Sermet Akgün, Prof. Doğan Tuna, Filiz Scnabell, Süheyla-İlhan Vidinel, Mehmet-Ayşe Köstepen, Evdin Clarke ve daha niceleri bizim buraların köylü dışındaki ünlüleridir. Madam Giffre, kışın Paris’te yaşardı. Bir bahar günü çok önceden geldi, 75 yaşındaydı. Şifne’de sıcak suya girmek istedi, çünkü şikayetleri vardı. Kaplıcada tamirat vardı, içeri almak istemediler. Kızdı ve israr etti. Sıcak suya girdi ve öldü.

ÈKaç evladınız var?

ÈNikita Gruber ile evliliğimizden Memiş ve Tatyana doğdu. Memiş’in Lara, Tatyana’nın ise Murat, Soscha ve Zoe isimli evlatları doğdu. Yani dört torun sahibiyim.

SEVİLEN KÖŞELER

ÈSevdiğiniz yerler?

ÈÖnce evimi çok severim.. Kocakarı Plajı’nı severim. Yat limanı şirindir. Sahilde dolaşmayı severim. Turgut Peis Heykelinden Top Burnu’na kadar yürümek beni büyüler. Şnorkelle yüzmeyi severim. Deniz kabukları toplarım ve koleksiyon yaparım. Nerede kayalık varsa üstüne çıkar, denize atlar yüzerim. Deniz kestaneleri toplayıp, yumurtalarını yerim. Burnun arkasındaki Bademli Koyu’na bayılırım. Küçük tekneler için uygundur. Burayı ilk gördüğümde yemyeşil doğasını çok sevdim. Doğallığını sevdim. Yapılaşması ne yazık ki ahenksiz ve çirkin oldu.. Bütün güzellileri yıktılar. Köylüye kızmıyorum, izin verenlere kızıyorum. Estetik kurallar hiç uygulanmadı, anarşik bir inşaatçılık gerçekleşti. Belediye, filan hepsine yazıklar olsun. Oysa Alaçatı’dan bin kat daha güzel bir yükselen yıldız olabilirdi. Sonra köyün insanlarını çok sevdim. Yabancı olmama rağmen beni benimsediler. Mesela Cevat’ın babası Ali Aksu, çok güzel insandı, hep bizlere yardım etti.

ÈÇeşme’nin nesini seversin?

ÈKışın çarşıda gezinmeyi severim. Kale arkasındaki sokaklar, eski evler beni çeker. Tüm detaylara bakmak, oralarda kim yaşamış diye düşlemek benim işim sanki. Eski Rum kültürüyle yeni kültürü mukayese eden kitaplar beni meraklandırır. Şu anda zaten Mehmet Culum’un "Kale’nin Gölgesinde Çeşme" kitabını okuyorum. Sonra Alaçatı beni çok keyiflendirir. 35 sene önce Alaçatı’ya gider eskiliğinin fotoğraflarını çekerdim. Bak şimdi nasıl gelişti, eskisini korudu, ve pazarladı. Port Alaçatı ise muhteşem. Port Alaçatı ile Alaçatı-Ilıca kanalı birleşince inanılmaz bir şehir ortaya çıkacak.

AVRUPA MESELESİ

ÈBir Avrupalı mısın?

ÈYok canım.. Ben kendimi Avrupalı’dan çok Türk sayıyorum. Türk’ten daha çok ise "Dünyalı" hissediyorum.. Bu ülkede ayakta duruyorum, eşimi buraya gömdüm. Hastalığım yok, mücadele ediyorum. Bu ülkeyi seviyorum.

ÈBizi Avrupa Birliği’ne alırlar mı?..

ÈBir Türk konuşuyor, ona göre dinleyin iyi mi?.. Deniz kestaneleri, deniz kabukları hızla azalıyor, denizi berbat ettiler. Bir süre sonra deniz canlıları ve deniz kestaneleri de buraları terk edecek. Denizin dibi her sene daha kalın yabancı maddelerle ve yosunla kaplanıyor. Tepeden denize bak çok güzel, ama gözlükle dal bak içine berbat!.. Türkiye de aynen böyle.. Gökyüzünden bak bir cennet, ama içinde yürürsen sorunlar o kadar çok ki.. Dilerim.. Türkiye’miz bundan böyle mutlu, zengin ve güvenilir olur.

Dalyanköy popüler bir sayfiye yeri

Ünlü balıkçı lokantaları, şirin yat limanı, cam göbeği renginde

denizi ve yazlık villalarıyla hala balıkçı köyü özelliklerini

nisbeten koruyan Dalyanköy, her sezon balık tadını

arayanlar için tiryakisi olunmuş bir Çeşme köyüdür.

KATRİN

Kara sevda değil, masmavi sevdadır

Ak dalgaların kucağında Katrin..

Tek gözyaşı göremezsin şarkılarında

Renk renk gülücükler saçar deryalara.

İyi ki, vira demir dedin Katrin..

Nazlı imbatın öpüşünde pupa yelken Katrin..

Yaşar Aksoy (2002 Çeşme)

(Şiir, akrostiş tarzında yazıldı. Mısraların ilk harfleri kişinin ismini oluşturmakta)

Sanat etkinlerinin merkeziydi

Madam Katrin’in "Lapero" isimli bir kafe-sanat galerisine dönüştürdüğü evi, yıllarca Çeşme’deki seçkin sanat etkinliklerine ev sahipliği yaptı. Resimde 2000 yılında "Çeşme Dostları Grubu"ndan takı tasarım sanatçısı Hande Ataca’nın açtığı karma resim-heykel-takı tasarım sergisi açılışını izliyoruz.

Dalyanköy’ün sembolü Balıkçı Heykeli

Dalyanköy’e girdiğinizde sizi denizden ağlarını toplayan dev bir balıkçı heykeli karşılar. Kurulduğu günden beri bir balıkçı köyü olan Dalyanköy, bu gün aynı zamanda çok popüler bir balıkçı lokantaları merkezidir.

Deniz kabuğu koleksiyoncusu

Madam Katrin, usta bir deniz kadını olarak yıllar boyunca her renk ve şekilde deniz kabuğu topladı. İlginç bir koleksiyon yapan Katrin, evine gelen her konuğuna bu ince zevkini keyifle sergilemekte.
Yazarın Tüm Yazıları