Geçen hafta anılarını yayınladığımız İzmir’in fotoğraf duayeni Zeki Pordoğan’ın, Zeki Müren, Pakize Suda, Sadri Alışık, Öztürk Serengil, Gönül Yazar ve daha nice ünlü ile ilgili anılarını sunuyoruz.
MARDİN’in ünlü bir türküsü vardır: "Kirpiklerin ok mudur oy oy.. Kalbime batıyor diyar Mardin güzeli.. Gözlerin güneş midir oy oy.. Beni yakıyor diyar Mardin güzeli.. Güllere bak güzelim.. Bülbül kıskanıyor.. Gülen yüzüne değil.. Kalbim çok seviyor.." 1940 yılında Mardin’de aşçılık, baklavacılık, restorancılık yapan rahmetli Hacı Abdi Pordoğan’ın oğlu olarak dünyaya gelip, 7 yaşındayken evlerine kiracı gelen Malatyalı Ali Şen isimli bir fotoğrafçının yanında çıraklık yapmaya başlayan ve 15 yaşında geldiği İzmir’de alın terini objektifin arkasına adayıp, günümüzde İzmir’in ünlü bir fotoğraf duayeni haline gelen Zeki Pordoğan’a bu "Mardin" türküsünü ithaf ediyorum. Türkünün bir bölümüne "İzmir" kelimesini de ekleyip yazımın başlığına koydum.
İzmir tutkunu
Çünkü yaşamımda ölesiye İzmir’i seven, ama doğduğu Mardin’e de aşık başka birisini tanımadım. O, dünyanın en iyi insanıdır, Türkçe, Kürtçe ve Arapça’yı ana dili gibi bilen bir Atatürk aşığı Türkiye evladıdır. Zeki Pordoğan’ın geçen hafta yayınladığımız anıları o kadar ilgi çekti ki, o kadar çok telefon aldım ki, elimde kalan bir dosya dolusu fotoğraf ve anılarından yine bir demet yapıp, bu hafta da okuyucularımla paylaşmak istedim. Bu fotoğraflar ve anılar, İzmir’in görsel belleğidir. Zeki Ağabeyim bu belgelerini hiç bir kuruma (üniversiteler dahil), hiç bir kişiye karşılıksız kaptırmamalıdır. Mutlaka ve mutlaka kendi ismiyle yayınlanacak albüm ve katalogları, internet sitesini yaratmalıdır. Çünkü dünya acımasız.. Ve hepimiz artık hızla sona yaklaşıyoruz.. Alınterimiz heba olmamalı..
Zeki Müren ile
Usta fotoğrafçımızın, Zeki Müren ile ilgili nice anıları bulunmakta. Şimdi onu dinleyelim: "- Büyük Efes Oteli’nde çalıştığım 1960’lı yıllarda Zeki Müren’i otelin bahçesinde ve havuzdan bol bol çekerdim. Bir gün havuzda birkaç fotoğrafını çektim. Özel işlemle ufak tefek rötuşlar yaptım. Gıdısını ve gözaltı kırışıklıklarını yok ettim. Aldım götürdüm verdim. Fotoğrafları büyük bir dikkatle inceledi. Çok zeki bir insandı. Fotoğraflarıyla oynadığımı hemen anladı. Kral dairesine beni davet etti: "- Adaşım, bundan böyle benim tüm fotoğraflarımı sen çekeceksin.." dedi ve ekledi: "-Hadi, hemen başlıyoruz!.."O gün saatlerce 12 ayrı muhteşem kiyafetiyle Zeki Müren’in, kral dairesinde yüzlerce fotoğrafını çektim. Objektifimi çok beğendi. çok ama çok dost olduk, bundan sonra.. Sahneye bile çıkar onu belgelerdim. Konser sonrası şöförü ile Kültürpark’tan ayrılır, otele geri dönerdik. Çevresinde ne fedaisi, ne koruması vardı. Sahneye çıktığında taşkınlık yapan tek kişi yoktu. Hanımlar ve beyler, 1960-70’lerde Zeki Müren’i dinlemek için balo kıyafetleriyle gelirlerdi. O şarkısını söylerken çıt çıkmazdı. İzmir’de böylesine bir sahne adabı vardı. Bir gün başımıza bir bela musallat oldu. Sarhoş bir adam, sahne çıkışında Zeki Müren’i yakaladı, "Sen yuvarlak mısın?.." diye sıkıştırmaya başladı. Zeki Müren durdu durdu, sonunda patladı. "Evet yuvarlakım!.. Sen ise, dörtköşe misin?".. Adam rezil olup çekip gitti. Zeki Müren başta olmak üzere Gönül Yazar ve Safiye Ayla.. Müzeyyen Senar, Emel Sayın, Hülya Avşar, Sibel Can.. Gaskonyalı Toma, Coşkun Sabah, Güneri Tecer, Ayhan Işık, Sadri Alışık, Yusuf Sezgin, Juanito, Öztürk Serengil, Los Trios, Los Macucambos, Adamo, Julio Iglesias, Feliciano, Marc Aryan, Silvy Vartan ve Johanny Holliday, Tony Curtis, Charlton Heston, hepsi bana poz verdiler.. Bu geçmişin ünlü kişilerini belgelediğim için kendimi mutlu bir insan sayıyorum.."
Unutulmaz anılar
Zeki Pordoğan, gazetecilik yaşamında Erol Simavi, Dinç Bilgin, Nedim Demirağ, Nejat Seçen, Güngör Mengi, Kemal Ilıcak, İsmail Sivri, Erdal Şafak, Şadan Gökovalı, Çetin Gürel, Aziz Halkapınar ve bendenizi örnek sembol olarak görüyor. Hürriyet gazetesinde iken unutamadığı bir anısını soruyorum: "- 90’lı yıllarda PKK’nın en aktif olduğu dönemde, her sene Mardin’e gider tarihi eserlerin fotoğraflarını çekerdim. Deyrülzaferan Manastırı’nda iki Cambridge öğrencisi İngiliz kızla tanıştım. Onlara rehberlik ettim. Urfa, Adıyaman, Midyat, Nemrut ve civarını adım adım gezdik, bir kötü olayla karşılaşmadık. Nemrut Dağı’nda fotoğraflarını çektim ve Hürriyet’e geçtim. Nejat Seçen, Hürriyet’in Türkiye baskısında "Cesur Kızlar" diye manşet attı. Hürriyet teşekkür edip, ödül verdi, yarım maaş nakit. Hürriyet büyük gezetedir. Yine unutamadığım olaylardan bir kaçı.. Amerika Başkanı Johnson İzmir’e geldi. Gece Kısmet Otel’de kalacak. Adamın sırık gibi boyu var. Yatağa sığmayacak. Başkana özel upuzun karyola yapıldı hemen. O karyolanın resmini çektim, bir yandan da katıla katıla güldüm. 1972’de İngiltere Kraliçesi’nin gelişinde resmini çektim. Selleri, yangınları, depremleri çektim. Nice siyasi, kültürel, sportif olay objektifimin içinden gelip geçti. Güngör Mengi, meşhur "Can can" köşesini yaparken hep yardımcı oldum. Bu benim tercihimdir.. Ben, şimdi eşi bulunmaz Atatürk fotoğrafları kolek- siyonumla, İzmir fotoğrafları arşivimle, binbir çeşit sanatçı, politikacı fotoğraflarımla iç içe, mesleğine aşık mutlu bir aile babasıyım.. Görevimi yaptım!.."
NOT: Zeki Pordoğan’ın daimi sergisi, İzmir Swiss Otel’de bulunmaktadır. Gidiniz ve geziniz..
İki turist yanyana
"Turist Ömer" lakaplı Sadri Alışık ile yaşamı tam bir turist gibi gelip geçmiş olan Zeki Pordoğan, yine Büyük Efes Oteli’nde buluşmuşlar.. Yaşam güzel.. Dostluklar paha biçilmez.. Ve geceler çok uzun.. Kadehler keyif için kalkıyor.
Ayrılmaz ikili
İzmir’de geldiğinde Zeki Müren, hem fotoğraflarının çekimi, hem de kulis dostluğu için Zeki Pordoğan’ı yanından ayırmazdı. "Adaşım" diye hitap ettiği bu delikanlıya daima çok güven duydu.
Yeşşe kardeşim Zeki’cik
Öztürk Serengil, o herkesi makaraya alan havai havasıyla, Zeki Pordoğan’a daima, "Yeşşe kardeşim Zekicik" der ve paddadak onun yanağında bir öpücük kondururdu. Ünlü kelaj Öztürk Serengil’i hatırlayınca, Zeki Pordoğan’ın gözleri hemen sulanıverir.
Gençlik arkadaşı Pakize Suda
Pakize Suda, Zeki Pordoğan’ın soyadını kullanarak "Zeynep Doğan" takma ismiyle katıldığı Ege Güzellik Yarışması’nda 1974 yılında birinci olmuştu. İşte yıllar sonra 2008’de Alaçatı’da, Nihal Pordoğan, ünlü Gaskonyalı Toma gazinolarının sahibi Mustafa Şişman’in kızı Nurhayat Saroğlu, Zeki Pordoğan ve Pakize Suda.