Paylaş
Erzurum’dan Kayseri’ye, Bursa’dan Edirne’ye, İzmir’den Muğla’ya kadar bu formül böyle ilerledi. Karşıyaka’yı Karşıyaka yapan, önce Soğukkuyu Camii, sonra Zübeyde Ana’nın yattığı Osman Paşa Camii ve giderek Kemalpaşa ve Mevlana camileridir. Özetle, İzmir’i İzmir yapan süreç, Kemeraltı camileriyle kıvılcımlanıp gürleşti.
Alaçatı’yı ise, Hacı Memiş Camii, “Alaçatı” yapmıştır.
Koskoca Türk Alaçatı, Hacı Memiş Camii çevresinden gelişip bu günlere geldi. Yerli Türkmen Alaçatılılar bu cami çevresinde yaşadılar, sonra Rumeli’den gelen Balkanlı Türkler bu mahalleyi gürbüzleştirdiler ve ünlendirdiler.Hacı Memiş Camii, 1812 doğumludur, iki ay sonra 200 yaşına girecek. Kutlu olsun! Halkımız ona sahip çıksın.. Yaşlanan camilerimizi ön plana çıkarıp hatırlayalım. Türklüğümüzü onlara borçluyuz.
OTANTİK DOKU
Bu gün Hacı Memiş Mahallesi’ni ziyaret edeceğiz. Alaçatı Merkez Camisi Meydanı’ndan sola sapıp Pazaryolu boyunca epey yürüyüp sağa sapalım. Yeşillikler içinde bir yolun sağ tarafı eski kabristandır, uzakta bizim Hacı Memiş’in minaresi görünür. Yol boyunca sarıklı kabir taşları, Osmanlıca yazılı lahitler, birbirinin üzerine yığılmış kadim ve esrarlı taşlar size huzur verici bir fantastik aroma sunar.
Hacı Memiş Ağa’nın 250 yıl önce Mısır’dan gelip, bölgedeki bataklıkları kurutup yerleşime açtıktan sonra inşa ettiği kendi ismini taşıyan Hacı Memiş Camii’nin önünde 300 yıllık olduğu söylenen bir çınar ağacı vardır. Ayakta durabilmesi için suni destekler yapılmıştır.
Mahallenin tam başında bekçi gibi duran caminin yanındaki kabristana girerseniz, tüm Rumeli’nin burada uyuduğunu görürsünüz. Selanik’ten Bosna’ya, Priştina’dan Kavala’ya nice büyüğümüz burada yatıyor. Çanakkale gazileri, Yemen gazileri, mübadiller, göçmenler, yerli Türkmen Alaçatılılar koyun koyuna. Aman bu kabristanın bakir halini bozmayalım. Olduğu gibi dursun. Müze gibi..
Hacı Memiş Ağa Camii yanındaki kabristan ve eski Türk evlerinden oluşan Hacı Memiş Mahallesi, bölgenin en otantik ve korunması gereken tarihi bir dokusudur. Yıkılıp yağma edilip bozguna uğratılmamış bir mimari hazinedir.
Hay yaşayasın Hacı Memiş Ağa!
Bir Fatiha okuyalım.
MAHALLE HALKI
Alaçatı’nın yetiştirdiği ünlü spor adamı, çok sevgili dostum Hikmet Dikmen’in daveti üzerine gittiğim Hacı Memiş Meydanı’nda mahalle sakinleri ile buluştuk. Pehlivan’ın Kahvesi diye de bilinen Ziya Arın’ın çalıştırdığı Yüksek Kahve var, tam karşısında sağda İsmail Kolçak’ın Dutlu Kahvesi bulunuyor. Sol yanda Bayraktarlar’ın evinin önünde de sandalyeler dizili. Sakin ve ağırbaşlı Hacı Memişliler bu iskemlelere yerleşmişler. Celal Bayar’dan Turgut Özal’a nice politikacı bu kahvelerden geçmiş.
Rumeli kökenli vatandaşlarımızla koyu bir sohbet kaynattık. Maviş gözlü muhtar Recep Karakaş, mahallenin özetini yapıverdi:
“Burada 4 bin kişi yaşıyor, 1500 resmi seçmeni var. Hepsi Rumelili olan sakinlerimiz geçen zaman içinde birbirleriyle akraba oldu. Tam bir Balkan dayanışması vardır. Sakin ve huzurlu yaşarız. Harmandalılar, Bayraktarlar, Yaro Ahmet Ağa’lar, Dalgıçlar, Yağcı Mümin Ağalar, Arıcılar, Tütüncüler, Şilmanlar, Bademciler, Balcılar, Topallar, Koparalar, Sütçüler.. Daha niceleri.. Lakaplarıyla tanınır aileler.
Hacı Memiş giderek canlanıyor. Alaçatı’nın zengin, kalabalık ve cazibeli öte tarafına bir alternatif oluyor. Sakin-mahalle olarak ünlenmek istiyoruz. Yeni işyerleri, butikler, kafeler, minik oteller bizim burada da açılıyor, daha da çoğalacak. Ama dokumuz, bekaretimiz, asaletimiz bozulmasın. Tarihi değerimizi kaybetmeyelim istiyoruz. Bir pilot bölge olarak evlerimiz, dükkancılığa ve turizme açılırken, değerlerimizi koruyarak kalkınalım. Dejenere olursak üzülürüz.. Alaçatı’nın öte tarafı Nişantaşı-Bebek oldu, bizim burası Şirince Köyü gibi kalkınsın istiyoruz..”
Ne dersiniz, muhtar haklı değil mi?..
Hacı Memiş Ağa’ya sorsak, 200 yıl önceden başını kaldırıp o da muhtarı desteklerdi.
Özet: Hacı Memiş Ağa Camii’ni 200. yılında mevlitlerle kutlayalım..
Hacı Memiş’in Balkanlı sakinleri Hacı Memiş’te Balkanlar’ın dört köşesinden göç edenler yaşıyor. İşte onlardan bir gurup(sağdan): Ömer Şişman (Selanikli), Mustafa Sezgin (Selanik Kavalalı), Hikmet Dikmen (Karadağlı), muhtar Recep Karakaş (Selanikli), Hamit Topal (Priştinalı), Kadri Topal (Priştinalı), Fethi Gürses (Bosnalı), Ömer Tuncel (Priştinalı). Arkada, Mehmet Arıcı (anne tarafından İskeçeli) ve İsmet Tuncel (Priştinalı). (Fotoğraflar:Yaşar Aksoy)
Mahallenin en yaşlısı
Akşamüstleri sokağının tam başına oturan 95 yaşındaki İskeçe doğumlu Selime Arıcı’yı, oğulları Mehmet Arıcı ve Hüseyin Arıcı ile fotoğrafladık.
Hamit Topal’ın şiiri
Sakız reklamlarının baş aktörü
87 yaşındaki Hamit Topal,
ilkokulda çevresinin hep
Selanikli, Giritli, Boşnak, Kavalalı,
Priştineli çocuklarla dolu olduğunu söyledi.
Mezarı caminin yanıbaşında olan öğretmenleri İsmail Algar’ın öğrettiği şiiri en iyi kendisinin okuduğunu belirtti. Bu şiir, Balkan göçmeni çocukları birleştirirmiş:
Bilen bilir, biz kimiz
Tarihte en eskiyiz
Adımız Gök Yıldırım
Demir kaya, dağ, deniz
Hinte, Çine, İrana
Doludizgin geçmişiz
Bizlere çağlardan akan
Setler yıkan Türk derler..
Paylaş