Paylaş
Turgut Atakol 20 Yaşaltı Beynelmilel Ümitler Turnuvası’nda tribünler bomboştu. Sahanın neresinde isterseniz oturabiliyordunuz. Ben de maçlarda oyuncuların savaşını daha yakından izleyeyim diye potanın arkasındaki yere oturdum . Sahaya 3-4 metre mesafedeydim ve önümde de hep hakemlerden biri görev yapıyordu. Böylece ilk defa bir hakemi bu kadar yakından izleme şansım oldu. Basketbol dünyanın en güç sporudur, bu tartışılmaz. Steps, pivot hareketi, top taşıma gibi kolay anlaşılmaz birçok kaide basketbol oynamayı zora sokar ama ilk defa hakemliğin de ne kadar zor olduğunu orada fark ettim.
Basketbolda savunma giderek güçleniyor. Oyuncuların gayeleri giderek hücum oyuncularına nefes aldırmamak oluyor. Başta pivotlar, oyuncular birbirleriyle iç içe girdiklerinde hakemlik de giderek çok zorlaşıyor. Tabii onların verdikleri kararlara itirazlar da artıyor. Ben Beko Basketbol Ligi’nde hakemlere itirazın artık dayanılmaz bir seviyeye çıktığı görüşündeyim. İstatistik tutulsa, Beko Basketbol Ligi, hakemlere itiraz sayısı bakımından dünyada 1 numara olur diye düşünüyorum. Bu gidişle önümüzdeki yıllarda hakeme itiraz edilmeyen hiçbir pozisyon kalmayacak. Başta koçlar, ardından onları takip eden oyuncular, her an her şeye itiraz ediyorlar. Maçları filme alana kameralar, her seferinde itiraz eden koçları, ellerini kollarını sallarken hatta bağırarak yere otururken yakından gösterdikleri için koçlara duyulan saygı da giderek azalıyor. Bu gidişe bir çare bulmamız gerek. Ben Türk hakemlerin kişilikli ve dürüst olduklarına inanıyorum ve içimden hep “İyi ki hakemler var. Ya olmasalardı, ne yapardık” fikri geçiyor. Atakol Turnuvası’nda tüm takımlar hakem kararlarına saygılıydılar. Bir tek Rus Milli Takım koçu hariç. Koçlar genelde hakem kararlarına itiraz yerine kendi oyuncularına bağırıyorlardı. Rus koç her pozisyonda hakemlere itiraz ederek Türkiye Ligi’nde de koçluk yapabileceğini gösterdi diyebiliriz. Şakayla karışık, bizde iyi ki ‘başarılı koçları CEO yapıp tribüne çıkarmak ve yerine bağırıp çağırmasıyla meşhur yabancı koç getirmek’ devri başlamadan kapandı. Yoksa Rus koçu, önümüzdeki yıl bir kulüp takımımızın başında göreceğimiz muhakkaktı. Savunmacı anlayış, sağlam savunma yerine giderek (saldırgan savunmaya) dönüşüyor. Eskiden biz oyuncularımıza bire birde “Elini kolunu çok sallama, boşuna faul yapma” derdik. Bugün Amerika’da savunma oyuncularının rakip oyuncunun elindeki topa kaç kere değdiği sayılıp saldırganlıkları değerlendiriliyor. Takımların oturdukları sıralar da bizim hemen yanımızdaydı.
Paylaş