Atölyeme kavuştum

Sadece atölyeme değil, sevdiğim dostlarıma, arkadaşlarıma ve çevreme kavuştum.

Haberin Devamı

Her tatil dönüşünde kendimi yeni sezona başlamak hususunda yenilenmiş, dinamik hissediyorum. Elbette bu, tatilimin güzel geçmesiyle doğru orantılı.Benim tatil yerim 20 yıldır bıkmadan gittiğim Kuşadası’nın Davutlar beldesi...
Burası gerçekten çok güzel bir yer. Bu günlerde gündemde olan Çalıkuşu dizisinin Feride’si burada öğretmenlik yapmış ve Kuşadası Belediyesi O’nun kaldığı evi müze haline getirmiş.
Ayrıca halkının yüzde 90’ı emekli memur. Dolayısıyla yaşayanlar orta gelire mensup. Aynı, eskiden olduğu gibi belde pazarları çok önemli. Çevrede yaşayanlar ürettikleri mahsulleri burada pazarlayabiliyorlar. Ayrıca taa İyonya döneminden beri değişmeyen bir gelenek de buraları sosyal buluşma alanları. Şöyle baktığınız zaman, sadece alış-verişle uğraşan insanlar dışında, sohbet eden, bir şeyler yiyen pazarcıları izleyebilirsiniz.

Haberin Devamı

ORGANİK KAHVALTI

Hazır söz köy pazarından açılmışken, Kuşadası civarındaki yerlerde, organik gıdalarla konuklarına kahvaltı ya da yemekler sunan mekanlar var ki; buralarda bir şeyler yiyip, içmek her bakımdan hem güzel hem de çok lezzetli. Mekanlardan bir tanesi de yıllardır tanıdığım, zeytin ve zeytinyağını daha birinci elden aldığımız Ruhi Amca’nın açmış olduğu kahvaltılık salonu. Burayı öyle bir yerde kurmuş ki, zeytin ağaçları, denizine tepeden bakan bir mekan. Tam bana göre, bütün gün orada otursam, güzelliğine baksam doyamam. Nitekim buradan ilham alarak yaptığım birçok “zeytin ağaçları” konulu tablo, asıldığı yerde yaşıyor.

‘SEVGİ PLAJI’ TABLOSU

Ressamlar işte böyledir. Gittikleri yerlerin önce görüntüsüne, manzarasına bakarlar. Zaten sanatçıların doğaya bakış tarzları değişiktir. Herkes kendi penceresinden yani üslubuna göre yorumlar. Beni tanıyanların bildiği gibi, yaz tatilinde çok eski iki dostumla birlikte sabahları yürüyüş yaparız. Bu yürüyüşlerde tarih ve sanat konuşuruz. Bu, benim de çok sevdiğim bir aktivitedir. Yürüyüş esnasında bazı otellerin, kulüplerin önünden geçeriz. Ancak bir tanesi benim hoşuma gidiyor. Zaten adı da çok güzel, “Sevgi Plajı..” Davutlar Belediyesi okaliptus ağaçlarıyla kaplı olan plajı tamamen halka tahsis etmiş. Ben özellikle pazar günleri bu yeri çok seviyorum. Çünkü çevre beldelerden gelen yüzlerce insan, inanılmaz bir coşku seliyle denize giriyor. Romancı olmadığım için tam anlatamadım ama yaptığım tablo ile anlatmaya çalıştım. Tablomun adı “Sevgi Plajı” şimdi birkaç sanatseverin duvarını süslüyor.

SOĞUK HAVAYI FIRÇALAR ISITTI

Haberin Devamı


Biz sanatçıların tatili sanatla dolu oluyor. Yazlıktaki evde tam olarak çalışamıyorum çünkü atölyem küçük. İster inanın, ister inanmayın tamamı iki metrekare. Doğrusu bana yetiyor. Zaten orada büyük boyutlu işler olmuyor. Pastel, suluboya gibi daha küçük boyutta çalışabileceğim işler yapıyorum. Herkesin uykuya geçtiği zamanda, ben küçük atölyemde çalışıyorum. Artık Ankara’ya döndük. Ve döner dönmez bizi soğuk bir hava karşıladı. Ancak açılan bir sergi içimizi ısıttı.
Sevgili dostum Erhan Peker’in adını verdiği mekanında “Fırçalar III” adlı sergisine katıldım. Bu kez 1937-1945 tarihleri arasında doğan ressamların eserlerinden oluşturulmuş. Ayhan Türker, Mustafa Ayaz, Ali Candaş, Burhan Uygur, Mustafa Pilevneli, Komet (Gürkan Coşkun, Orhan Taylan, Alaattin Aksoy, Utku Varlık, Cihat Aral, Remzi İrem, Yalçın Gökçebağ, Hasan Pekmezci, Hayati Misman, Nadide Akdeniz.

* * *

Haberin Devamı

Mustafa ayaz’ın tablolarını özellikle çok beğendim. Ben o çalışmalarını görmemiştim. Hani yeni bir sanat terimi olarak literatürümüze yerleşmiş, Soyut Figüratif (Ben bu deyimi pek doğru bulmuyorum. Çünkü bir eser hem soyut hem figüratif olmaz) tarzının tipik örneği. Gerçekten çok beğendim. Aslında her sanatçının eserleri büyük bir özenle seçilmiş. Benim 1977’de yapmış olduğum bir tabloyu sergilemesi bana büyük bir sürpriz oldu. Çok duygulandım. Ben hemen o yıllara geri gidip, resmi, nasıl yaptığımı anımsıyorum, ondan dolayı gerçekten çok duygulu anlar yaşadım. Sergiye gelenler çok kalabalıktı. Ak-pak gidenler esmerleşmişti. Dostlarımın çoğunu gördüm. Özellikle Ankara Basınının ilgisi beni çok sevindirdi. Hürriyet Temsilcisi Metehan Demir, yardımcısı ve sanat yazarı Uğur Ergan, Zaman’dan Mustafa Ünal, Haber Türk’ten Erdal Şen, Star’dan Mustafa Kartoğlu, Bugün’den Adem Yavuz Arslan, Radikal’den Deniz Zeyrek, hepsi gelip, sergiyi dolaşıp, bizimle sohbet ettiler. Böylece Ankara Sanat Sezonuna başlamış olduk.

Yazarın Tüm Yazıları