Paylaş
Alman basını Cumhurbaşkanı Joachim Gauck’un Türkiye ziyaretini böyle tanımlıyor. Daha bir buçuk ay öncesinden.
Gauck mart ortasında Berlin’de yabancı gazetecilerle akşam yemeğinde buluşuyor. Yemekte Türkiye ile ilgili soruya: “Bölgesinde istikrar unsuru, hükümet olumlu adımlar attı, ancak evrensel hukuk değerleri, ifade özgürlüğü, yargı bağımsızlığı ve özellikle Gezi’ye gösterdiği tepki, yargıya ve polise müdahalesi bizleri tedirgin etti. Bu görüşlerimi Türkiye’ye gittiğimde de dile getireceğim” cevabı veriyor.
Son aylarda Alman basınında Tayyip Erdoğan bağlantılı olumlu tek bir haber bulmak mucize. Almanlar Gauck’a “Özgürlük tutkunu” diyor, Türkiye’de yaşananlar karşısında onun vereceği mesaj bir buçuk ay öncesinden belli.
BARIŞ DUALARI
Gauck’un doğum yeri eski Doğu Almanya. Sovyet işgalini ve Doğu Alman diktasını yaşamış biri. Babası Sibirya sürgünü. Çok acılar çeken ailede Gauck teoloji okuyor, rahip oluyor. Doğu Alman diktasına karşı haftalık “Barış Duaları” ile ünleniyor. Sonuç malum, Stasi, Doğu Alman İstihbarat Örgütü onu rahat bırakmıyor. Özgürlük tutkusu o yılların ürünü.
Çeşitli insan hakları ödülleri var. Evrensel değerleri özümsemiş bir Cumhurbaşkanı. Bizde seçilecek yeni cumhurbaşkanını düşünüyorum da, Almanları kıskanıyorum.
CHP’ye iki soru
İKNA olmuş gibi değil, sözcüklere dökmüyor ama, Tayyip Erdoğan’ın söylediklerine inanmadığını, Gauck beden diliyle Kemal Kılıçdaroğlu’na aktarıyor. Basın özgürlüğü, yargı bağımsızlığı, Gezi’de Gauck ve Erdoğan farklı dünyalarda.
Erdoğan ve ODTÜ sonrasında Kılıçdaroğlu’nu kabul ediyor. Yanında iki sosyal demokrat bakan, Kılıçdaroğlu ile birlikte ise Faruk Loğoğlu, Osman Korutürk, Gülsün Bilgehan, Aylin Nazlıaka, Faik Tunay var.
Türkiye’ye hazırlıklı gelmiş, bizim sorunlarımızı iyi biliyor. Basın toplantısında söylediklerini Kılıçdaroğlu’na tekrar ediyor, resmi görüşmelerdeki sözlerini biraz daha açıyor:
“Türkiye’de olumlu adımlar oldu. Ama, şimdi kutuplaşma rahatsız edici. Ayrıca, bir kişinin bu kadar güçlü olması da düşündürücü. İster istemez, bir değişim olacaktır”.
Özgürlük kısıtlamaları, AB ilişkileri, Aleviler, sivil toplum örgütleri üzerine görüş alışverişinden sonra Gauck’tan kritik iki soru geliyor:
“Siz sosyal demokrat partisiniz ama, fazla muhafazakâr görüntü veriyorsunuz. Örneğin, gençlere neden daha çok sahip çıkmıyorsunuz?”
Gauck devam ediyor:
“Örneğin, bizim sosyal demokrat parti SPD ile neden daha sık görüşmüyorsunuz?”
Gençlerle ilgili, 1981 doğumlu Faik Tunay cevap veriyor: “CHP gençlere açık, işte ben milletvekiliyim”.
Kılıçdaroğlu özellikle AB vurgusunda bulunuyor. Öngörülen süreyi aşan görüşme samimi havada geçiyor.
Her görüşme gergin
SON aylarda Tayyip Erdoğan’ın yabancı devlet adamlarıyla görüşmeleri hep gergin. Amerika’da Obama, Brüksel’de AB yetkilileri ve önceki gün Gauck ile tartışıyor. Batı’nın gözünde Erdoğan demokrasiye sırtını çoktan dönmüş bir otokrat.
Bunlar artık dışarıya yansıyor, hatta dünkü gibi, Erdoğan parti grubunda konuk Cumhurbaşkanını eleştiriyor, “Sen önce kendine bak”. Uluslararası diplomasi yerle bir.
Mısır’da idamlar
MISIR’da idamları eleştirirken, Erdoğan Türkiye’deki siyasi idamları da haklı olarak ağır dille ve insan, vicdan, zulüm kavramlarıyla kınıyor. Adnan Menderes ve arkadaşları ile 12 Eylül idamlarını vurguluyor.
Ama, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’ın idamından tek söz yok. Hani vicdan? Hani zalime beddua?
Paylaş