DÖRT metre yüksekliğinde, 800 kilo ağırlığında, bronzdan yapılmış at heykelinin adı Zenit. Avrupa Parlamentosu'nun girişine dikiliyor. Heykeli gönderen, İtalya Başbakanı Berlusconi.
Bundan sonra AB Zirveleri artık, dönem başkanı ülkelerde yapılmıyor. Maliyeti düşürmek üzere, bundan böyle zirveler sadece Brüksel'de. Temmuz'da dönem başkanlığı İtalya'ya geçiyor. Berlusconi, başkanlığının simgesi olarak, Brüksel'e at heykeli armağan ediyor. Ancak, Zenit onu kurtarmaya yetmiyor. AB'de onunla ilgili söylenen bir araba dolusu laf var.
Lafların tümü, onun yolsuzluk iddialarına yönelik. Hatta, AB'de bir kaygı var, ‘‘acaba AB, Berlusconi'ye dönük iddialar nedeniyle zarar görür mü’’ kaygısı. Son olarak, İtalyan Parlamentosu'ndan, sadece kendisine dokunulmazlık tanıyan yasanın kabulü, AB'deki laflara tuz biber ekiyor.
1990'dan bu yana, Berlusconi ile ilgili iddialar ve şimdiki durum, inanılmaz bir tablo çıkartıyor ortaya. Der Spiegel dergisi, son sayısında müthiş bir döküm veriyor:
All İberian 1, off-shore işlemlerinde partiye yasa dışı finansman suçlaması. Zaman aşımına uğruyor. Finivest, medya, maliye memurlarına rüşvet iddiası. Zaman aşımına uğruyor. Medusa, film, bilanço sahtekarlığı suçlaması. Beraat ediyor. RAİ TV, görevi kötüye kullanmak suçlaması. Dava erteleniyor. Bir başka TV, Mediaset, rüşvet suçlaması. Dava erteleniyor. Aynı gurupta, Mondadori Kitap ve Gazete firması, yolsuzluk ve yargıca rüşvet suçlaması, zaman aşımına uğruyor. Lentini, futbol, bilanço sahtekarlığı suçlaması, zaman aşımına uğruyor. (Der Spiegel, sayı 26, s.118).
Toplam ondört suçlama. Ama, Berlusconi'ye dokunmak mümkün değil!..
Kepenek'e yanıt: Zaman!..
45 milletvekilinin ortak hedefi var: Zaman aşımı!.. İtalya'yı çağrıştıran bir durum mu?..
Yolsuzluk dosyalarının arka arkaya açılmasıyla birlikte, milletvekili dokunulmazlığının sınırlanması her gün yeni bir boyut kazanıyor. Seçim sırasında, Tayyip Erdoğan ve AKP, meydanlarda halka söz veriyor. CHP de seçim sırasında hem söz veriyor, hem de bugünlerde, verdiği Meclis Araştırması ile sözünde ısrar ediyor.
Önergeden önce, CHP milletvekili Yakup Kepenek'in bu yöndeki sorusunu,Başbakan Erdoğan adına, Devlet Bakanı Abdüllatif Şener yanıtlıyor. Orada dokunulmazlığın sınırlandırılması üzerine uzun bir edebiyat parçalandıktan sonra, tek bir önemli cümle var:
‘‘Dokunulmazlığın sınırlandırılması konusundaki Anayasa değişikliğinin zamanı, toplumun öncelikleri, TBMM'nin gündemi, partiler arası uzlaşma ışığında belirlenecektir.’’
Sıradan gibi görünen bu cümlede en önemli söz zaman!.. Çünkü, Şener'in kullandığı zaman sözcüğü ile 45 milletvekilinin öngördüğü zaman arasında paralellik var mı?. Dokunulmazlığı kaldırılması istenen milletvekilleri, kendilerine yönelik iddialar karşısında, en kestirme yolun zaman aşımından geçtiğine mi inanıyor?..
Şener'in verdiği yanıtta, bir de toplumun öncelikleri deniyor. Bu öncelik yıllardır sürüyor!.. Her Meclis döneminde, yeni bir Yolsuzluk Araştırma Komisyonu kuruluyor. Her Meclis döneminde, ortaya kilolarca dosya çıkıyor. Her Meclis döneminde, her yer toz duman, sonra bu öncelik, haydi hoop rafa!..
Ortalık yolsuzluk iddialarıyla çalkalanıyor. Toplumun önceliği bir türlü oluşmuyor!..