KÜLTÜR Bakanlığı öneriyor, Dışişleri Bakanlığı uygulamaya geçiyor. Çünkü, uygulama yurtdışında.
Kürt kardeşlerimiz için bir şey yapmak gerek, düşüncesi uzun zamandır AKP’yi meşgul ediyor. Ne yapalım da, Kürt kardeşlerimizin gönlünü alalım, düşüncesi çerçevesinde, fikir jimnastiği yürütülüyor.
Önceki gün İran’a giderken Abdullah Gül aynı konuya dönüyor:
"Kürt sorunuyla ilgili önümüzdeki günlerde çok iyi şeyler olacak".
Çok iyi şeyler ne? Ne olacak? Dün bunu araştırıyorum. Ve o çok iyi şeylerden birinin izine rastlıyorum.
HER YERDE KUTLAMA
Görev Kültür Bakanlığı’na veriliyor. Nevruz kutlamaları ile ilgili farklı bir uygulama yapmak, görevi.
Kültür Bakanlığı düşünüyor, taşınıyor ve muhtemelen Tayyip Erdoğan’a da danışarak, o çok iyi şeylerden birine karar veriyor:
Nevruzu yurtdışındaki temsilciliklerimizde de kutlamak, her yıl 21 Mart günü büyükelçiliklerimizde kokteyl düzenlemek.
Dışişleri dış temsilciliklerimize bir genelge göndererek, 21 Mart Nevruz günü kokteyl düzenlenmesini istiyor. Bu uygulama hemen on gün sonrasına yetişir mi, onu bilmiyorum.
NEVRUZ AŞKI
Bu yıl herkesin Nevruz Aşkı depreşiyor. Belki seçim nedeniyle. Bir süre önce, Deniz Baykal öneriyor:
"Nevruz’un resmi tatil vasfına sahip bayram olarak kutlanması için CHP yasa teklifi verecektir."
Baykal, Nevruz’la birlikte, 1 Mayıs’ın da resmi tatil ilan edilmesini öneriyor. Nevruz aşkı CHP ile AKP’yi, Kürt kardeşlerimizin gönlünü almak için bir şeyler yapmak gerek, tezinde buluşturuyor.
Nevruz resmi tatil de ilan edilebilir, dışarıda da kutlanabilir, olabilir. Ancak bir gelenek var.
Bugüne kadar, büyükelçiliklerimiz tek bir bayramı kokteyl vererek kutluyor: Cumhuriyet Bayramını.
Nevruz uygulaması, bu geleneği kırıyor. Kırabilir, yine bir şey var.
ÇOK KÜLTÜRLÜ
Musevi vatandaşlarımızın Hamursuz Bayramı, Rum vatandaşlarımızın Paskalya Bayramı için de, kokteyl verilmeli.
Madem çok kültürlü toplumuz ve bu bizim zenginliğimiz, o zaman çok kültürlü olmanın gereğini yerine getirmek şart. Kaldı ki, bu aynı zamanda vatandaşlar arasında eşitlik meselesi.
Ama benim merakım başka. Kokteyl ve tatil günü ile biz Kürt sorununu çözmek için adım mı atmış oluyoruz? Kürt kimliğini tanımış mı oluyoruz? Kürtlerde aidiyet duygusunu pekiştirmiş mi oluyoruz?
Çankaya adayından hoş olmayan özür
ANKARA’da sivil toplum örgütlerinden biri de, Kavaklıderem Derneği.
Genel olarak sosyal demokrat eğilimli insanların oluşturduğu bu dernek geçen cumartesi akşamı söyleşi düzenliyor. Çankaya’da yarışan sekiz belediye başkan adayını davet ediyor.
Davetli olanlardan biri de, CHP Çankaya adayı Bülent Tanık. Tanık, benim Ankara yıllarımdan tanıdığım, nazik ve aklı başında biri.
Davete diğer yedi parti adayı katılıyor, ancak Bülent Tanık son gece derneği arayarak, "beni affedin, böyle yerlerde çok stres oluyor" diyor ve gelmiyor. Çok ayıp ediyor. Ve insanlar ciddi tepki duyuyor.
Belediye başkanı seçilirse, hayatı bütünüyle stres, onu bilmiyor mu?
Nazım Ekren idare edemedi
KONUŞMASI düzgün ve mantıklı bakanlardan biri de, ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren. AKP’lilerin deyimiyle, Nazım Hoca.
Nazım Hoca, dün sabah NTV’de ekonomik krizi değerlendiriyor. Tam o sırada tatsız bir haber geliyor, otomotivde üretim son iki ayda yüzde 63 düşüyor. Nazım Ekren’in sözleri:
"Bu stokların geçici bir düzenleme ile çözülme ihtimalini görürsek, ortaya yeni bir şeyler koyarız."
Üretim düşüyor, satış zaten yok, stoklar onun için yükseliyor. Stoklar yükseldiği için üretim de düşüyor.
Tam canlı yayında gelen bu tatsız haber karşısında, Nazım Hoca durumu idare edemiyor, anlamsız bir cümleyle geçiştirmeye çalışıyor. Ama, olmuyor.