TFF hâlâ geçen yüzyılda

İkisi de, 200 metrede şampiyon. Tommie Smith olimpiyat birincisi, John Carlos olimpiyat üçüncüsü. İkinci, beyaz sporcu, Avustralyalı Peter Normann.
1968 Meksika Olimpiyatları’nda Smith ve Carlos madalya töreni için şeref kürsüsüne çıktıklarında siyah eldivenli sol ellerini havaya kaldırıyorlar. Aradan kırk beş yıl geçtikten sonra bile, belleklerden silinmiyor o an. Aynı törende Normann göğsüne “insan hakları için olimpiyat rozeti” takıyor.
Siyah eldivenli sol eller havada, siyahlara baskıyı protesto için. Siyah eldivenli yumruklar dünya çapında simgeye dönüşüyor.

DRAMATİK SON

Beyaz yönetimler bu unutulmaz gösterinin altında kalmıyor.
İki siyah şampiyon Smith ve Carlos’un spor hayatları sona eriyor. Tehditlerin bini bir para. Normann daha dramatik, eşinden ayrılıyor, işsiz kalıyor, Avustralya yönetimleri ona terörist muamelesi yapıyor.
2006’da öldüğünde tabutunu taşıyan çok az kişi arasında Smith ve Carlos da var.

MANDELA DEVREDE

Irkçılığa karşı verdiği mücadelede ağır fatura ödeyen, ama sonunda devleşen Mandela cumhurbaşkanıyken bu üç sporcuyu unutmuyor. Onların Amerika ve Avustralya’da affı için uğraşıyor ve bunu başarıyor.
Geç de olsa, af geliyor ama, yaş ilerlemiş, spor hayatları sona ermiş. Siyahlar yine de, bu affı hep birlikte kutluyor.

DROGBA VE EBOUE

Mandela öldüğünde Galatasaraylı iki siyah oyuncu Drogba ve Eboue ona saygı adına “Teşekkürler Madiba, huzur içinde uyu Mandela” yazılı tişörtler giyiyor. Irkçılığa karşı mücadelesinde beraber olmak adına.
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) onları Disiplin Kurulu’na sevk ediyor. Dünya ırkçılığa karşı mücadele ederken, TFF ırkçılığa destek vermiş oluyor. FIFA, bizimkilere “Siz ne yapıyorsunuz” diye çıkışıyor.
Oysa, bu mücadele genel olarak uluslararası spor, özel olarak futbol kuralları arasına çoktan girmiş. Bazı ülkelerde ırkçı eğilimde gösteri yapan sporcu ya da futbolcular ceza alırken, bizde ırkçılığa karşı mücadele eden futbolcular cezaya sevk ediliyor.
TFF’nin bundan haberi olmayabilir ama, dünyaya rezil oluyor, ondan haberi olmalı. Irkçılık artık geçen yüzyılın malı.

çArşı’ya bitmeyen kin

HELALİNDEN Beşiktaşlıyım, Beşiktaş Kongre üyesiyim. Beşiktaş’ın oynadığı futbolu beğenmiyorum, takımın hele de ikinci yarılarda pili bitiyor. Üzücü bir durum.
Bununla birlikte, Beşiktaş üzerindeki karabulutların da bitmediği ortada. Galatasaray maçında sonra seyircisiz dört maç ceza bu yönde verilen cezalar arasında rekor.
O rekor sürerken, Beşiktaş maçlarında görev yapan hakemlerin kararları garabet ötesi. Genellikle Beşiktaş aleyhine. Sanki ölçülmüş biçilmiş, Beşiktaş nasıl zarar görür havasında kararlar.
Son Kasımpaşa maçı bardağı taşırıyor. On-on beş metre ileriden atılan taçlar, biri gidiyor gol oluyor, yetmiyor, tacın yerine itiraz eden Almeida sarı kart görüyor. Beşiktaşlı futbolcuya faul yapılıyor, kartı Beşiktaşlı görüyor. Bu maçı yöneten hakem ise Avrupalı hakemler Çemberlitaş Kulesi. İki topun aynı anda oyunda olması, o inanılmaz pozisyon ise akıllara seza.
Gezi eyleminde çArşı’nın etkisi. çArşı üzerinden Beşiktaş’a ceza veriliyor, bu kin bitmiyor. AKP Beşiktaş’ın biletini çoktan kesmiş, biz “İyi oynadı, kötü oynadı” diye kendi kendimizle haşır neşir oluyoruz.

1453 Kartalları

BEŞİKTAŞLI taraftar gruplarından biri, kendine “1453 Kartalları” diyen bir grup.
Geçenlerde Tayyip Erdoğan Haliç Kongre Merkezi’nde belediye başkan adaylarını açıklarken, 1453 Kartalları ilk sıralarda Erdoğan’a tezahüratta bulunuyor.
Galatasaray maçında sahaya atlayanların 1453 Kartalları, önceki gün Kasımpaşa maçında sahaya giren “taraftarın” yine 1453’lü olduğunu söyleniyor.
Ne tesadüf.

Düzeltme ve özür

GEÇEN cumartesi günü “Konya çölüne santral kurmak” başlıklı yazdığım yazıda bir hata var. Santralın soğutulması için gerekli su miktarı saniyede 88 bin litre, yani 88 metreküp olarak hesaplanıyor. Ben yanlışlıkla 88 bin ton yazdığımı fark ettim. Yanlışı düzeltir, özür dilerim.