Paylaş
Çevre düzenlemeleri. Sanayileşmeye giden yol bu “tesislerin” sonucu. Surlarda burç onarımı. “Tesis” dediğin surlara bayrak çekerek olur zaten.
Altgeçitler, hibe destek programları, köprü kavşak düzenlemeleri, kredi faiz destekleri, trafo merkezi, kooperatif destek projeleri. “Tesislerin” tam göbeğindeyiz.
Bilenler bilmeyenlere söylesin, AKP sözlüğünde bunlar “tesis” diye geçiyor. Hepsinin ortak başlığı “Açılışa hazır yatırımlar”. Faiz desteği de, burç onarımı da, kooperatiflere destek ve diğerlerinin hepsi “açılışa hazır yatırımlar ve tesis”. Tam 1318 tesis açılışa hazır. Resmi listede öyle yazıyor.
ERDOĞAN AÇTI
Geçen cumartesi ve pazar Tayyip Erdoğan Diyarbakır’a hazır gelmişken, bölgede adı geçen 1318 tesisi açıyor.
Haksızlık olmasın, açılan “tesisler” arasında kültür evi, birkaç okul, lojman, tarımsal ve hayvansal ürün işleme ve pazarlama merkezi gibi yerler de var.
Tesisin Türkçesi “kurum ve kuruluş”. Fabrika ya da en basitinden atölye gibi. En azından beş-altı kişinin çalıştığı, herhangi bir maddenin üretildiği yerler. “Yeni açılan tesis” olduğuna ve 1318 tane olduğuna göre, en azından yedi-sekiz bin kişiye yeni iş sahası açılmış olması gerek. Ne var ki, “1318 tesisle birlikte şu kadar kişiye iş sağlandı” diye bir laf yok. Ama “1318 tesis açılışı” var.
“AKP Propaganda Merkezi” faaliyette. Faiz desteğini, kredi hibesini, arazi toplulaştırmasını “tesis” diye yutturma denemesi. Tayyip Erdoğan da, TV’lerde canlı yayınla “1318 tesis açılışıyla” ilgili nutukları patlatmakta zaten gecikmiyor.
Yerel seçimler yaklaşıyor. Ne yuttursan kârdır. Zaten attığı nutuklarda “Yerel seçimler geliyor, unutmayın haa” diye tembihi eksik bırakmıyor.
‘Kişilikli dış politika’ Çin’den duyuldu
“Savunma Sanayi İcra Komitesi, uzun menzilli füzelerle ilgili olarak Çin’le görüşmelere devam kararı aldı.”
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz 11 Kasım 2013 günü Bütçe Komisyonu’nda ayrıntıya iniyor:
“Biz Rusya, Çin, Amerika ve Fransa-İtalya ortaklığından teklif aldık. Teknoloji transferi, fiyat, en kısa zamanda teslim ve daha yüzlerce kriter var, hepsi değerlendirildi, Çin birinci geldi, İtalya-Fransa ikinci, Amerika üçüncü, Rusya dördüncü oldu”.
1- Uzun menzilli füze teknolojisi “uçak üretimine” kadar gidiyor.
2- Savunma Sanayi İcra Komitesi Başkanı Tayyip Erdoğan. Komitede Genelkurmay Başkanı ile Milli Savunma Bakanı var. Bu konuda en yüksek karar organı.
3- Dört milyar dolarlık füze ihalesi 26 Eylül’de Çin’e veriliyor.
4- 11 Kasım’da Bakan İsmet Yılmaz ihalenin Çin’e verildiğini resmen doğruluyor.
5- Ahmet Davutoğlu 17-18 Kasım’da Amerika’da Dışişleri Bakanı John Kerry ile görüşüyor, sonra kısa bir açıklama:
“Çin füzeleriyle ilgili görüşmeler bir süre ertelenmiştir”.
Davutoğlu hep vurguluyor “kişilikli dış politika”. Amerika’dan Çin’e kadar kişilikli dış politikayla dünyayı titretiyoruz. Bu arada Savunma Sanayi İcra Komitesi’ni de Amerika titretiyor.
Sürekli ‘özgürlük alanı’
HER hafta yeni bir fetva. Son imza AKP Meclis Başkanvekili Sadık Yakut’a ait. “Kızlar ve erkekler ayrı okusun”. Hazretin “kişisel fikri” imiş.
“Kişisel fikir” aniden başkalarının da “kişisel fikri” haline geliyor. Meclis Eğitim Komisyonu Başkanı AKP’li Fikri Işık:
“İsteyen kız ve erkek karma liseye gidebilmeli. Karma liselerin yanı sıra kız ve erkek liselerinin ayrı olması özgürlük alanını genişletir”.
Türkiye’yi geriye doğru götürecek bir karar daha alınacağı zaman bir AKP’li çıkıyor, “kişisel fikrini” söylüyor. “Kişisel fikir” tartışılıyor, bir bakıyorsunuz, “kişisel fikir” iktidarın uygulamasına dönüşüyor.
Sürekli “özgürlük alanı genişlemesi” adına, yeni kısıtlamalarla birlikte, aslında rejim başkalaşıyor.
Paylaş