"Hizbullah terör örgütüdür, terörle mücadele etmek şarttır ve bu şart Birleşmiş Milletler kararlarında yer almaktadır."
İsrail’in Lübnan’a saldırılarını çok net savunan bir bakış.
Bu cümleyi Amerika iki gün önce, Roma’daki Lübnan Konferansı’nda söylüyor. Amerika’yı, İngiltere, Almanya, İtalya, İspanya, Yunanistan, Kanada destekliyor.
ELDEKİ SÖZLER
Roma’da havanda su dövüleceği bir hafta önceden belli. Acil olarak, ateşkes çağrısında bile anlaşma çıkmıyor.
Anlaşmayı engelleyen Hizbullah’a bakış. Farklı bakış açısı her zaman mümkün. Zaten toplantılar bunun için. Ancak, Roma’da durum daha değişik.
Roma’da masanın bir ucunda, Lübnan Başbakanı Fuat Sinyora oturuyor.
Hizbullah’ın terör örgütü olduğu Sinyora’nın yüzüne söyleniyor. Bu ayrıntı önemli.
Çünkü, Amerika’nın elinde Lübnan Cumhurbaşkanı Emile Lahud’un sözleri var. Onun, Hizbullah’a ilişkin övgüleri.
Bu övgüler Roma’daki konferansta Amerika’nın kozu.
TERÖRİSTE SAYGI
Amerika, İsrail’den yana tutumunu, Lahud’un bu sözlerine dayandırıyor.
O sözlerdeki gizlilik perdesi dört gün önceki Der Spiegel dergisinde kalkıyor. Dergideki röportajda, Lahud aynen:
"Lübnan’da Hizbullah’a karşı büyük bir minnet ve saygı vardır. Çünkü, bizim ülkemize özgürlük ve bağımsızlık Hizbullah sayesinde gelmiştir. Hizbullah Arapların onurunu ayakta tutmaktadır. Küçük bir örgüt ama, İsrail’i alnından vurmaktadır. Ayrıca, benim Nasrallah’a elbette saygım vardır". (Der Spiegel, sayı 30, s. 92).
Nasrallah, Hizbullah’ın başı. Bir Cumhurbaşkanı bir terör örgütünün başına saygı duyuyor, terör örgütünü öve öve, yere göğe koyamıyor.
Bu övgüler, o Cumhurbaşkanının ülkesine ölüm ve enkaz olarak geri dönüyor.
Bu övgüler, ateşkesi ileri bir tarihe bırakıyor.
POMPA TEK YÖNLÜ
Savaş insanlık dışı bir durum. Ancak, politika belirlerken, her etkeni göz önünde bulundurmak gerek.
AKP bize baştan beri savaşın tek bir yönününü pompalıyor, herkesin kabul edeceği savaştaki insanlık dışı durumu.
Barış gücüne katılırız, asker göndeririz, laf salatasından ibaret. Her zamanki gibi, kendini önemli gösterme denemesi. Önce, oyundaki aktörlerin tanımını yapmak gerek.
Bir terör örgütü HAMAS seçimle iktidara geliyor. Bir diğer terör örgütü Hizbullah’ın Lübnan Meclisi’nde 28 sandalyeye sahip.
Ama, AKP "onlar seçimle geldi" mantığıyla, örneğin HAMAS’la sarmaş dolaş.
Doğru, Hitler ve Mussolini de iktidara seçimle geliyor.
Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül, içerde kendi kendilerine övünüyorlar. Kendilerine, olmayan rolleri biçiyorlar. Dışarda ise, kimsenin iplediği yok.
Saddam’ı Kürtlerle devirmek
ONBEŞ yıl önce, Körfez Savaşı günleri. Dünyanın Saddam’a ateş püskürdüğü günler ve yıllar.
Bir Avrupa başkentinde gizli bir toplantı. Toplantıda CIA eski başkanlarından biri var. Aynı toplantıya katılan Türk yetkililere CIA’cı soruyor:
Kürtlerle flört yeni değil. ABD’nin eski bir tezi. Kürt kartının o tarihte işlemesine gerek kalmıyor. Ne zaman ki, Türkiye ile ABD’nin arası 1 Mart tezkeresi nedeniyle açılıyor, Türkiye ABD’ye geçiş izni vermiyor, o zaman ABD’nin Kürtlerle flörtü fiili duruma dönüşüyor.
En başta PKK, bugün bu flörtün bütün sonuçları ortada.