Irak'ta
Saddam sonrasındaki karmaşa sadece sokakta devam etmiyor. Her ne kadar, ABD bir konsey oluşturmuşsa da, siyasal partiler de eksik değil. Hatta, siyasal yelpazedeki dağılıma denk düşen, sağdan sola açılan bir dizi parti var. Gerçi, siyasal ağırlıkları son derece sınırlı. Dolayısıyla, ülke yönetiminde söz sahibi olmaları, mucizelere bağlı. Buna rağmen, varlıklarını yine de sürdürüyorlar.
HAŞİMİ AİLESİ
Orada asıl söz sahibi olanlar, mezhep ve etnik kökene dayalı partiler. Bunun dışında, bir de
Haşimi Ailesi'nin, yani geçmişteki kraliyet ailesinin izleri var.
Bu ailenin şu anda iki ayrı partisi var. Her iki parti de,
‘‘eğer, Irak'ta yeniden krallık kurulursa’’ hülyasına dayalı. Bunlardan biri, Londra'da oturan Şerif Ali Bin Hüseyin'in partisi,
Anayasal Monarşi Hareketi. İşgalden sonra, Irak'ta yönetim oluşurken, diğer guruplar onu da çağırıyor. Ama, o katılmıyor.
Hálá krallık kurulması umudunu taşıyan diğer parti ise,
Demokratik Kraliyet İttifakı. Başında
Prens Raad El Said var. Amman'da oturuyor. Bin Hüseyin gibi, o da tahtta hak iddia ediyor.
Hem
Bin Hüseyin, hem
El Said'in bizimle dolaylı bağlantıları var. Ailenin büyüğü, soy ağacının temeli
Şerif Hüseyin 1916'da İngilizler'le bir olup, Osmanlı'ya baş kaldırıyor. İngiliz tahriki ile ayaklanıyor.
Günümüzdeki bağlantının ise, topla tüfekle, isyanla hiç ilgisi yok. Tersine, hatta romantik. Amman'da yaşayan
Prens El Said'in eşi
Hayrünisa Hanım, Halikarnas
Balıkçısı olarak da bilinen
Cevat Şakir'in kızkardeşi.
İster misiniz, günün birinde Irak'ta krallık kurulsun, Demokratik Kraliyet İttifakı iktidara gelsin ve
Prens El Said de kral olsun!.. Dolayısıyla, eşi
Hayrünisa Hanım da kraliçe!.. Irak tahtında bir Türk gelin!..
O zaman, Irak'la hiç bir sorunumuz kalmaz!.. Ne asker gönderme, ne PKK, ne Kürt Devleti olasılığı!.. Gül gibi geçinip gideriz!..
BM kampında PKK'lılar!..
YILLARDIR ‘‘kapatın’’ diyoruz. Yıllardır aynı uyarıyı bin kez tekrarlıyoruz. Ama, oralı olmuyorlar!..
Koca
Birleşmiş Milletler. Daha net haliyle,
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği. Bu uluslararası kuruluşun Kuzey Irak'ta
Mahmur'da bir kampı var. İşte, bu kampta sayıları
dört bini aşkın PKK'lı, kalıyor!.. Kampta PKK militanlarının yanı sıra, aileleri de var. Hepsi, sözüm ona
mülteci!..Aileleriyle birlikte sayı dokuz bine yaklaşıyor.
Türkçesi, BM Mahmur Kampı'nda teröristleri barındırıyor!.. Biz ne kadar söylesek de, B.M.'ye göre,
‘‘onlar mülteci!..’’ Teröristleri beslemeye devam ediyor!..
Geçen hafta Bağdat'ta kimliği henüz belirlenemeyen, bir ya da birkaç terörist gurup,
Bağdat'taki B.M. temsilcisini hedef alıyor. Saldırıda, BM temsilcisi, ne yazık ki, yaşamını yitiriyor. BM bu değerli diplomatına ağlıyor.
Hemen ardından, BM ile Dünya Bankası, IMF ve FAO dahil uluslararası kuruluşlar Bağdat'taki temsilcilerini Ürdün'e çekiyor. Yani, onları terörden korumaya çalışıyor.
Ne çarpıcı, bugünlerde Türkiye'de PKK terörü hortlama işareti veriyor. Bir süredir Mardin, Şırnak, Cizre ve Batman'da PKK güvenlik güçlerine saldırıyor. Ancak, terörden canı yanmasına rağmen, BM, Mahruk Kampı ile ilgili hálá en küçük bir önlem almıyor!..
Yoksa Mahruk, Birleşmiş Teröristler Kampı mı?..