Paylaş
Demirel:
“Bana gazeteciler hangi takımı tuttuğumu sorar. Ben onlara üniversiteyi Taşkışla’da okudum, Ihlamur’da oturdum, Baba Hakkı’nın maçlarını izledim, diyorum, bana hâlâ tuttuğum takımı soruyorlar”.
Demirel asıl espriyi sona saklıyor, Seba’ya dönüyor:
“Bu ülkeye Süleymanlar hep yararlı olmuştur, Kanuni Sultan Süleyman’dan başlar, sana kadar gelir”. Seba mahcubiyetini koruyarak:
“Estağfurullah efendim, sizin yanınızda benim adım mı geçer?”
STAT RUHSATI
İnönü Stadı’nın yıkılıp yeniden yapılması ile Seba yakından ilgileniyor, sürekli bilgi sahibi olmak istiyor. Başkanlığı döneminde en büyük arzularından biri yeni stat. Çilekli, Nevzat Demir tesisleri, Akaretlerdeki Plaza’nın arsası, toplam on bir tesisin altında onun imzası var. Yeni stat onun heyecanlarından biri.
Stadın inşaat ruhsatını o günkü Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal veriyor. Ruhsat çıktıktan sonra İsmail Ünal, Başkan Fikret Orman’a Seba’yı ziyaret etmeyi öneriyor. Birlikte Seba’ya gidiyorlar, Ünal ruhsatın bir fotokopisini Seba’ya veriyor. Yeni stadı çok teşvik eden Seba, fotokopiyi odasının duvarına asıyor: “Bugünü çok beklemiştim”.
Yeni stadın açılmasını en çok arzu edenlerden biri de o, ne yazık ki, göremiyor.
ÜNLÜLER ODASI
Beşiktaş’ta “Bir, ki, üç gol yetmez, dört, beş, altı olsun” yılları. Beşiktaş, Seba başkanlığında arka arkaya şampiyon. Koyu bir Beşiktaşlı olarak, o sırada Milliyet’teyim, bu başarıyı anlatan yazı dizisi hazırlıyorum. Seba’yı arıyorum, sözleşiyoruz. Birkaç gün sonra kulübe gidiyorum, odasına girdiğim anda, şaşırıyorum. Odada en az kırk kişi, anlı şanlı eski futbolcular, eski-yeni yöneticiler. Seba hepsini toplamış, onlara “Bildiğiniz, yaşadığınız ne varsa, olduğu gibi anlatın, bizim hikâyemiz halka doğru biçimde yansımalı, hiç gocunmayın” diyor.
Doğru ise doğru, yanlış ise yanlış. Seba’ya göre, “hataları düzeltmek için”.
TAK ETTİ CANINA
Milliyet Genel Yönetmeniyim, Spor Servisi Şefi Zeki Çol odama geliyor, “Abi, Süleyman Seba başkanlıktan ayrılıyor”. Büyük haber.
Bir akşam önce Zeki’ye eleştirilere çok kırıldığını, yorulduğunu anlatıyor. Beşiktaş’a katkılarını anlatan, hak etmediği eleştirileri ekleyerek, bir hafta haberlerini yayınlıyoruz.
Dün Çarşı’nın bir bölümü cenaze törenine katılıyor, bir bölümü katılmıyor. Sayın Başkanım, nur içinde yat.
CHP’li Tarhan ve İnce
EMİNE Ülker Tarhan: CHP’de geçen yıl grup başkanvekilliği seçimi var. Bir önceki dönemde grup başkanvekili olan Emine Ülker Tarhan yine aday. Ancak, seçilemiyor. Kendi parti grubunda seçilemeyen Tarhan şimdi kurultay istiyor. Adı bir ara cumhurbaşkanı adayları arasında geçiyor, oysa o tarihte aday artık belli, “Ben aday değilim, partimin kararına saygılıyım” demiyor.
Muharrem İnce: Grup başkanvekilliğine yeniden aday oluyor, ancak dördüncü turda seçilebiliyor. Grupta güç bela seçilen İnce şimdi genel başkan adayı, demek kendine güveniyor. 12 Eylül’de askerler partileri kapatıyor. 1992’de CHP yeniden açılıyor, İnce “CHP’yi Deniz Baykal açtı” diyor. Erol Tuncer’in CHP’nin yeniden nasıl açıldığını anlatan belgesel kitabı var. 12 Eylül öncesinde CHP’nin son kurultayı Kasım 1979. O kurultayda seçilen genel yönetim kurulunda Erol Tuncer de var. CHP’nin 1992’de yeniden açılmasını 18 üyeli genel yönetim kurulu sağlıyor, o 18 kişi arasında Baykal yok. Tuncer kitabını İnce’ye de gönderiyor. Genel başkan adayının parti tarihini bilmesi şart. Onun Yalova’da 30 Mart’ta seçime nasıl asıldığını kimse unutmuyor, hakkını teslim etmek gerek, o ayrı.
Paylaş