Dinleme, izleme, filme çekme, fişleme!.. Uzun süredir varolan bu uygulama, son zamanlarda hızlanıyor. Bir yandan, demokratikleşme, bir yandan da kendi vatandaşından kuşku duymayı sürdürme!.. Elbette, her ülkede yasa dışı insan var. Onları yasalara uymaya çağırmak, elbette devletin görevi. Ancak, herkesi potansiyel suçlu görmek eğilimi, çok gerilerde kalması gereken bir bakış.
Geçenlerde Başbakanlık Müsteşarı Fikret Üçcan TBMM İnsan Hakları Komisyonu'na çağrılarak, ondan bu uygulamalarla ilgili bilgi isteniyor. Neden o?.. Çünkü, Başbakanlık Takip Kurulu Başkanı.
Nedir o kurul?.. 28 Şubat sonrasında, dönemin Başbakanı Erbakantarafından yayınlanan bir genelgeyle oluşan bir kurul. Adalet, İçişleri ve başka bazı bakanlık müsteşarları ile istihbarat yetkililerinin üye olduğu bir kurul. Adı üstünde, Takip Kurulu, bol bol takip ediyor!..
İnsan Hakları Komisyon üyeleri, Müsteşar Üçcan'ı sıkıştırıyor. Çünkü, bu kurulun verdiği raporlar, devletin uzun koridorlarından geçerek, bir yerlerde etkisini gösteriyor.
Üçcan'ın komisyonda verdiği bilgiye göre, halen 2 bin 600'den fazla vatandaş fişlenmiş durumda!.. 65 milyonda 2 bin 600 belki yüksek bir oran değil!.. Ama, yöntem, fişleme!.. O insanlardan vazgeçmek anlamına gelmiyor mu?.. Dünya yasa dışına çıkmış insanları kazanmaya çalışırken, Türkiye onları itiyor. Kaldı ki, adamın suçu varsa, vebalı gibi fişlemek yerine, hakkında yargıya başvurmak uygar bir çözüm değil mi?..
Başbakan Erdoğan Takip Kurulu'ndan rahatsız. O nedenle, Müsteşar Üçcan'dan da rahatsız!..
Fişlenmiş biri olarak, siz hiç toplum içine çıktınız mı?..
AKP veriyor, AKP çekiyor!..
BUNU ikinci kez yapıyor.
AKP Hükümeti bir süre önce esnafın sorunlarıyla ile ilgili Meclis Araştırma Komisyonu kurulması için verdiği önergeyi, Meclis'te geri çekiyor. Birkaç gün önce, bu kez denizcilik sorunları ile ilgili araştırma önergesi veriyor, sonra onu da geri çekiyor. Çünkü, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım rahatsız oluyor!..
Oysa, önergenin kabulü için CHP adına söz alan İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci ciddi bilgiler aktarıyor. İşte, bazı satır başları:
Dünya yük ve yolcu taşımacılığının yüzde 80'i deniz yoluyla yapılıyor. Buradaki gelir 300 milyar dolar. Türkiye'nin payı, üç milyar dolarla, yüzde bir.
Deniz yoluyla Yunanistan 60 milyar, Güney Kıbrıs bile 14 milyar dolar gelir elde ediyor.
Bizde deniz filosu yaşlı. Ayrıca, üç tarafı denizle çevrili, 8 bin 333 km kıyı şeridi bulunan Türkiye, yabancılara 3 milyar dolar navlun ödüyor.
Akdeniz'de 700 bin yat dolaşıyor. Türkiye sadece 10 binini ağırlıyor.
Ketenci noktayı koyuyor: ‘‘Türkiye'nin aradığı kaynak denizcilik sektöründedir.’’
AKP adına söz alan Cengiz Kaptanoğlu da önergeyi savunuyor, ama partisi son anda çark ediyor. Kaptanoğlu, ‘‘olmaz böyle şey’’ diye tepkisini gösteriyor, ne var ki, Bakan Yıldırım istemiyor!.. İstemeyecek ne varsa!..