Paylaş
Bir keresinde tam doğru söyleyecek, onda da “pardon” diyor, doğru telaffuz ettiği halde, düzeltiyor, yine yanlış söylüyor.
Balyoz davasında avukatların Anayasa Mahkemesi’ne ilk başvurusu Kasım 2013’te. Aylar geçiyor, AYM sessiz. Sessizliğe karşı AYM önünde nöbet başlıyor. Avukatlar ve aileler AYM Başkanı Haşim Kılıç’la görüşüyor, Kılıç onlara “Karar bir ay içinde çıkar” diyor. Bir değil, iki ay geçiyor, “Yine neler oluyor” soruları.
Ailelerde tedirginlik artıyor, AYM nihayet tarihsel kararını veriyor, “Hukuk ihlali var”. Kasım 2013-Haziran 2014, karar için sekiz ay bekleniyor. Boşu boşuna sekiz ay daha yatıyorlar.
KUMPAS MALİYETİ
“Kumpasın” maliyeti çok yüksek. Ülke savunması, kişisel kariyer ve aileler açısından.
Hapiste hayatlarını kaybedenler var, ailelerin yaşadıkları maddi, manevi sıkıntılar var. Kuvvet Komutanlığı dahil, rütbe ve makamda ilerleme şansına sahip olanların hakları ellerinden alınıyor. Deniz Kuvvetleri perişan, bu yıl terfi edecek kor ve tümamiral kalmıyor, gemiler tatbikata bile çıkamıyor. Hapisten çıkanlar haklı olarak “Bu işin arkasında kim varsa, onlar ceza görmeden, hukuk tam olarak yerine gelmez” diye isyan ediyor.
KAPSAM GENİŞ
Bu görüşün hukuki girişimi var. Birkaç ay önce avukatlar suç duyurusunda bulunuyor. Kapsamı geniş.
Davaya bakan yargıçlar, savcılar ile kararı onaylayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi üyeleri ve bu davada görev yapan polisler hakkında. Mesleki kurallarda hata yapıldığı iddiasıyla. Yargıtay üyeleri, yargıçlar ve savcılarla ilgili kararı HSYK, polislerle ilgili olanı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı verecek.
HSYK nasıl işlem yapacak, İstanbul Savcılığı hangi adımı atacak, hukuk nasıl işleyecek, sırada bekleyen hukuk bu.
Bir de sırada bekleyen dava bitmeden insanları mahkûm eden manşetler ve köşeler var. AYM “Hukuk ihlali var” diyor, bunlar şimdi nerede saklanıyor?
Tek tek insanların ve kurumların çok değişik yönlerden ağır bedeller ödediği karanlık bir dönemin ilk perdesi kapanıyor.
İhsanoğlu’na anayasa iddiası
YCUMHURBAŞKANLIĞI adaylığı açıklanır açıklanmaz Ekmeleddin İhsanoğlu ile ilgili yakıştırmalar, iddialar, hatta çirkin laf atmaların gerekçesi var: AKP için korkulu bir rakip.
O yakıştırmalardan biri “Vaktiyle yeni bir anayasa hazırlığında bulunanlar içinde yer aldı” türünde bir haber. O haber üzerine yorumlar hemen başlıyor. Oysa, o haberin, dolayısıyla yorumların aslı astarı yok. Aslı şöyle.
1992’de bilim adamları ile işadamlarından oluşan on beş kişilik iyi niyetli bir grup “Toplumsal Diyalog Forumu” başlığı altında buluşuyor. Adı üstünde, diyalog, onun için sağdan ve soldan insanlar, uzlaşma arayışı. Onların arasında Ekmeleddin İhsanoğlu da var.
O grup değil ama, o grupta yer alan Prof. Zafer Üskül o tarihte bir çalışma yapıyor, “Geniş Tabanlı Uzlaşma Arayışı İçin Karşılaştırmalı Anayasa Taslağı” başlığı ile. Yeni bir anayasa tartışmalarının yine hız kazandığı bir dönem. Bu çalışma o tartışmalara katkı olmak üzere hazırlanıyor. Değişik anayasa metinlerini karşılaştırıyor. Kitapta Üskül dışında kimsenin imzası yok. Dolayısıyla o grupta yer alan İhsanoğlu’nun da imzası yok.
Yeni bir anayasa çalışması ile İhsanoğlu arasında hiçbir bağlantı yok. Bu yönde çıkan haberlerin gerçekle ilgisi yok. Diyalog grubuna gelince, bir süre sonra dağılıyor.
Kimin aklına gelir ki, yirmi yıl sonra İhsanoğlu aday olacak ve olur olmaz haberler piyasaya dökülecek. Rakip korkulu olunca, meydan düzmece haberlerin.
Paylaş