Sırada zehirlenme var

KAS ağrıları, sinir sisteminde bozukluk, alerjik hastalıklarda artış, bazı insanlarda kalıcı hasar, yavaş zehirlenme nedeniyle bazılarında ölüm.

Haberin Devamı

GDO, genetiği değiştirilmiş organizmalar, bir canlıya farklı karakter vererek elde edilen organizmalar.
GDO içeren çok ürün var. Mısır, patates, domates, pirinç, soya, buğday, kabak, ayçiçeği, yerfıstığı, bazı balık türleri, üzerinde çalışılan muz, çilek, kiraz, biber, kavun, karpuz, bazı bebek mamaları.
Bir ara bizde çok tartışılan, her tartışma gibi unutulan GDO sofralarımıza yeniden girmeye başlıyor. CHP’li Gökhan Günaydın’ın belirttiğine göre, yasak gen içeren DDGS, yem hammaddesi, ithal ediliyor, dolaylı olarak sofralara ulaşıyor, hepimiz zehirleniyoruz. Nasıl oluyorsa, Tarım Bakanlığı’nın yaptırdığı analizlerde bu yem hammaddesinde GDO çıkmıyor. Oysa, aynı ürünü Çin çoktan yasaklıyor.


BİR MİLYON TON


Geçen yıllarda GDO’lu mısır ve soya ithal edildiğinde ortalık “Zehirleniyoruz” nidalarıyla inliyor. Şimdi sadece iki ses var, biri Gökhan Günaydın, diğeri Yem Sanayicileri Birliği. GDO’lu ürün yasak. Ama Tarım Bakanlığı laboratuvarları GDO’yu saptama kapasitesine sahip değil. Yem Sanayicileri Tarım Bakanlığı’nı uyarıyor:
“ABD’den 700 bin ton üzerinde DDGS limanlarımıza ulaşmıştır. Bu ürünlerin yüzde 92’si GDO’ludur. Buna rağmen, 2014 Eylül ayında ilk partisi gelen bu ürünlerin analiz sonuçlarının GDO’suz olduğu açıklaması büyük şaşkınlığa yol açmıştır”.
Yem sanayicileri telaşlı, çünkü denetim yapıldığında GDO belirlenirse, ürünü satana para ve hapis cezası var. ABD’den ithal edilen miktar toplam bir milyon ton. Türkçesi şu: Pek çok gıda maddesi, (tahıl, sebze, meyve, balık), üzerinden zehirlenmeye hazır olun, bir milyon ton çok yüksek bir miktar.
Madende ölüm, inşaatta ölüm, trafikte ölüm, şiddet, sırada zehirlenme var. Ülkeye çöken kâbus, hayatın pek çok alanında renk bırakmıyor, geriye tek gerçek kalıyor: Sırada ne var?

Haberin Devamı

Bir biber gazı eksikti


SON görüntüler Yırca köyünde yasadışı bir uygulamayı daha açığa çıkarıyor. Kolin Grubu’nun termik santral kuracağı zeytinlikleri korumak için eylem yapan halka özel güvenlik görevlileri biber gazı sıkıyor.
Geçen yıl, o sırada İçişleri Bakanı olan Muammer Güler bir soru önergesine verdiği yanıtta, “Özel güvenlik görevlilerinin biber gazı bulundurma, taşıma, kullanma izni yoktur” diyor. (Umut Oran’ın 7/19996 sayılı soru önergesine Güler’in yazılı yanıtı.) Buna rağmen, şirketin özel güvenlik birimleri insanların yüzüne, kafasına, hem de kısa mesafeden biber gazı sıkıyor. Kamera kayıtlarında var. Orantısız şiddet ve yasaya aykırı. Yırca’da altı bin zeytin ağacı kesiliyor, masum insanlara “özel birileri” kelepçe takıyor, yaşlı başlı kadınlar yerlerde sürükleniyor, eylem günlerdir sürüyor, hükümetten çıt yok, sanki bu yaşananlar bir başka ülkede. Eminim, Suriye’de olsa, tepki çoktan gelirdi.
Biber gazı kullanımı ile ilgili İçişleri Bakanlığı ne gibi işlem yapacak, merak ediyorum.

Haberin Devamı

Tarhan Erdem’e şaşırdım

HERHALDE sürçülisan. Araştırmacı, köşe yazarı, teknik yönü de bulunan Tarhan Erdem iki gün önce CNN TÜRK öğle haberlerinde çözüm sürecini değerlendirirken: “Sayın Öcalan...”
Bu söylem HDP’ye ve PKK’ya ait. Başka bir siyasetten bu söylemi duyduğumu anımsamıyorum. Tarhan Erdem CHP’de genel sekreterlik yapmış. Şimdi her fırsatta CHP’ye en ağır eleştirileri yöneltenlerden biri olsa da, eski bir genel sekreterin “Sayın Öcalan” demesini garipsiyorum. Ani bir dil sürçmesi olsa gerek.

Yazarın Tüm Yazıları