Paylaş
Son sözünü söylüyor, karar öyle açıklanıyor.
Thomas More idama mahkûm oluyor, “Ütopya” yazarına karar açıklanmadan önce “son sözü” soruluyor. Son sözünü söylüyor, karar öyle açıklanıyor.
Fransız devrimi öncülerinden Robespierre, Danton, hatta milyonlarca insanın ölümünden sorumlu Nazi liderleri, hatta su katılmamış diktatör Saddam hakkında karar açıklanmadan önce “son sözleri” soruluyor.
Silivri’de önceki gün karar okunmadan önce, avukatlar temsil ettikleri sanıklarla ilgili “son söz istiyor”. Herkes şaşkın, çünkü mahkeme heyeti “Söz vermiyoruz” diyor ve kararlar okunmaya başlanıyor. İnsanlık tarihi, hukuk tarihi boyunca başka örnek yok.
İŞTE KURAL
Hukuk fakülteleri birinci sınıfından itibaren, öğrencilerin aklından hiç çıkarmadığı bir hukuk kuralı var, “savunma kutsaldır”. Son söz sanığa kutsallık gereği veriliyor.
Bizde bu kuralı CMK 216/3 getiriyor: “Hüküm öncesi son söz hazır bulunan sanığa verilir”. Aynı kural 2008 yılında Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nda içtihada dönüşüyor:
“Hükümden önce son söz mutlaka sanığa verilmelidir. Savunma hakkı ile yakından ilgili olan bu usul kuralı buyurucu niteliktedir, uyulmaması yasaya mutlak aykırılık oluşturur. Savunma hakkı en önemli hak olup hiçbir şekilde kısıtlanamaz. (...) Yargılamanın son sözü sanığa verilmeden bitirilmesi usul ve yasaya aykırıdır”.
Bu kadar net. Buna rağmen, Silivri’de önceki gün bu kurala uyulmuyor ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu içtihadına göre, “yasaya aykırı” bir durum doğuyor.
AVUKAT KILIÇ’A GÖRE
İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyelerinden avukat Hasan Kılıç dün bana şunları söylüyor:
“Ben Silivri’de duruşmayı izledim. Hüküm açıklanmadan önce avukatlar son söz istedi, ama mahkeme heyeti vermedi. Oysa, son söz ile belki mahkemenin seyri değişebilir, belki yeni bir kanıt ortaya çıkabilir. Kaldı ki, yasalara göre savunma, temel hukuk hakkıdır. Mahkeme bu hakkı tanımadı”.
Kararların tartışılması bir yana, sanıkların gösterdiği bazı tanıkların dinlenmesinin geri çevrilmesi gibi, çeşitli aşamalarda hukuk eksiklikleri bir yana, sanıklara son söz verilmeyişi yasaya aykırı.
Yargıtay’ın kararları bozması için bir gerekçe daha. Günü geldiğinde, Yargıtay’ın kendi içtihadına aykırı tutum alması herhalde artık beklenmez.
Seyahat özgürlüğü yerle bir
OTOBÜSLER kalkıyor, sen onlara izin vermiyorsun. İnsanlar bir yerden bir yere gidemiyor. Benim nereye gideceğime sen nasıl karar veriyorsun. Hangi hakla engelliyorsun? Bunun için elinde mahkeme kararı mı var? Nerede o karar? Gerekçesi ne?
Silivri’ye
gitmek için yola çıkanlara engel olmak, açıkça seyahat özgürlüğü ihlali anlamını taşıyor
Hukukun bir temel ilkesi daha yerle bir ediliyor ve bu gayet olağan hale geliyor. Bir değil, birden fazla görülen bu hak ihlali, anayasa aykırılık oluşturuyor.
Güle güle İnal
SEVGİLİ dostum emekli büyükelçi İnal Batu hayata veda ediyor.
Meslek hayatı boyunca nerede görev yapmışsa, İnal’la pek çok olayı paylaşıyoruz. Bunlar bazen dış politika ile ilgili, bazen kişisel. İçten, nazik, sonuna kadar güvenilir bir kimlik.
Pek çok anıyı içeren arkadaşlığımıza eşi Nevra, kızı Pelin, oğlu Arda da katılıyor. Başarılı bir diplomat, iyi bir arkadaş, hoşgörülü bir baba olan sevgili İnal, mekanın cennet olsun.
Paylaş