İSMAİL Y.K. alanda kendiliğinden toplanan beş, altı bin kişiye sahneden sesleniyor:
"Sıfır kilometre yeni bir araba satın alırım / Mahallede ben kızlara hava atarım."
Geçen hafta sonu Sivas’taki bu konserde, İsmail Y.K. bu dizeleri söylüyor, Sivas’lı gençler hep bir ağızdan karşılık veriyor:
"Bas gaza, bas gaza, aşkım bas gaza."
CD satışları dört milyona tırmanarak rekor kıran İsmail Y.K. hip hoplarıyla gençleri ayaklandırırken, ben alanda nabız yokluyorum. Abdüllatif Şener’in memleketi Sivas’ta.
ŞENER’İN ARABASI
Abdüllatif Şener, İsmail Y.K.’nın söylediği gibi, yeni bir araba satın alıyor. Yani, yeni bir parti kuruyor. Kızlara hava atmak için değil. Mahalleyi yönetmek için.
Alanda konseri izleyen gençlere, orta yaşlılara soruyorum:
"Abdüllatif Şener yeni arabasıyla Türkiye’de hava atar mı?"
İlk anda, birkaç genç, sahneden alana yayılan şarkıya eşlik ediyor:
"Kim tutar seni, bas gaza / Yollar senin için durma."
Yani, önü açık. Şansı bol. Ama, sonra derin bir nefes alıyorlar:
"Aman yanlış anlaşılmasın abi, Abdüllatif Bey gaza basacak ama, gaz pedalı bozuk".
Parti yarı yolda tökezleyecek mi? Gaz pedalı neden bozuk?
"Başta iyi yaptı, bıraktı, ama sonra fırsat bekledi, bu olmadı be abi."
Alandan ayrılıyorum, Sivas’ın çarşı, pazarında dolaşıyorum. Rasgele soruyorum. Şener’in memleketi Sivas’ta, Şener’e karşı bir tereddüt, bir mesafe var.
SİVAS BİLE
AKP kurulurken ve daha sonra, Şener Sivas’ta AKP il ve ilçe başkanlarını kendi seçiyor. Sivas’ı kendi örgütlüyor. Şimdi oradaki AKP’lilerin iddiası:
"İlçe başkanlarından biri hariç, şimdi hiç biri Şener’i desteklemiyor."
AKP iddiası olduğu için, dikkatli bakmak gerek. Ancak, halkın nabzı bu iddiaları doğrular türde:
"Abi, Abdüllatif Bey şimdi bağımsız aday olsa, valla zor seçilir."
Daha kendi memleketinde bu kadar zorlanacak gibi görünen Abdüllatif Şener, yeni partisiyle Türkiye’de ne yapar? Şansı ne kadar?
Belli ki, Şener’in Sivas’taki tabanıyla sorunu var. Belli ki, o eski taban, Şener’in yeni partisine uzak duruyor. Eminim, AKP bu havayı dalga dalga bütün Türkiye’ye yaymak için elinden geleni yapıyor. Bu da, yeni partiyi zora sokuyor.
İsmail Y.K. sahneden seslendikçe, Sivas’taki kalabalık hep bir ağızdan, "bas gaza, bas gaza" diye kendinden geçiyor.
Abdüllatif Şener gaza basacak ama, hız yapacak benzin şimdilik yok, gibi.
YÖK’te el çabukluğu marifet
REKTÖR adaylarını belirlerken, YÖK tam AKP yörüngesinde. Bir adım ötesi, rektörleri atayacak Abdullah Gül’ün işini kolaylaştırıyor.
21 üniversitede rektör adaylarını belirlemek üzere seçim yapılıyor. O seçime göre, adaylar sıralanıyor. Ne var ki, YÖK seçim meçim dinlemiyor, kendi siyasal eğilimi doğrultusunda, seçim kazanmış rektör adaylarını ya liste dışı bırakıyor ya da sıralamada aşağıya atıyor. Hem de, büyük üniversitelerde.
Örneğin, İTÜ’de seçimde birinci olan Prof. Dr. Faruk Karadoğan üçüncü sıraya alınırken, muhafazakarlığı ile tanınan Prof. Dr. Muhammed Şahin’i ilk sıraya getiriyor.
Örneğin, Gazi Üniversitesi’nde birinci seçilen, Atatürkçü Düşünce Derneği yönetiminde yer alan Prof. Dr. Kadri Yamaç aday listesine bile alınmıyor. Yamaç’ın yerine, milliyetçiliği ağır basan Prof. Rıza Ayhan ilk sıraya konuluyor.
Madem bu iş bu kadar keyfi, o zaman rektörlük için üniversitelerde seçim hokkabazlığı neden? Her üniversitede kendi adamlarını cımbızla seç, ona göre sırala, Çankaya zaten ona göre kerteriz almaya hazır, atama yap, geç, git.
YÖK boğazına kadar siyasete batıyor. Boğazına kadar sorumluluğu da beraberinde.