‘Sayın Başbuğ, sizi yalnız bırakanlar’

Daha yargılama başlamamış, ama emekli Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ için yandaşlar cezayı çoktan kesiyor, “Darbeciye müebbet”. Ceza üstüne ceza yağıyor, “Rütbesi sökülecek”.
Bu cadı avı iki yıl sürüyor. Günün birinde aniden “Orduya kumpas kurdular”. Hem de, bu yazının çıktığı gazete “darbe de darbe” diye iki yıl boyunca davul çalarken.

UZUN TUTUKLULUK

İnsanlar beş yıldır hapis, tanıklar dinlenmiyor, kanıt diye sunulan CD’lerin sahte, hukukun en temel ilkeleri ayaklar altında, bütün dünya “uzun tutukluluk süresi” diye nota üstüne nota veriyor, kimse oralı değil.
Günün birinde yine aniden, yandaşların aklına, uzun tutukluluk süresi geliyor. İki yıl önce Başbuğ ve arkadaşlarını ömür boyu hapse mahkûm edenler, aniden “Bu kadar uzun tutukluluk süresi hukuka aykırı” diye hepimizden çok bağırmaya başlıyor.
Ne, hukuk mu? Hangi hukuk? Aniden hukuk?

BEŞ GÜNDE ELLİ BİN

İlker Başbuğ mahkemede savunma yapmıyor. Genelkurmay Başkanı ama terör örgütü başı. Dünyada örneği yok. Savunma yerine kitap yazıyor, “Suçlamalara Karşı Gerçekler”, beş günde elli bin satıyor.
Ve 17 Aralık gelip çatıyor, yolsuzluk iddiaları ortalığa dökülürken, herkes yeniden hesap yapıyor, gonk çalıyor, iktidarın düşüşü başlıyor. Son iki ayda sayısız hukuk faciasında göz gözü görmezken, hukuk bir anda en yüce değere dönüşüyor. Anayasa Mahkemesi (AYM) evrensel hukuktan senfoniler çalıyor.

ASIL ŞİMDİ AYM

Çoktan atması gereken adımı AYM hızla atıyor, Başbuğ’un tahliyesine yol açan kararı alıyor. Madem hukuk, AYM önünde başka fırsatlar var:
Hukuk birinci sınıf öğrencisinin bile tespit ettiği Anayasa’ya aykırı olan internet ve HSYK yasalarını iptal etmek.
AYM’nin Başbuğ kararı hukuk değil, daha ötesi. Bütün dünya gibi, AYM de görüyor, bir devir kapanıyor, kâbus sona eriyor.
Geçmiş olsun Sayın Başbuğ, sizi orada yalnız bırakan silah arkadaşlarınız, sizi bilmiyorum ama, ben merak ediyorum, acaba şimdi ne düşünüyorlar?

BDP’nin Bozdağ ile dansı

SAATLER gece yarısını geçmiş, Meclis’te Adalet Bakanı Bekir Bozdağ için MHP’nin verdiği gensoru görüşülüyor. 17 Aralık’la birlikte hukuk lime lime, haklı bir gensoru. BDP adına Hasip Kaplan söz alıyor:
“Var mıdır yargıç teminatı? Vallahi, billahi bütün hâkimler, savcılar artık Sayın Bozdağ’ın insafına kalmış, ama Allah’tan vicdanlı insandır, hâkim ve savcıların sığınacağı vicdanıdır” (1 Mart, Meclis tutanağı).
MHP’liler “yağ çekme” diye laf atıyor, Hasip Kaplan “Vicdanlı limandır” diye devam ediyor.
BDP Bozdağ’a verilen gensoruya çekimser oy kullanıyor. Ne de olsa “açılım” umudu.

CHP Kemerhisar

NİĞDE’ye bağlı Kemerhisar ilçesi. Bir yıl önce belediye başkanlığı için CHP’den dört aday çıkıyor. Önseçim yapılacak. Dört aday aralarında anlaşıyor, “önseçime katılacak bir delegenin adaylardan birine husumeti varsa, o delege oy kullanmayacak”.
Bu centilmenlikle adayı önseçimle belirliyor, Genel Merkez’e bildiriyorlar. Genel Merkez seçilen kişiyi aday gösteriyor.
Kim bilir, daha ne hoş öyküler vardır.