Paylaş
Ama, dava Kayseri’de başlıyor, “güvenlik” gerekçesiyle. Duruşmayı izleyen CHP milletvekili ve eski savcı İlhan Cihaner hukuk açısından yorumluyor.
1- Eskişehir’de güvenlik kaygısı var deniyor. Oysa, bazı aşiret davaları dahil, kritik davalar asıl Eskişehir’e alınıyor. Yargıtay kararları var, bir davanın başka kente alınması için “mutlak ve somut tehlike bulunması” gerek. Eskişehir’deki somut ve mutlak tehlike nedir, bilinmiyor. Cihaner, “Bu tavır davayı gözlerden kaçırmaktır” diyor.
2- Dava üçe bölünüyor. Sanıklar Kayseri’de yargılanıyor, bazı tanıklar Ankara’da, bazı tanıklar Eskişehir’de dinleniyor. Hani Eskişehir güvenli değildi? “Sancım var Ali İsmail, sancım”. Cihaner ekliyor, “Bu adil yargılamayı etkiler”.
3- Kayseri adliye binasında ve alanda müthiş polis barikatı var, helikopterler uçuyor, avukatlar dahil polis herkesi didik didik arıyor. Buna rağmen, “salonda silahlı biri” var. Jandarma olduğunu söylüyor. Hani, nerede güvenlik!
4- Yüzlerce izleyici ve avukat var. Duruşma salonu küçük, avukatların çoğu dışarıda kalıyor. Duruşma başlıyor, yargıcın sesi duyulmuyor, sonradan bir mikrofon geliyor.
5- Duruşma 14 Mayıs’a erteleniyor. Süre uzun, vicdanları kanatıyor.
Hepsi birden, “Sancım var Ali İsmail, sancım” adaleti bekliyorum.
Berlin’de etik ve ‘ucu açık’
ALMANYA’da iki etik ders var. Ber1in’de bulunan Tayyip Erdoğan’a anlatıldığını ummak istiyorum.
1- SPD, Yeşiller, Sol Parti’den oluşan “Sol Cephe” seçimde Merkel’in başını çektiği CDU/CSU’ya göre mecliste on bir sandalye daha çok kazanıyor, yani çoğunlukta. Buna rağmen:
Merkel seçimden birinci parti çıktığı için, Sol “Demokrasiye saygı gereği, hükümeti kurma hakkı Merkel’e ait” diyerek, ona yeniden başbakanlık yolunu açıyor ve bugünkü koalisyon (CDU/CSU ile SPD) kuruluyor.
2- Bugünkü büyük koalisyon mecliste olağanüstü çoğunluğa sahip. Buna rağmen:
“Meclis çoğunluğu her şey değil, mecliste muhalefetin etkin denetimi şart” diyen koalisyon ortakları, meclis içtüzüğünü değiştiriyor, “kendilerini denetletmek” amacıyla.
Aynı hükümet Türkiye-AB ilişkisine nasıl bakıyor, koalisyon protokolünden:
“Türkiye’nin AB tam üyeliği ucu açık ve sonucu garanti olmayan bir süreçtir”.
Ben resmi açıklamalara değil, bu gezide asıl bunlara bakarım.
Erdoğan Bayraktar destanı
YOLSUZLUK iddialarında adı geçen Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, istifası istendiği için o gün canlı yayında,
“Bana baskı yapılmasını kabul etmiyorum. Soruşturma dosyasındaki imar planlarının büyük bölümü Başbakan’ın talimatıyla yapıldı. Bu milleti ve vatanı rahatlatmak için Başbakan’ın istifa etmesi gerektiğine inanıyorum. Milletvekilliğinden ve bakanlıktan istifa ediyorum” diyor.
Bir ayda hayat değişiyor, Bayraktar milletvekilliğinden istifa etmediği gibi, Tayyip Erdoğan’dan bir de özür diliyor.
Bayraktar destan yazıyor, siyaset tarihimize ibretlik belge bırakıyor.
Paylaş