Rektörlerin Cumhuriyet Bayramı

Gelecek hafta bugün Cumhuriyet’in kuruluşunun doksanıncı yılı, 29 Ekim 1923-2013. Doğal olarak, doksanıncı yılın görkemli kutlaması gerekir diye düşünüyor insan. Ve öyle düşünen insan yanılıyor.
Ankara’da ve diğer kentlerde kutlama programlarını bilmiyorum, ama rektörlerin Cumhuriyet Bayramı programını biliyorum.
YÖK’ten ayrı olarak, bir de Üniversitelerarası Kurul var. Türkiye’deki devlet ya da vakıf, her üniversiteden rektör, yine aynı üniversiteden bir üye daha bu kurulun üyesi. Geniş bir akademik kurul.

HAFTAYA VAN’DA

Atalarımız “Dünyada Van, ahrette iman” demiş. Cumhuriyet’in doksanıncı yıldönümünde Van kaçmaz.
Üniversitelerarası Kurul 28 Ekim Pazartesi günü Van’da toplanıyor. Ertesi gün, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı günü rektörlere “sosyal program” adı altında, özel bir program konuluyor. Muhtemelen Van’da deprem incelemeleri ve benzeri bir faaliyet.
Şahane, yerinde, günümüze uygun. Eğer, bu program gerçekten uygulanırsa:
29 Ekim günü rektörler kendi kentlerinde düzenlenecek Cumhuriyet kutlamalarına katılamayacak.
Toplantı yeri, gündemi, devamındaki sosyal program için zamanlama muhteşem.

ÜÇ KURAL

Birinci kural: Anılan kurulun toplantı yeri ve gündemini kurul başkanı kendisi ya da YÖK Başkanı ile birlikte belirliyor. Van kararı şimdiki kurul başkanı Isparta Üniversitesi Rektörü’ne ait.
İkinci kural: Rektörler Cumhuriyet kutlamalarında protokolde yer alıyor, bu sefer yer alamayacaklar. Van’da deprem olmuş, insanlar ne durumda, ayrıca arkeolojik açıdan zengin bir bölge, bu sosyal program mı daha önemli, yoksa Cumhuriyet Bayramı mı?
Birinci ve ikinci kuralın dışında genel bir kural daha var:
Cumhuriyet olmasaydı, bu toplantı yerine ve gündemine karar veren o yetkililer acaba şu anda nerede, hangi halde, ne yapıyor olurlardı? Bin kere yazıklar olsun.
Daha bir hafta var, iyimser yorumla program değişebilir, örneğin, rektörler “sosyal program” çerçevesinde önce Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına Van’da katılabilir, deprem incelemeleri arkadan gelebilir.
365 gün içinde depremi inceleyecek başka bir gün yok çünkü. Rektörleri en büyük bayram kutlamasında uzak tutan bu anlayışa Cumhurbaşkanı Gül ne diyor? Ne de olsa, rektörleri o atıyor.

İstanbul alarmda

SÖZDE bayramda binlerce İstanbullu başka yerlere gidiyor, sözde trafik rahatlayacak. Ne gezer.
Sabahtan öğleye kadar hafif bir rahatlık, öğleden sonra İstanbul trafiğinde aynı çıkmaz. Bayram akşamlarında iki köprüde de Avrupa’dan Asya’ya ya da tersi geçişler iki buçuk-üç saat sürüyor. Her iki tarafta ana arterlerin çoğu, TEM, E-5 tıkanık.
Trafik çıkmazı İstanbul’da gelişigüzel yapılaşmanın, altyapı olmadan önüne gelen yerde rant peşinde koşmanın sonucu. Bu durum bir başka felakete doğru yol alıyor. İnsanı bunaltan betonlaşma İstanbul’da kuraklık alarmı veriyor. İstanbul ve çevresinde yağışlar azalıyor, kenti besleyen su havzaları her geçen gün küçülüyor.
İstanbul’u yirmi yıldır bu zihniyet yönetiyor. Geldiğimiz yer işte burası.

Grevcilere TBB sahip çıkıyor

“EMEĞİN hukuku sahipsiz değildir”, “Yurtta barış için çalışma barışı”, “Emekçinin sesi yükseliyor”.
Bunlar yarın Ankara’da Türkiye Barolar Birliği (TBB) kongre ve kültür merkezinde yer alacak afişler. Afişlerin yanında grev fotoğrafları sergileniyor.
Hava-İş bir yılı aşkın süredir THY’de grev yapıyor. İlk günlerde toplumda karşılık bulan grev daha sonra kendi halinde devam ediyor. İşten atılanlar, dava açanlar ve grevlerini sürdürenlere pek sahip çıkan yok. Türkiye Barolar Birliği hariç.
TBB Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu Hava-İş’in greviyle yakından ilgileniyor. Bunun uzantısı olarak, yarın “THY grevi bağlamında uçuş güvenliği ve çalışma barışı” konulu bir sempozyum düzenliyor. Sempozyuma Türk-İş ve DİSK’in yanı sıra, farklı işkollarında greve giden işçilerin de katılması bekleniyor.