Sokaklara Kürtçe pankart mı? Bundan sonra dibine kadar.
DTP’li belediyelere para mı? Bundan sonra dibine kadar.
Herhangi bir bakanlık ya da kamu kuruluşundan bir istek mi? Bundan sonra dibine kadar.
Madem artık eşitlik var, bundan sonra hepsi dibine kadar.
DTP yatıp kalkıp AKP ve MHP’ye dua ediyor. Türbanlılardan daha fazla dua ediyor. Anayasa değişikliği, sadece DTP’nin değil, şu anda akla gelmeyen pek çok kuruma, her türlü kamu hizmetinden yararlanmayı dibine kadar açıyor.
10.MADDE
Anayasa’nın 10. maddesi yeni biçimiyle şöyle:
"Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde ve her türlü kamu hizmetlerinden yararlanılmasında kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar".
Hem bütün işlemler, hem her türlü kamu hizmeti. Akla gelebilecek her türlü kamu hizmeti, her kurum için serbest hale geliyor. Bu kadar geniş. Üstelik çok demokratik görünüyor.Ama, bu değişikliği yapan AKP ile MHP’nin aklına bile getirmediği sonuçlara yol açacak nitelikte. Demokrasi ile anarşinin birbirine karıştığı bir nokta.
CİNDORUK’TAN YORUM
Deneyimli siyaset adamı, TBMM eski başkanı Hüsamettin Cindoruk buna dikkat çeken çok az hukukçudan biri:
Amacını çoktan aşan yeni düzenlemeye Cindoruk, "Başka anayasalarda eşitlik kavramını bu kadar genişleten bir hüküm yok" diyor ve ekliyor:
"MHP, karşı olduğu, ayrılıkçı olarak gördüğü DTP’nin devletten alacağı hizmetlere, hatta onun ötesinde ayrılıkçı düşünceye yol açmış oldu".
Türban yapayım derken, DTP’nin önünü açmak. DTP’nin önünün açılmasına, demokrasi içinde kaldığı sürece, benim itirazım yok. Ama AKP’nin, hele de MHP’nin çok itirazı var. MHP, DTP’lilerin yüzlerine bile bakmıyor, ellerini bile sıkmıyor, şimdi kendi eliyle her türlü kamu hizmetini altın tepside sunuyor. Türban uğruna yola çıkan AKP ve MHP, kazdığı çukura düşüyor.
Her türlü işlem, her türlü hizmet. Bu yeni kuralı istediğiniz gibi yorumlayın, sınırı belirsiz bu kadar geniş bir kavramla kim bilir daha neler yapmak mümkün?
Bir zamanlar bir banka reklamı var, hizmette sınır yok, diye. 10. madde ile artık öyle. Reklam gerçeğe dönüşüyor, sıra ateş dansına geliyor.
İçişleri’nde 1.5 aylık gecikme
İKİ gün önce, Diyarbakır’ın Sur ilçesinde yenilenmesi gereken belediye başkanlık seçiminin nasıl ertelendiğini yazıyorum.
O yazıda bir tarih ve bir tespit var. Danıştay Dava Daireleri Kurulu 18 Ekim 2007’de belediye başkanlığının düşürülmesini onaylıyor, bunu Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) 31 Aralık 2007’de bildiriyor. Bu gecikme, yeni yıla girildiği için, Sur belediye seçimini 2009’a bırakıyor.
Dün Danıştay Başkan Vekili Sinan Yörükoğlu arıyor:
"Bir tarihi düzeltmek isterim. Biz, yazdığınız gibi, 18 Ekim’de karar verdik. Kararı 19 Kasım’da İçişleri Bakanlığı’na gönderdik. YSK’ya göndermek, bakanlığın görevi".
Bu durumda, İçişleri Bakanlığı Sur seçiminde Danıştay’ın kararını tam 1.5 ay bekletiyor. Kararı yılın son gününde YSK’ya göndererek, Sur’da seçimin yenilenmesini engelliyor.
Hukuk devleti dediğin, böyle olur. Yargı kararına karşı AKP siyaseti.