Rejimin kırılması: MİT

Meclis’te görüşülen tasarı ile MİT sistemi kuşatıyor.
Kamu kurumları, bankalar, medya, hatta yargı üzerinde bile, MİT olağanüstü yetkilerle donatılıyor. MİT isterse, kamu kurumlarından ve bankalardan istediği bilgiyi alabilecek. Hesaplara istediği gibi girecek. Ticari sır sizlere ömür.
Rüşvet, görevi kötüye kullanma, ülke bütünlüğü, anayasal düzeni değiştirmek gibi suçlar üzerinden, “devlet sırlarına karşı suç işlendiği” gerekçesiyle herkesten hesap sorabilecek. Yargı değil, MİT soracak. Ve kendi iradesiyle yurtdışında operasyon yapabilecek.

MİT’E ZIRH

Esnek kavramlar üzerinden toplumun tamamını denetleyecek olan MİT müthiş bir korumaya alınıyor.
Anayasa’ya göre, kanunsuz emir ve talimat olamaz, olursa, yapanlar hakkında savcı soruşturma açar. MİT için bundan böyle geçerli değil. Bir şikâyette savcı MİT’e soracak, MİT “Benim görev alanımda” derse, savcının yapacağı bir şey yok. Hükümetin “Benim güvencem altında” demesi yetiyor. Anayasa üstü zırh.

MECLİS’TE KART

Hukuk devletinde adı bile geçemeyecek bir sisteme adım atıyoruz. CHP milletvekili Atilla Kart Meclis’teki itirazında, “Bu yasa ile MİT, Başbakanlık, İçişleri Bakanlığı ve bağlı yapılanmalar üzerinden rejimi kuşatacak, hukuku yok edecek, toplumu konuşamaz hale getirecektir. Diğer tüm mevzuat MİT mevzuatına tabi hale gelecektir. MİT adeta Anayasa üstündedir” dedi.
Kimse farkında değil, zaten ağır yaralı rejim şimdi kırılıyor.

31 bin yunus imzası

İÇKİLİ bir lokanta şişe burunlu yunuslar üzerinde bilimsel araştırma yapacak, yapar yapar, Bodrum’daki o lokanta bu amaçla Ukrayna’dan yunus ithal ediyor. Geçen Pazar bu konuda yazdığım yazının devamı var.
Nesli tükenmek üzere olan türleri koruyan bir kurum var, CİTES. Yunusların nesli tükenmek üzere, Ukrayna’nın o yunusları ihraç, Türkiye’nin de ithal yetkisi yok.
He ne kadar yunusların “eğitim ve bilimsel araştırma” için ithal edildiği söyleniyorsa da, Tarım Bakanlığı 18 Ekim 2011 tarihli yazısında “Gösteri amaçlı” diyor. Gümrükler Genel Müdürlüğü 27 Mart 2014 tarihli yazısında “Bodrum’daki turistik tesiste gösteride kullanılmak amacıyla dört adet yunus balığının geçici olarak ithalatı uygun bulunmuştur” diyor.
Bodrum’da doğal
hayat üzerine titreyen
31 bin kişi imza topluyor, yunusların iadesi için ve ilgili bakanlıklara yazıyor, onlardan gelen yanıtlar insanı titretiyor.
Dışişleri Bakanlığı “İlgili kurumlarla görüşüp sonucu bildireceğiz” diyor. Aman, bana dokunmasın.
Tarım Bakanlığı “Yunuslarla ilgili işlemleri Orman ve Su İşleri Bakanlığı yürütür” diyor, aradan sıyrılma çabasında.
Orman Bakanlığı “Usulsüzlük yok” diyerek vaziyete hâkim.
Bodrum Kaymakamlığı “Ruhsatı var, bizi ilgilendirmez” diyor.
CİTES’ten yakında ceza gelirse herkesi ilgilendirecek.

Uludere istihbaratı

“YURTİÇİNDE sınır ve sahillerde Silahlı Kuvvetler’in yaptığı bütün operasyonların istihbaratını MİT verir. En çok bilgi verdiği yer silahlı kuvvetlerdir” (Meclis tutanağı, 11.04.14).
Bu sözler (MİT yasası görüşülürken) Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’a ait. CHP milletvekili Levent Gök, Atalay’ın bu sözleri karşısında Uludere katliamını hatırlatıyor:
“34 kişinin yaşamını yitirdiği Uludere’de Başbakan istihbaratın MİT’e ait olduğu iddialarının doğru olmadığını söylemişti. Atalay şimdi itiraf ediyor. MİT yasası yeni haliyle MİT’i koruyor ve Uludere Ankara’nın karanlık dehlizlerine itiliyor”.
Genelkurmay Savcılığı, Uludere ile ilgili takipsizlik kararı verince, itiraz üzerine dosya Hava Kuvvetleri Komutanlığı Savcılığı’na gönderiliyor. Aylar geçti, henüz ses yok.