Reform için en uygun zaman

ŞIRNAK’ta toprağa düşen onüç askerimizden ikisi Urfalı. Bir Kürt, diğeri Arap asıllı. Madem ki, onlar asker, gözü dönmüş terör örgütü için farketmiyor.

Ama, Urfa’da halk sokaklarda PKK’ya karşı ayaklanıyor.

On üç askerimizin şehit edilmesi,pek çok açıdan dönüm noktası.

- Türkiye bugüne kadar teröristle mücadele ediyor, terörle değil. Artık terörle mücadele etmek gerektiği ortaya çıkıyor.

- Güneydoğu’da PKK’ya hak veren bir kesim, uzun süreden beri ilk kez PKK’yı suçluyor. Bu bulunmaz bir fırsat. Terörün tabanı daralıyor.

- Terörün tabanının zayıflaması, ekonomik ve hukuk reformları için en elverişli dönem. Bunlara şimdi yüklenmek zamanı.

- PKK, devletin kendilerini muhatap alması için azgınlaşıyor. Bu asla ve asla söz konusu değil. Pek çoğu AB üyesi olan, PKK’ya arka çıkan 28 ülke belki değil ama, uluslararası hukuk, B.M. kuralları şu anda bizden yana.

- Güneydoğu halkının yüzde doksan sekizi aşan bölümü, ayrılıkçı değil. Onlar devlete bakıyor. Kendilerine el uzatılmasını bekliyor.

DTP HAZİN DURUMDA

Son terörle birlikte, Güneydoğu’da önemli bir gelişme daha yaşanıyor. Halkın gözünde, DTP’nin konumu değişiyor.

DTP içinde bir bölüm, şaşkın. PKK’ya karşı çıksa, çıkamıyor, devleti eleştirse, eleştiremiyor. Bir bölümü de, teröre karşı artık kesin tavır alınmasından yana.

Bu onların içindeki görüş ayrılığını iyice arttırıyor.

Bundan daha önemli bir başka olgu var. DTP tabanından kopuyor, çünkü terör artık kendi çocuklarını vuruyor. Ve DTP sadece seyrediyor.

Devletin eli her açıdan güçlü. Şu anda çok yönlü harekete geçmek zamanı.

CHP ile MHP düştü

ÇOK uzun süreden beri ilk kez. Dört bir yanda, sivil toplum örgütleri, gençler, üniversiteler teröre karşı ayaklanıyor.

CHP ile MHP ne yapıyor? Onlar hálá, iktidarın terör politikasını eleştirmek üzerinden, siyasal rant avcılığında. Gençlerdeki bilincin zerresi Baykal ile Bahçeli’de olsa, zaten bu kadar zavallı muhalefet olmazlar.

Siyasal tepki tamam, ama o artık çok geride. Muhalefete düşen, yapıcı eleştiri ve alternatif öneri getirmek. Gün, tam o gün.

Onların terörü nasıl çözeceklerini kimse bilmiyor, çünkü kendileri de bilmiyor.

Sokakta insanlar zaten bağırıyor. Baykal ve Bahçeli boş boş bağırıp, bıktırıcı ezberi sürdürdükçe, ikisi de kürsüden düşüyor.

Çapları belli, Baykal ile Bahçeli işte ancak bu kadar.

Sorun dışarda değil

DAHA on gün önce, Irak’la imzalanan anlaşma ile, Türkiye sıcak takipten vazgeçiyor. Şimdi ise, sınır ötesi operasyon sesleri.

1- Ortada bir anlaşma var. Türkiye şimdi bu anlaşmayı çiğnemiş olmayacak mı? Çiğnerse, sınır ötesi harekat, uluslararası alanda Türkiye’yi zor durumda bırakmayacak mı?

2- Madem, sınır ötesi harekat düşüncesi var, o zaman Türkiye sıcak takipten vazgeçtiğini bir anlaşmayla dünyaya neden ilan ediyor? Kötü yönetim kendini burada olanca aczi ile gösteriyor.

3- Sınır ötesi harekatı her derde deva gibi göstermek, yanlış bir politika. Geçmişte, pek çok sıcak takip var ve sonuç ortada. Sınır ötesi harekat olacak, terör bitecek, gibi bir hava yaratmak, halkın morali ve güveni açısından sakıncalı.

4- Sorun dışarda değil, içerde. Dünyadaki bütün benzer örnekler, dış destekli teröre karşı, sıcak takibi değil, terörü besleyenlere, olayı yüz kez, bin kez anlatmayı ön plana alıyor.

Sıcak takip geçici bir önlem. Terörün kaynaklarını yok etmek, bir iç politika konusu. Asıl kanama içerde, çözüm onun için içerde.
Yazarın Tüm Yazıları