Paket hikáye, ille siyasal çözüm

TAYYİP Erdoğan, Abdullah Gül’den gelen isteğe kapısını kapatıyor.

Üç gün önce DTP’liler Abdullah Gül ile görüşüyor. Görüşme sonrasında DTP’lilerin izlenimi:

"Gül, bizimle görüşmesi için, Tayyip Erdoğan’a telkinde bulunacak".

O telkin tutmuyor. Erdoğan, dün "onlar PKK’ya terör örgütü demedikçe, ben onlarla görüşmem" diyor. Daha önce söylediği sözü tekrarlıyor.

Gül görüşüyor ama, DTP’lilere, "hükümetin işidir" diyerek, çözümde kendisinin aktif rol almayacağını ima ediyor.

İKİ ADRES

Hükümet ise, Kürt sorununun çözümünü bilinen pakete bağlıyor. Sanıyorum, 17 ya da 18. ekonomik paket. Güneydoğu’ya 12 milyar dolarlık yatırım ve TRT’den Kürtçe yayın.

Bu paketi Güneydoğu’da kimse tınmıyor. Kürtler siyasal çözüm bekliyor.

Dün önde gelen DTP’lilere soruyorum, aldığım yanıtlar aynı:

"Bizim bölgemizdeki yer altı ve yer üstü kaynaklar bize yeter, yeter ki işletilsin. İşletmenin şartı önce demokrasi. Bu paketle kimse dağdan inmez."

Nedir o demokrasi?

"Demokratik özerklik. Ayrıca, dünyada pek çok örneği var, gerekli yerler ile görüşülürse kıyamet mi kopar?"

Gerekli yerlerin adresi belli. İmralı’daki Apo ve dağdaki PKK.

KAF DAĞI’NIN ARDI

Türkiye İspanya değil.

İspanya onyedi özerk bölgeden oluşuyor. Etnik terörü sona erdirmek amacıyla, İspanyol Hükümeti terör örgütü ETA’nın askeri kanadıyla masaya oturuyor. İspanya Parlamentosundaki siyasal partiler de, ETA’nın siyasal kanadı ile masaya oturuyor.

DTP’nin beklediği demokrasi bu ise, böyle bir demokrasiyi Türkiye hayal bile etmiyor.

Onun için, DTP’lilerin siyasal çözüm beklentileri şu anda boş bir çaba. Dağdakileri indermek için, ellerinde siyasal çözümden başka hiç bir koz yok. O da, Kaf Dağı’nın ardında.

DOSYALAR ASKIDA

O kadar ki, DTP’liler Meclis Başkanı Köksal Toptan’a mitingde Kürtçe konuşmadan dolayı, kaldırılması istenen dokunulmazlık dosyaları hakkında işlemin durdurulmasını öneriyor.

Toptan, "inceleyeceğini" söylemekle yetiniyor. Bu kadarlık bir siyasal adım bile askıda.

Çok önde gelen bir DTP’li bana özel sohbetimizde, "mutlaka oy vermek gerekse ve DTP olmasa, oyumu AKP’ye veririm" diyor.

Buna rağmen, AKP’nin paketini o bile kabul etmiyor. Yöre halkı zaten oralı değil.

St. Vincent v Granadier

ONBEŞ bin nüfuslu Karaipler’de iki ada. Meclisinde onbeş milletvekili var. İstanbul’da beş büyük site kadar bir ülke.

St. Vincent v Granadier ülkesinin Başbakanı Ankara’yı ziyaret ediyor. Ziyaretin özünde bir beklenti var. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde geçici üyelik için, Türkiye bu ülkeden de, oy istiyor.

Oysa, ben bu çok önemli ziyarette çok önemli anlaşmalar bekliyorum:

1-Suçluların iadesi. 2-Çifte vergilendirmenin önlenmesi. 3-Çifte vatandaşlığın kabulü. 4-Teröre karşı işbirliği. 5-KKTC’ye destek.

Tuh, hiç biri yok. Ama, çok yönlü aktif dış politika var. Tayyip Erdoğan dün dış politikasıyla boşuna övünmüyor.
Yazarın Tüm Yazıları