KENDİ öz kızlarına tecavüz ediyor. Tek kelimeyle, iğrenç. Yasalar ve mahkeme kararı açısından ise ibretlik.
Adam evde ve işsiz. Karısı gündüz temizlikte, geceleri de hamur açıyor. Genellikle evde yok. Üç çocukları var. İkisi kız, biri erkek. Bir süre sonra, erkek çocuk kuşkuya kapılıyor. Ve... Günün birinde görüyor ki, babası öz kızlarına, onun öz ablalarına fiilen tecavüz ediyor. Yasa diliyle, kızlarının ırzına geçiyor.
Faciayı oğlundan öğrenen anne, intihara kalkışıyor. Baba, kızlarını ölümle tehdit ediyor. Yine de yargı önüne çıkıyor.
Yargıç yasaya göre araştırıyor, kızların rızası var mı diye!.. Neeee, kızların rızası mı?.. Bu ne biçim yasa?.. Bu ne biçim araştırma?.. Çünkü, kızların rızası varsa, ceza indirimi var. Baba olacak o rezil mahluk da, yasanın bu maddesini biliyor. Onun için kızlarını ölümle tehdit ediyor.
Sonuçta, herif mahkemedeki iyi hali nedeniyle dört yıla mahkum oluyor, iki yıl hapis yatıp çıkıyor!.. İyi hali!.. Onbeş yıl hapisten kurtuluyor.
ÇAĞDIŞI BİR TASARI
Yaşanmış bu olayı aktarmamın nedeni, Türk Ceza Yasası ile ilgili yeni tasarı. Tasarı değişik açılardan haklı olarak eleştiriliyor. Çoğu maddesi çağdışı.
Özetlediğim olaydaki gibi, tasarı çocuklara yönelik cinsel saldırılara duyarsız!.. Tasarıdaki maddeye bakın maddeye: ‘‘Çocukların rızası ile ırza geçme!..’’ Yani, çocuk, ırzının geçilmesine razı oluyor!.. Bu haltı yiyen rezil de ceza indiriminden yararlanıyor!..
Oysa, Türkiye B.M. Çocuk Hakları Sözleşmesi'ni imzalıyor. Çocukların korunması ve ırza geçmenin ayrı bir suç olarak tanımlanması gerek. Ne var ki, tasarı bunu göz ardı ediyor.
Yine kutsal devlet
TASARI felsefesinde, namus ve ırz kavramlarını ön planda tutuyor. Bireyi korumak yerine, kutsal devlet yine ağırlıkta.
Türk Ceza Yasası'nda değişiklik söz konusu. Ama, tasarı kadına, namus ve ırz kavramlarına kayıyor. Bu tasarının mantığı bugün artık sadece Ortadoğuülkelerinde var. AB kapısını zorlayan Türkiye ile uzaktan yakından ilgisi yok. Zaten, AB tasarıya dönük tepkisini bir süre önce doğrudan Başbakan Erdoğan'a iletiyor.
Güldal Hanım nerede?..
TASARI, cinsel suçlarda kadınları korumaktan uzak. Gözler Kadından Sorumlu Devlet Bakanı Güldal Akşit'e çevriliyor. Ama, Akşit tasarıdan yana!..
Örneğin, evlilik içi tecavüzün suç ol-ma-dığını savunuyor.Oysa, evlilik içi tecavüzü suç sayan ülkelere bakın: AB ükeleri, ABD, Kanada, Avustralya yanında, Namibya, Nepal, Trinidat, Honduras, Filipinler, Zimbabwe, Ekvador, Güney Afrika, Meksika.
Kaldı ki, Avrupa Konseyi'nin 1450 sayılı tavsiye kararına göre, evlilik içi tecavüz suç.
Kadından Sorumlu Sayın Bakan Akşit, iyi ki kadınlardan sorumlu!..
Kolluk kuvvetini kollamak
ÖRNEKLER, insanı çıldırtıyor. Bir başka madde yine akıl alır gibi değil.
Devlet dairesinde amir, doktor, öğretmen kendi altında bulunanlara, öğrencilere karşı cinsel suç işlerse, bu ağırlaştırıcı neden sayılıyor ve ceza artıyor. Eski tasarıda bu grup içinde kolluk kuvvetleri de var. Ama, tasarının son halinde kolluk kuvvetleri çıkartılıyor. Yani, polisin, zabıta memurunun ya da benzeri bir kolluk kuvvetinin, dairesinde ya da karakolda işlediği cinsel suçlar ağırlaştırıcı neden dışı bırakılıyor!.. Onlar cinsel suç işlerse, onları kollamak gerek!.. Ne de olsa, onlar kolluk kuvveti!..