Paylaş
Soma Termik Santralı’nda A ve B, iki ünite var, arıtma tesisi yok, olmadığı için bütün Soma halkı için kanser riski var. Hava kirliliği Soma’da normal değerlerin çok üstünde. Nasıl ki, maden ocağında ölüm “Geliyorum” dedi ve facia geldi, Soma halkı için de kanser “Geliyorum” diyor, çünkü arıtma tesisi yok.
ÖMRÜ BİTTİ
MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay sorunu Çevre Bakanı’na soruyor. Çevre Bakanı İdris Güllüce 3 Mart 2014 tarihinde yanıtlıyor:
“Soma Termik Santralı’nda A ünitesi ömrünü doldurmuştur, ancak faaliyetini sürdürmektedir”.
Madem ömrünü doldurdu, hâlâ neden faaliyette? Bu tespit devletin resmi yazışmalarında yer alıyor. Bir cinayete daha davetiye. Santral yarın patlasın, çatlasın mı, olabilir, patlar da, çatlar da, çünkü “fıtrat”.
PARA VERİLMEDİ
Soma santralı için arıtma tesisi kararı 1998’de alınıyor. 1998-2014, on altı yıl geçiyor, bir ünitesi ömrünü tamamlamış, arıtma hâlâ yok. Neden yok? Bakan İdris Güllüce: “Arıtmanın 2012 ve 2013 sonuna kadar tamamlanması hedeflenmiş, ancak Kalkınma Bakanlığı sözü geçen termik santral için ödenek ayrılmasına izin vermemiştir”.
Yerin altında yangın ve ölüm, yerin üstünde kanser ve ölüm, ödenek yok, ölmeye devam.
ÜÇ YIL VAR
Çevre Bakanlığı, Enerji Bakanlığı, Özelleştirme Yüksek İdaresi arasında tarih ve numaraları belli yazışmalardan ortaya çıkan başka bir gerçek daha var. Hükümet genel olarak termik santralların arıtma tesislerini düşünmez mi, elbette düşünür.
Bu santrallarda çevre izni alınması için 31 Aralık 2017’ye kadar süre tanınıyor. Bu gerçek o yazışmalar ile Bakan Güllüce’nin MHP milletvekili Akçay’a verdiği yanıtta açığa çıkıyor. Soma dahil, termik santralların bulunduğu yerlerde insanlar üç yıl daha karbondioksit ve kükürt dioksit soluyacak, hükümet çevre kirliliğine izin veriyor, ölmeye izin var.
Yerin altında ölüm, yerin üstünde ölüm, burası Soma.
Soma ilişkileri
SOMA’da facianın ertesi günü Tayyip Erdoğan bekleniyor. Bir anda büyük bir sessizlik, ardından insanlar çığlık çığlığa. Bir kadın önce bağırmak istiyor, sonra susuyor. Neden?
“Ben de bağıracaktım Başbakan’a ama, korktum, eşimin cesedini vermez diye korktum”.
Yerel seçim öncesi Erdoğan Soma’da mitingde soruyor: “Maden işçileri burada mı?”
Birkaç bin baret havaya kalkıyor, evet oradalar, nasıl olmasın, facianın yaşandığı ocakta, “miting günü işçilerin yemek fişleri toplanıyor, miting sonrası çıkışta yeniden dağıtılmak üzere” (Meclis Tutanakları, 29 Nisan 2014). Ya mitinge katılırsın ya aç kalırsın.
İktidar-maden ocağı-sendika üçgeninde Soma ilişkileri tek başına roman. Roman yazmaya sondan başlamak gerek. Halka sıkılan biber gazından başlayarak, facianın belgeseli, çizmeler, tekme ve tokat, AKP sözcüsü ile devam ederek. Birden çok ana karakter var, başrol oyuncusu belli.
Âdet yerini bulsun
AKP sözcüsü Hüseyin Çelik “Araştırma önergelerinin yaptırımı yoktur. Pek çok araştırma önergesi verilmiş, genel kurula bile gelmemiştir. Oradan ne çıkar?” Çıkmaz ama, bunca çığlık üzerine, AKP Meclis araştırma önergesi veriyor:
“...Kazanın meydana geldiği ocakta mart ayında yapılan denetimlerde mevzuata aykırı bir durum olmadığı ifade edilmesine rağmen...”
Önerge bile saptırılıyor, Çalışma Bakanlığı “Mevzuata aykırı yedi nokta var” diyor, faciadan hemen önce.
Paylaş